Demokratikleşme paketinde medya özgürlüğü var mı?

  • 17.09.2013 00:00

 Ülke gündemi AKP hükümetinin demokratikleşme paketine  kilitlenmiş vaziyette; bu gün olmadı, yarın, yarın olmadı haftaya sarktı, bu hafta sonu deyip sürekli erteliyorlar demokratikleşme paketinin açıklamasını ve sonuna yaklaştık, Başbakan  son şekkini verip bu hafta içinde açıklayacak,diye açılmalarda bulunuyor AKP kurmayları.

Toplum olarak ta bir beklentiye girdik çünkü;KCK  demokratikleşme  konusunda bir adım atılmadı ve silahlı güçlerimizi  çekilme konusunda  durdurduk,diye açıklaması ve bu çekilmenin Öcalan’ın bilgisi dahilinde olduğu da ortaya çıkınca; AKP ‘nin dalkavuk medyası ve onun esnaf tetikçi yazar takımı iyice şapşallaştı.

Ben dünkü yazımı bitirirken bir not düşmüştüm Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Neşe Düzel’in yazısını detaylarıyla ayrı bir yazı konusu olarak işleyeceğimi belirtmiştim,buna döneceğim, şu demokratikleşme paketinden bir vatandaş olarak beklentilerimi;demokratikleşme basın özgürlüğünü kapsamıyorsa dağ fare doğurmuş olacak.

Demokratikleşme paketinde medya özgürlüğü çıkmazsa diğerleri fasa fiso onu baştan belirteyim.

Medyanın bu haliyle sürmesinin kabullenmek;Erdoğan’dan ”temel hak ve özgürlükleri hayata geçmesini beklemek ahmaklık”  olur.

Demokratikleşme de başta basın özgürlüğü;  eğer basının editoryal bağımsızlığı ve mevcut basının gidişatı AB standartların çekilmez ve  anayasal bir güvenceye alınmazsa; demokratikleşme paketini içinde yer alacak olan maddelerin hiçbir güvencesi ve hayata geçme şansı yoktur .Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı yerde demokrasi mi olur?

 Demokrasilerde Yargının yansızlığı ve tarafsızlığı kadar medyanın özgürlüğü de önemlidir.

 AKP’nin oluşturduğu ve tekeline aldığı partilisi gibi görev paylaşımını yerine getiren gazeteciler için basın özgürlüğü önemli olmaya bilir ama bizim olmazsa olmazlarımızdandır.Medyanın bu haliyle, yöneten ve yönetilen bir demokrasiyi hayata geçirmek hayal olur.

İşte Yeni Şafak gazetesinde yazan vicdanının sesini dinleyip dalkavukların arasından avazı çıktığı kadar bağıran,demokrat bir  yazar Yusuf Kaplan 15 Eylül 2013 tarihli “Bu gerilim giderilmezse baş aşağı gideriz” başlıklı yazsında medyadan bahsederek hükümet yalakalardan kurtulmalı” diye feryat ediyor.

Bizler yazınca bunlar barış sürecinden rahatsız olanlar,kandilden savaş haberi bekleyenler, liberal kesimin Kemalist damarı kabardı,bunlar Taraf gazetesini Sözcü gazetesine dönüştürdüler,kendi gibi düşünmeyip eleştiri yapanlara, AKP’nin yeminli düşmanları derken;demokratik hakkını kullanmak isteyen herkesi ve her kesimi darbeci olarak aynı sepete koyup,koro halinde de yaftalamaya başlıyorlar..Geziye destek verenin ümüğünü sıkacağız diye tehditler savuruyorlar.

Başbakan, Suriye iç savaşından ve Gezi olaylarından sonra ana akım merkez medya da kendine muhalif olan, aykırı görüş ortaya süren bir tane yazar bırakmadığı gibi; hükmedemediği bazı gazetelerin patronlarını tehdit ederek, kendisini eleştiren köşe yazarların işine son vermesi için ayan beyan tehdit ediyor,vergi operasyonları düzenleyeceğini söylüyor.

Onun için demokratikleşme paketinde seçim barajı,anadilde eğitim,siyasi partiler kanunu ve  farklı inanç grubundan olanların haklarını vermek çok önemli ama; eğer basın özgürlüğünü hukuki güvence altına almayan pakete girmezse,diğer çıkartılan taleplerin  hepsi mevsimlik bitki gibi kurur.Özgürlükler hukukla korunur medya ile de zenginleştirilir.

Taraf  gazetesinde yetişmiş yeni yetmelerden oluşan ve Yiğit Bulut korosuna katılmış tetikçilerdan oluşan  kraldan fazla kral kesilerek; AKP’e hükümetini kusursuz gösterenlere Erdoğan’a yakın bir gazetede yazı yazan yazarı bile çileden çıkartacak duruma gelinmiş.

