- 7.09.2013 00:00
Bir toplumun tarihsel hafızası nasıl canlı tutulur, bunu canlı tutan nedir,diye kafa yorduğumuzda tek belirleyici güç medyadır bunun başka bir alternatifi yoktur.
Tarihte olan biteni ve devam edeni öğrenmenin yolu medya bağımsızlığından geçiyor..
Tarihsel olan ve hatırlatılmayan veya hatırlatılmasını istemeyen bir medya ile karşı karşıyayız AKP döneminde..
İşte bir örnek Başbakan Erdoğan Libya da Kaddafi’nin kendine karşı sokaklara dökülen halkına sıçanlar dediği ve katliamlar yaptığı süreçte; NATO Libya’ya hava operasyonu yaptığında,elinden ödül aldığı ahdi vefasını göstermek için olsa gerek “NATO’nun Libya da ne işi var “diye tepki göstermişti..
Şimdi Erdoğan Suriye’ye hava operasyonu yetmez karadan da destek verilmeli, biz her türlü koalisyona hazırız diyor,Türkiye NATO ülkesi diye de, eski kadim dostu Esed’ı tehdit ediyor.
Ey yumurtaya can veren Allah şimdi geldiğ yere bak her ortamda NATO’NUN Suriye ye girmesini istiyor Erdoğan.
Başbakanın Libya da NATO’nun ne işi var sözünü medya da hatırlatan var mı, muhalif olanın dışında veya onun tetikçi,besleme yazarlarından ve dalkavukların köşesinde hiç okudunuz mu,duydunuz mu böyle bir haberi?
Gerçi Kaddafi sokağa dökülen halkına sıçanlar derken Erdoğan da Gezi olaylarında ayaklanan 2.5 milyon halka üç beş çapulcu demişti..
Bir hatırlatma daha yapalım dün Eylül ayının 6 ‘sı size bir şey hatırlatıyor mu bu tarih; bundan bir yıl önce Afyon Karahisarda askeri kışlada patlama olmuş ve 25 asker ölmüştü ve bu çocukların ölümlerinden sorumlu olanlar tahliye edildiği komutanları, gündeme bile getirilmiyor çünkü merkez ana akım medya, AKP’nin yıpranmaması için dalkavuk medya hatırlatmıyor bile.
Yine Roboski de 34 Kürt vatandaş bundan 21 ay önce askeri savaş uçaklarıyla öldürüldü, bu da hiç hatırlanmıyor hatta unutturulmaya uğraşıyorlar.Gerçi merkez medya Roboski katliamını 24 saat gizlemiş Türkiye kamuoyu bu vahşeti dış basından öğrenmişti.
Suriye’nin düşürdüğü iddia edilen uçağın pilotlarının otopsi raporları neden açıklanmıyor bunu da mı bilmiyor, beslemeciler,tetikçiler gazeteci geçinen dalkavuklar?
Türk basını iç savaş yaşanan diktatörlerin yönettiği ülkelerin medyasından hiç farkı yok dersek abartmamış oluruz.Dalkavuk medya da bir tane muhalif bir yazı okursanız bize haber verin, bu savımızı geri çekeriz.
Basın özgürlüğünün olmadığı yerde iktidarın hoşuna gitmeyenler yazılamaz,konuşulamaz konuşanlar ve yazanların şimdi nerelerde olduklarına bir zahmet edip hafızanızı zorlayarak googleye girin kısa bir internetten tarama yapın, nasıl bir medyada kıyım yapıldığını görürsünüz.
Ölümler ve olaylar eğer başbakanın mezhebinden ve dininden ise çok önemseniyor bizim medyada,değilse ya ıskalanıyor ya da ciddiye almıyorlar bile..Sudan diktatörü Ömer El Beşir 200 bin muhalifini katletti Erdoğan bu kasabı kırmızı halıda yürüttü,onun dalkavuk medyası görmezden gelirken;Mısır da ölenlerin gıyabında namaz kılanlar, Sudan da katledilenler için rahmet bile dilemediler, buranın Müslüman’ı da böyle işte!
Başbakan bir konuşmasında İstanbul da deprem olursa 5 milyon insan ölecek demişti ama kimse bunun peşine düşmedi ve hiçbir ortamda Erdoğan’a bu soruyu sormadılar..Bizde saf saf sormadılar diyoruz, soru soran Erdoğan’ın karşısına nasıl çıkacak?
Medya sormayınca fikri bir takipte olmuyor, olaylar ve sorunlar halının altına süpürülüyor geçici olarak,geçici diyoruz çünkü artık bir haberi yok etmek ve unutturmak imkansız gibi bir şey bu çağda.
