“BİZLERİN OLMADIĞI YERLERE GİDELİM”

  • 24.07.2023 07:44

Ruslar yaşadıkları ortamdan sıkıldıklarında bir yere gitmeye karar verince, “Bizlerin Olmadığı Yerlere Gidelim” derlermiş…

Rus deyimini anımsar hale gelecek kadar bunaldık.

Acaba toplum olarak biz nasıl bir hayal kurarak hayata tutunsak?

Siyasal iktidar bir gecede motorin ve benzinin litresine 6 lira zam yaparak...

Benzinin 34,Motorinin litresini 33 liraya çıkarttı.

Akaryakıt zamlarının ardından…

Ülke genelinde bütün illerde ortalama 200 gram ekmeğin fiyatı yüzde 50 artarak,5 Liradan 7,5 liraya çıkarken, fırıncılar ekmeğin en az 12 lira olmasını istiyorlar.

Zam silsilesi toplu taşıma araçlarına  yüzde 50 zam takip ederken, Şehirlerarası  otobüs biletleri de yüzde 40 zamlanmış oldu.

Büyük şehirlerde konut sıkıntısının baş göstermesi, bu illerde asgari ücrette kiralık ev bulmak imkânsız hale gelirken…

Gün geçmiyor ki Kiracı-Ev sahibi kavgaları haberlere konu olmasın.

Döviz ve altını soruyorsanız; “maşallahı var ayağına taş değmesin, tüm zamanların rekorunu kırarak dörtnala koşuyor.”

Zam sağanağı heyelana dönüşmüş, ”temel hak ve özgürlükler” yok sayılmakta, tam da “Bizlerin olmadığımız yerlere gidelim” hali…

İnsana yaşadığı yeri terk ettirecek kadar bunaltıldık.

Nasıl bunalmayalım?

Demokrasi ve hukuktan yana olanların ve anayasal haklarını arayanların başına gelmeyen kalmıyor.

İktidar muhaliflerine “Açlık ve korkuyu” bir arada yaşatıyor.

Bir ülkede “1 milyon 576 bin 546 kişi terör örgütü üyeliğinden” yargılanır mı?

Maalesef bu bir iddia değil vaka.

Çok partili hayatımızda rastlanmayan ve hukuksuzluktan kaynaklanan; İşsizliğin, yoksulluğun, hayat pahalılığının ve gelir dağılımının kol gezdiği, çetrefil bir çürüme sürecinden geçiyoruz.

2.Dünya savaşında bile ülkenin ekonomisi bu kadar kötü yönetilmemiş.

Türkiye’de 13 Dolar milyarderin serveti 44 milyon insanın servetinden fazla…

13 dolar milyarderin serveti 38 milyar 500 milyon dolar iken,44 milyon insanın serveti ise 38 milyar,500 milyon dolar.

Ülke ekonomisi “rüzgarı arkasına almış  söndürülemeyen bir orman yangını gibi yerleşim alanlarını zorlarken”, besleme basın ne yapıyor?

Ülke gündeminden kopuk, Asrın reisinin 15 Temmuzun finansörü dediği ve terörist ilan ettiği, Körfez ülkelerinden alınacağı söylenen kredileri, gazetelerine manşet yapıyorlar…

Yandaş kanallarda ise eş zamanlı CHP içinde muhaliflerin görüşlerini gece yarılarına kadar ekranlarda tartışıyorlar.

Vatandaşın ekonomik ve toplumsal hiç bir sorunu ise yandaş medyada  yer almıyor..

Demokrasi ve hukuktan yana olan umudunu muhalefet partilerine bağlamış toplumun; “Eğitim düzeyi yüksek, liyakat sahibi ve kentli sosyal kesimleri ”seçim sonuçlarında ortaya çıkan tabloyu; sosyolojik olarak analiz etmenin,  arayışı ve çıkışı” içerisinde debelenirken.

Daha seçimlerin üzerinden iki ay geçmişti ki!.

17 Temmuz 20023  Tarihinde T24 sitesi yazarlarından Gazeteci Cansu Çamlıbel’e,Zafer partisi Genel Başkanı  Ümit Özdağ’ın açıklamalarıyla sarsıldı.

Ne diyor Özdağ:

“Eğer Cumhurbaşkanlığını Kemal Kılıçdaroğlu kazansaydı, Zafer partisine üç bakanlık, bir de MİT başkanlığı verilecekti. Bakanlıklardan birisi İçişleri Bakanlığı olacaktı. Kılıçdaroğlu ile bu konuda yazılı sözleşme yapmıştık. Bu protokolü  Kılıçdaroğlu açıklamamı istemediği için, ben de içişleri bakanı olacağımı  kamuoyuna açıklamadım” demesinin ardından…

Kılıçdaroğlu’nu desteklemiş Kürtler ve  milyonlarca insan ilk önce, Özdağ’ın söylediklerine inanmadılar, inanmak istemediler ama…

CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun Özdağ’ın açıklamaları karşısında sessizliğe bürünmesi,Kılıçdaroğlu’na oy veren milyonarlarca seçmen,hayal kırıklığına uğruyordu.

Bu sözleşmenin adı düpedüz “ilkesiz ve oportünist” bir siyasettir.

Kılıçdaroğlu’na sormasak olmaz:

“Ümit Özdağ,Siyasetinin  omurgasını  “ırk ve yabancı düşmanlığı” üzerine kurmuş ve toplumu ayrıştıran…Çoğulculuk kavramına yabancı,bu ülkede yaşayan herkesin “Türk, Müslüman ve Sünni” olduğunu… İnsanı değil devleti kutsayan,Kürtlerin varlığını ve millî iradesini yok sayan.Kürtlerin seçtiği  Belediyelere atanan kayyımları iktidarla aynı düşünen, böyle bir siyasetçiyle yaptığınız bu sözleşmeyi, size ortalama yüzde 65 oy veren Kürtlere nasıl anlatacaksınız?

Ya Demokrasiyi savunan ve size güvenen, sizle ittifak yapan partilere ve milyonlarca insana bu hayal kırklığını, nasıl yaşatırsınız?”

Kılıçdaroğlu’nun  Özdağ ile yaptığı sözleşmenin ortaya çıkması,siyasi kariyerinin sonu dersek abartmamış oluruz. Çünkü, kamuoyuna anlatamadığı protokol partideki rakiplerinin elini daha da güçlendirirmiştir

Toplum olarak “Demokrasi ve hukuku” ortak payda edinmediğimiz sürece hiçbir şey değişmeyecek ve durduğumuz yerde patinaj yapmaya devam edeceğiz.

Değişimi değil de, iktidar olmayı hedefleyen partiler arasında istisnalar olsa da, değişen farklı bir şey olmuyor.

Rusların  ünlü deyimini yaşadıklarımıza  uyarlayıp haydi  Bizlerin olmadığı yerlere gidelim.” diyeceğim ama…

Gideceğimiz AB ülkelerinin neredeyse tamamı, Türk vatandaşlarına  Schengen” vizesi vermiyor.

Bize de,Nazım’ın dizeleri ile teselli olmak kalıyor:

”Umut fakirin ekmeği ye memet ye.”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.