- 7.05.2013 00:00
Dünyanın 196 ülkesinden en zengin 20 ülkesinden biriyiz,diye övünüyoruz ne kadar dünyanın gelir dağılımı bozuk 3 ülkesinden de biri olsak ta;bu ekonomik zenginliği yok sayamayız ve ülke insanları olarak bundan mutluluk duymamak mümkün mü.Bu başarıyı da AKP hükümeti yarattı hakkını da teslim edelim.O meşhur devletten nemalanan iş adamlarının “önümüzü göremiyoruz” sözünü artık duymuyoruz.
Bu ekonomik zenginlileşmemizin yanında olumsuz olan yine dünyanın en pahalı benzinini tüketmemiz,en pahalı telefon görüşmesi yapmamız,yine kayıt dışı ekonomide yüzde 48’le rekoru elimizde tutmamız,vergi diye bir kavrama yabancı olmamız;dünyadaki iş kazalarında ikinci sıraya demir atmamız,iş kazalarında AB üyesi ülkelerinin yedi katı olma rekoruna sahibi olmamız,bu istatistik rakamları AB ülkeleri ve Uluslar arası Çalışma Örgütü (İLO) un raporları doğrultusunda söylüyoruz.
BMÖ, 2013 İnsani Gelişmişlik Raporuna göre 186 ülke içinde 90’cı sırada bulunmamızı da,sormak ve sorgulamak hakkımız olsa gerek bu başarıların yanında.Tabi küçümsediğimiz Yunanistan’ın bu raporda yeri 29’uncu olduğunu belirtelim, kendimizi de deve aynasında görmeyelim .
12 Milyon insan günde 2 dolarla geçiniyor,bankalardaki mevcut mevduatın yüzde 46’sı 51 bin kişinin olması,28 Şubatta 16 bin aile, devletin hazinesinden 50 milyar doları hortumlamış,bunu Başbakan söylüyor ama hiç bir girişimleri yok ..
Yoksa MHP’ye blöf olarak mı kullanıyorlar,bir ara MHP’ye Abdullah Öcalan’ı asamadın iktidarında,ben olsaydım asardım sözünü hatırlatıyor..Bunu damı bir siyasi çıkarı için söylüyor Başbakan Erdoğan,onu da zamanla öğreneceğiz.
Bu kadar ekonomide zenginlik yaratıyoruz yukarıda sıraladığımız olumsuzluklara rağmen ama basın özgürlüğü açısında ise yerlerde sürünüyoruz..
İnsan Hakları ve Özgürlükleri izleme örgütü “Freedom House” un 2013 Dünya Basın Özgürlüğü Raporunu yayınladı.
Türkiye geçen yıl 55 puanla 117’inci sıradayken,bu yıl 56 puanla 120’nci sıraya düştü.Bu puanlama 197 ülke üzerinden yapıldı.
Türkiye bu sırayı Kongo,Fiji,Liberya,Makedonya, ve adı sanı bilinmeyen/duyulmayan ya da ben yeni öğreniyorum hatta; hangi kıtada olduğunu da bilmiyorum,Şeyselle,diye ülke ile paylaştı.
197 ülke içinde 63’ü özgür,70 ülke kısmi özgür,64 de özgür olmayan diye sınıflandırıldı.
Bu raporda Türkiye dünyada en çok gazeteciyi hapseden ülke olmaya devam ediyor,diye açıkladı.
Yani ne kadar olumsuz rekorlar varsa hepsini kırıyoruz maşallahımız var.
Bir toplumda özgürlüklerin yok edilmesini basının özgürlüğü üzerinden okuyabilirsiniz.
Bu raporu AKP’nin yandaş medyası iç sayfasında kibrit kutusu kadar verirken,saatlerce canlı yayınlarda tartışılan konuların içinde hiç almadı,aldıysa da ben görmedim.Taraf gazetesindeki krizden zaman bulamadılar bizim saygın medyamız kendilerinin can damarı olmasına rağmen.
Ana haber bültenlerinde televizyon kanalları hiç değinmedi bu rapora.
Başbakan basın üzerine kurduğu baskıyı görmemezlikten gelen iktidar yanlısı medyayı anlıyoruz da;kendini özgürlüklerin öncüsü görenlerde son ‘barış süreciyle’ görmemezlikten gelmesini nasıl yorumlamalıyız.
Biz Başbakan demokratikleşmeyi öne almadıkça,Uludere katliamını aydınlatmadıkça kalıcı bir barışı hayata geçirmek çok zor dedikçe;yandaşlar koro halinde bir saldırıya geçiyorlar; bunlar PKK’nın silah bırakmasını istemiyorlar,Kürt sorunu üzerinden AKP hükümetini yıprandırma hesabı içindeler,diye karşı çıkıyorlar..
Bak işte Kürtçe sokakta herkes konuşuyor,asimilasyon durmuş,olağanüstü hal kalkmış,TRT şeş açılmış gibi yeryüzüyle karşılaştırmadan anlatıyorlar ama basın özgürlüğü raporu bunların ipliğini pazara çıkartıyor.
Basın özgürlüğü raporunu yazıp tartışmakta mı ,barış sürecine zarar verir merak ediyoruz.
Basın özgürlüğü raporu medyanın ve medya özgürlüğünün Türkiye de ne hallerde olduğunu gösterdiği gibi ülkenin de çağdaş katılımcı,çoğulcu bir demokrasiyle yönetilmediğinin de tomografisini çekiyor.
Ekonomik zenginliği demokrasiyle el ele tutuşturmadan,yeryüzünün demokratik bir ülkesi olamazsınız.
İktidarın medya üzerindeki baskıyı ;siyasette aradığınız ikbale kurban edip bir yere gelirsiniz ama özgür bir basının üyesi olarak karşılanmazsınız,kimin ne yazdığı kayıt altına giriyor,bu çağın adı bilgi çağı unutmayalım.
Hiç tartışmaya gerek yok bi zahmet herkes; BMÖ’ nün insani gelişmişlik raporuyla birlikte Dünya Basın özgürlüğü raporunu birlikte okusunlar,ondan sonra tartışalım.
İstanbul’daki olaylı 1 Mayıs manzaralarını da seyrederek okusunlar.
Soru soranın sorgulandığı ve gazetesinden kovulduğu,işsiz bırakıldığı bir ülkede basın özgürlüğü olur mu?
Yorum Yap