Mısır da darbecilerin kurşunlarına hedef olan genç kız için hüngür hüngür ağlayan Başbakan; Afyon da ölen 25 asker için ve Roboski de askeri savaş uçaklarıyla parçalana 34 Kürt için, göz yaşları donmuş olacak ki bir damla yaş gelmiyor gözlerinden.Vicdana bak vicdana, nasıl bir yürek ise kaskatı kesiliyor?Erdoğan Müslüman olarak ölmesi yetmiyor bir de Sünni olacak o da yetmiyor kendine deste verecek ki ağlasın,amiyane tabirle ölenin tohumuna para mı verdim,der gibi hiç üstünde bile durmuyor?Demedi mi Erdoğan, tutturmuşlar bir Uludere her kürtaj bir Uludere ,diye.
Tekrar Suriye’ ye NATO’nun hava operasyonuna ve Erdoğan’a göre hava operasyonu yetmez karadan da harekete geçmeli sevdasına dönersek, neden bu kadar iki yıl önce kankası olan Esed’in biran önce gitmesini istiyor Başbakan?Yabancı basında çıkan haberler Erdoğan Suriye ‘de iç savaşından Esed’i devirerek Mısırda iktidardan uzaklaştırılan Sünni mezhepçi ihvanın devamı olan bir rejimin Suriye de işbaşına gelmesini istediği; yazılıp konuşuluyor,bu haber ve analizler yabana atılacak tezler olmasa gerek.Erdoğan’ın ölçüsü insan ama İslam diniden ve Sünni mezhebinden ise bir anlamı var!.
Başbakan Suriye iç savaşından sonra orta doğu politikasını mezhepçi bir gözle bakmadı mı?İttifak tuttuğu dostları kimlerdi Suudi Arabistan,Katar gibi ülkelerle ittifak yapmadı mı?
Bu ittifak Mısır da askerlerin darbe yapmasıyla; şimdi yerinde yeller esiyor ve kartlar yeniden karıldı ama Erdoğan da bu oyundan diskalifiye olmadı mı?
Dış politikada bunlar yaşanırken içeride sorunların başında gelen Kürt sorunuyla ilgili de, PKK’nin önde gelen liderlerinden KCK eşe başkanı Cemil Bayık süreç bitti, diye gazetelere açıklamalar yapması her an çatışmaların eli kulağında olduğunun habercisi gibi gözüküyor, dileriz olmaz ama bu riski her zaman vardı çünkü PKK ateş kes ilan etti ama silahı kesin olarak hiç bırakacağım demedi.
Biz demiştik sözü hiç hoş değildir ama dileriz olmaz da ama görünen köy kılavuz istemez misali demokratikleşme olmadan; AB standartlarında bir demokratik anayasayı hayata geçirmeden ve AB üyeliğine yönelik engel olan fasılları açmadan; Kürt sorunu başta olmak üzere hiçbir sorunu çözemez Erdoğan..Yalnız Erdoğan değil hiçbir siyasetçi çözemez Mesut Yılmaz dememiş miydi AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer,diye..
Gerçi Erdoğan’ın hiçbir zaman Kürt sorununun çözümü konusunda bir projesi olmadı;Erdoğan Kürt sorununa ekonomik baktı hala da öyle bakıyor,ana dilde eğitime karşı çıkıyor,yerel yönetimlerin güçlendirilmesini kabul etmiyor,seçim barajını indirmeyeceğini söylüyor, siyasi parti yasalarını ve parti içi demokrasiyi işletmeyeceğini ve değiştirmeyeceğinin açık beyan ediyor..Erdoğan’ın eksik bıraktığını da onun dalkavuk medyası ve tetikçi,belsem yazarları da destekleyerek; demokratik yeryüzünde de böyledir gibi göstermeye ve ikna etmeye çalışıyor kamuoyunu.
Erdoğan’ın AB’den niçin uzaklaştığını okumak için Medya’nın şuandaki durumu ve iş kazarlında ölen işçi sayısına,kamu ihale kanunun 22 defa değiştirilmesine,bütçeyi Sayıştay’ın denetiminden geçirmeden parlamentoya getirmesine,Gezi olaylarındaki yaklaşımına ve temel hak ve özgürlükleri yok sayması, somut göstergeler değil mi?
Türk Medyasının şuan ki ruh hali Mısırda ve Suriye deki basının ruh halinden farklı olduğunu söyleyebilir miyiz?
AB üyeliği yolunda ilerleyen bir ülke de böyle bir basın ola bilir mi?
Basının manşetini Eskiden Genelkurmay belirlerdi,şimdi Erdoğan ve onun tetikçi, besleme sözde yazar esnafı belirliyor..
Askerlerin Harp Akademilerine bakışıyla Erdoğan’ın İmam Hatiplilere bakışı arasında ne fark var?
Erdoğan Kemalizm’in din versiyonunu uyguluyor fark bu olsa gerek,merkez dalkavuk medya da şimdi bu yol da ilerliyor.
Bir ülkenin Medyası demokrasisini tarif eder.
Yorum Yap