Neşe Düzel’in 15 Eylül 013 tarihli “Hata ve Devlet Gazetecileri” yazısına gelince:

Yazıyı özetleyerek veriyorum medyanın olmazsa olmazlarını öne alarak yazmış Düzel.

“Biz yaptığımız hatadan dolayı özür diliyoruz(Hatay da gösteri de ölen Ahmet Atakan’ın ölümü üzerine attığı manşeti)kastediyor.

Türkiye bugün,Ak Parti devletinin medyasıyla ulusalcı medya arasında sıkışmış durumda.

Taraf’ın objektif  haberciliğinden rahatsız olan AKP’nin yandaş medyası Taraf gazetesini Sözcü gazetesine dönüştü diye suçluyor.

Taraf bu ülkede diyor Düzel;demokrasiyi,gerçek bir barışa,özgürlüklere ve hukuka sahip çıkan..Dindar dinsiz,Kürt Türk,Alevi Sünni ayrımı yapmadan herkesin hakkını korumaya çalışan tek gazete..Diye iddialı bir gazetecilik taahhüdünde bulunuyor, bu da sevindirici  bir gelişme medya özgürlüğü ve objektifliği açısından.

Düzel, medyanın başka bir yarasına parmak basıyor:”Gazetecilerin insafsızca susturulduğu,medyanın baskıyla sindirildiği..Genç  gazetecilerin,büyük ödüllerle devlet görevlisi haline getirildiği utanç verici bir dönemden geçiyoruz” diye medyanın ruh halini anlatıyor.

Devamında,Taraf’ işte böyle bir dönemde varlığını sürdürmeye çalışan güçlü bir ışık..Zaten onun için saldırıların hedefi oluyoruz.

Yaptığımız bir hatayı,tüm doğru haberlerimizi karalamak için kullanmaya çalışan kurnazlıklarla da karşılaşıyoruz.Hükümeti savunmak,polis şiddetini halktan saklamak,hukuku göz ardı etmek ve iktidarı alabildiğine övmek için programlanmış olan kalemler böyle bir kurnazlığa sapıyorlar.

Siyasi iktidarın ve onun bol maaşlı gazetecilerinin icadı olan yeni oyunlar değil bunlar.

Daha önce askeri  vesayet dönemlerinden ödünç alınmış ahlaksızlar ve kurnazlıklar bunlar.

Kendi ülkelerindeki baskıları görmemek için Suriye ve Mısır’daki haksızlıkları yazmaktan bugün kalemlerinde mürekkep kalmayan bu devlet gazetecileri,bir gün gelecek Türkiye’nin sorunlarını da görmek zorunda kalacaklar.

Bir gün gelecek,28 Şubat medyasının çektiği acıları onlarda çekecek..

Çünkü devlet gazeteciliğinin,ödülü olduğu kadar bedeli de vardır.

Diyerek medyada yalnızlıklarının ve sözde meslektaşları olanların linç kültürleriyle karşı karşıya kaldıklarının da bir yerde ıstırabını anlatıyor, Türk basının objektif haberciliğe  ihtiyacı olduğunu söylüyor, Düzel.

İşte biz hükümetin demokratikleşme paketinde başta medya özgürlüğü yoksa;
gazete patronlarının devletten ihale alarak devletin el koyduğu gazeteleri yandaş yazar geçinenlere geçim kapısı açılan bir süreçte; demokratikleşme paketini içinde medya özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu n üstünde durmalıyız.

Bir ülkenin  medyasına  bak demokrasisini tarif edersin .

Demokratikleşme paketinin içinden medya özgürlüğü çıkmazsa, çıkmayacak ta nereden biliyorsunuz derseniz;medyanın özgür olduğu bir yerde bu kadar  gazeteci işinden olmazdı, bu dönem askeri darbeleri aratmayan bir dönem; dalkavuk ana akım merkez medyanın yüksek tirajlı gazetelerinden sekizi aynı manşetle çıkmazdı da ondan biliyoruz.

Başbakan onun için AB’liğinden uzaklaştı ve içe dönük, içinde hukuk olmayan ve medya özgürlüğünü kapsamayan bir demokrasiyi savunuyor;demokrasiyi seçimden ibaret görüp çoğunluk üstünden bakıp din ve mezhep üzerinden sosyal hayatı zapturapt altına almaya çalışıyor.

Demokratikleşme paketinde medya özgürlüğü çıkmazsa ya, ne olacak?

Durmak yola devam.

                                                                                              

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums