ÇÜRÜMEYE DEVAM MI, SİLKELENME Mİ?

  • 11.05.2023 11:35

Seçimde son düzlüğe girdik ‘dananın kuyruğu’   Pazar günü kopacak…

Ya Statükoya devam ,”Ya da değişim” diyeceğiz.

Üçüncü bir yol yok…

AKP’nin 21 yıllık iktidar sürecinde vaatleri ve yaptıkları arasında Siyah- Beyaz kadar farklar var.

Topluma “Refah ve Özgürlük” taahhüt ederek iktidara geldiler…

Sonra ne oldu?

İlk önce kendilerini zengin ettiler, bir avuç tuzu kuru insanın dışında toplumun her kesimini açlığa mahkum ettiler, karanlığa gömdüler..

Gelin bunun bir kronolojisini yapalım…

Ne dediler ne yaptılar:

-Bizim iktidarımızda bir kişi özgür değilse o toplum özgür değildir…

-Muhalefetsiz bir demokrasiyi asla kabul etmiyoruz.

-Sandık demokrasinin namusudur, seçimle gelen seçimle gidecek…

-Demokrasi hukukun çeşmesinden beslenir…

-Üstünlerin Hukuku değil Hukukun üstünlüğü olacak…

-Eşit vatandaşlık hukuku eksiksiz uygulanacak…

-Avrupa Birliği(AB) üyeliği olmazsa olmazımızdır…

-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AHİM) kararları Türkiye’deki yasaların üstündedir, her kesim bunu böyle bilsin.

-Kopenhag kriterleri eksiksiz yerine getirilecek.

-Batı standartlarında çoğulcu ve katılımcı çağdaş bir demokrasimiz olacak…

-Bizim iktidarımızda hiçbir kişi düşüncesinden ve inancından dolayı ötekileştirilmeyecek, hak mahrumiyetine uğramayacak…

-Kimsenin giyimine ve kuşamına, yaşam tarzına müdahale edilmeyecek.

-Vatandaş devletin değil, devlet vatandaşın hizmetkârı olacak…

-Bizim iktidarımızda devlet “Nötr”  olacak ve  garson bir devlet gibi  hizmet verecek…

-Basın ve düşünce özgürlüğünün önünde olan tüm engeller kaldırılacak…

-Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, okula aç gitmeyecek…

-Komşusu açken tok yatan bizden olmayacak…

-”Yoksulluğu,Yolsuzluğu bitireceğiz, Yasakları da,Yasaklayacağız”,diyerek, bunu da “ÜÇ Y” olarak formüle ederken…

-Erdoğan, ”parmağındaki evlilik alyansını kameralara tutarak” benim sermayem bu, eğer bir gün “zengin olursam”, bilin ki Recep Tayyip Erdoğan haram yemiştir, diyordu…

-Benim iktidarımda alım gücü düşen bize oy vermesin  diyerek, kendi iktidarında asgari ücretle alınan gıdaları sıralıyor…

-Kamu İhaleleri üzerinden zenginleşenlerin hortumlarını keseceklerini…

-Tüm ihaleler şeffaf olacak, ihaleler toplumun her kesiminin gözü önünde yapılacak…

-Partimize yapılan bağışlar bile açıklanacak…

-Laiklik, farklı inançların bir arada yaşaması için çok önemli bir kavram; hem de bunu 2005 yılında Erdoğan  Mısır’ı ziyaret ettiğinde dile getirirken; “Din üzerinden siyaset yapmak,dini ideolojik  bir araç haline getirmek;dine,demokrasiye ve insanlığa suikast düzenlemekten farksızdır ” diye Laikliğin ne kadar önemli olduğuna  dikkat çekiyordu...

-Artık milletvekilleri ORAN sitesinde oturmayacak, milletvekillerinin işçiden, emekliden, memurdan, esnaftan komşuları olacak diyerek, Oran sitesini kapatırken  kendisi de Ankara’nın Keçiören ilçesinde  müstakil bir eve taşınıyordu..

-2005 yılında Kürt sorunu benim de sorunum diyerek Diyarbakır’da  başlattığı çözüm süreci ile, 2013 yılında Diyarbakır’da bir  milyon kişinin katıldığı Nevroz Bayramında; Abdullah Öcalan’ın mektubunu TRT kanalından Kürtçe ve Türkçe canlı yayında okutuyor… Habur sınır kapısında  bir grup PKK’lı, on binlerce Kürtler tarafından davullu zurnalı karşılanırken,iktidar da Habur’a bir çadır mahkemesi kurarak gelen PKK’lıların ifadelerini alarak serbest bırakırken…Erdoğan’da on binlerin PKK’lıları barış içerisinde  karşılamasından çok memnun olduğunu söylüyordu…2018 yılında PKK’nın eski komutanlarından devlet tarafından kırmızı Bültenle aranan Osman Öcalan, TRT Kürdiye çıkartılırken, Abdullah Öcalan’ın cezaevinden gönderdiği mektubu da medyaya servis ediliyordu.

Çözüm sürecinin adını da “Analar Ağlamasın” koyup,ardından Abdullah Öcalan’la varılan bir anlaşmayı; Hükümet ve HDP’lilerden oluşan  bir heyet  “Dolmabahçesi Bildirisi”  olarak  12 maddeden oluşan bir bildiri yayınladılar…

AB müzakereler sürecinde radikal düzenlemeler yapmaktan da çekinmiyordu bunlardan birisi…

-AB müzakereler sürecinde  Zina” olarak uygulanan gönüllü birlikteliği suç olmaktan çıkartıyor…

-12 Eylül darbesi ile  yasaklanan 1 Mayıs’ı,tekrar resmi  bayram ilan ederken,Taksim meydanını da yıllar sonra, işçilere 1 Mayıs kutlamaları için açıyordu.

-“Yetmez ama Evet” diyenlere takıntılı bir halde düşmanlık üretenlere hatırlatalım…Küçümsedikleri anayasa değişikliği  ile 12 Eylül darbecilerin başını çeken  Orgeneral  Kenan Evren ve yaşayan arkadaşları mahkeme kararıyla “rütbeler sökülüp” ,“ER” statüsüne düşürülmeleri ile, darbeciler ömür boyu hapse mahkum edildi. Referandumda “Askeri rejim hukukunun” sürmesine “evet” diyenlere de hatırlatmış olayım. 12 Eylül’de hak mahrumiyetine uğrayan sivil toplum yöneticileri ve kişiler General Kenan Evren ve arkadaşlarının yargılanması için mahkeme önünde ,davaya müdahil olmak için kuyruğa giriyordu… “Askeri vesayete”  karşı olan sinsi bir el düşmanlık ürettiği için, o dönemi de objektif olarak değerlendirmekten uzaklaşıyordu.

Erdoğan bu taahhütlerinin bir kısmını  zikzaklar” çizerek te olsa başta  AB müzakereler sürecinde,  2002 -2011 yılları arasında  hayata geçirdi.

Erdoğan 2011 Yılından sonra tam bir  “U” dönüşü yaparak, “Cehennemin Kapısını” sonuna kadar aralarken, geçmişte ne söz verdiyse tersini yapmaya başladı.

Şahsım devletin sahibi şimdi ne diyor,ne uyguluyor bir de bugüne bakalım:

-“AB bizi bölmek istiyor” demeye…

-AİHM kararlarını yok saymaya…

-Kendine muhalif olan tüm kesimleri ve muhalefeti teröristi ilan etmeye…

-Anayasa Mahkemesinin verdiği ve kendisinin beğenmediği kararlarını tanımamaya  ve uygulatmamaya başladı…

Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkında AİHM’in ve AYM’nin lehlerine verdiği kararları yok saymaya başladı ve her ikisini de terörist ilan etti.

- Kendisinin hukuktan uzaklaşmasını ve ekonomi politikalarını eleştiren iş insanlarına; ”bir taraf olan bertaraf olur” diye tehdit etti, holdinglere vergi operasyonları yaptı…

-Biz bu devleti sokakta bulmadık diyerek devleti kutsarken,derin devletin fabrika ayarlarına döndü…

-Temel hak ve özgürlükleri tanımaz oldu.

-İstanbul sözleşmesini iptal etti.

-“Din üzerinden siyaset yapmak;dine,demokrasiye ve insanlığa suikast düzenlemekten farksızdır” diyen adam gitti…Elinde Kuranla camide, meydanlarda miting yapan;siyasi rakiplerini  Allah’sız,dinsiz-imansız ve kitapsız diye  yaftalarken,içinde din geçmeyen hiçbir siyasi konuşma yapmayan bir insana dönüştü.

-Hak arayanlara verilenle yetinmesini istedi, karşı çıkanları dış güçlerin iş birlikçilerinden tutun da, her türlü hakaret, iftiralar ve tehditler hava da uçuşmaya başladı.

-PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Kürtçe mektubunu TRT’de okutan,PKK’nın eski yöneticisi devlet tarafından Kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ı ,TRT Kürdiye çıkartan Erdoğan bunları yapmamış gibi;meşru zeminlerde siyaset yapan,6 milyon seçmenin oyunu almış,parlamentonun üçüncü partisi HDP’yi terör örgütünün uzantısı ilan edip hedef gösterir oldu.

-“ÜÇ Y” ise  tam bir fiyaskoyla sonuçlandı.

-Yoksulluğu ve yolsuzluğu ortadan kaldıracaklarına  söz vermişlerdi  ama; bu ülkede yaşayanlar hiçbir dönemde böyle bir yoksulluğu,yolsuzluğu,hayat pahallığını,işsizliği ve gelir dağılımında ki adaletsizliği yaşamadı.

-Muktedirin “ben ekonomistim” sözünden sonra  uyguladığı ekonomik politikalarının sonucu;20 milyon insan  açlık sınırında yaşamaya,50 milyon insan da  yoksullukla boğuşmak zorunda kaldılar…

-Toplumun en varlıklı kesimi ise,  milli gelirim yüzde 55’ni aldığını devletin resmi kurumu TÜİK açıkladı.

-Ucuz ekmek ve et kuyrukları büyük şehirlerde olağan hale geldi…

-2022 yılı itibarı ile Türkiye’de 13 dolar milyarderinin serveti, 44 milyon insanın servetinden daha fazla  olduğu ortaya çıkarken…13 Dolar milyarderinin toplam serveti 38 milyar,900 milyon dolar iken,44 milyon insanın serveti  ise 38 milyar,500 milyon dolar...

-AKP iktidara geldiğinde vatandaş 20 liraya bir çeyrek altın alırken,şimdi 20 liraya bir kilo kuru soğan alamaz oldu.

-Vatandaş böylesi yoksulluk ve açlıkla boğuşurken…

-Erdoğan dolar milyarderi olsa da yakın arkadaşı ve  AKP’e hükümetinin son başbakanı Binalı Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın  serveti, dudak uçuklatıyordu…

Hollanda bankalarında 26 milyar dolarının olduğunu,AKP hükümetinde Başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu açıkladı.

Garip olan ise Binali Yıldırım ve oğlundan hiçbir açıklama gelmemesiydi.

-Son günlerde   Ali Yeşildağ’ın videoları internette viral olmuş durumda…

Ne diyor Ali Yeşildağ: “Erdoğan’ın kendilerinin aile dostu olduğunu, Antalya hava limanının işletilmesinin kendilerine verilmesi için Erdoğan’a, 1 milyar dolar  rüşvet verdiklerini açıklarken, bu videoyu yayınlayan kişinin  hakkında soruşturma açılması gerekirken, videoya erişim engeli getirdiler.”

Sıradan insanlar Erdoğan’ın  komşusu olacaktı…

-Sıradan vatandaşların oturduğu mahallede oturacağını söyleyen muktedir, Keçiören’i bir atlama tahtası olarak kullanarak; 1152 odalı Saray’a taşındıktan sonra  yalnız  toplumdan kopmadı, kendi partisinin milletvekilleri  bile kendisine ulaşamaz oldu.

-Erdoğan kamu ihale kanunu tam 192 kere değiştirerek adrese teslim ihaleler vermeyi sıradanlaştırdı ve kendi zenginini yarattı.

Muhalefetin 5’li çete dediği bu 5 müteahhit  kamu ihalelerinin yüzde 80’nini almaya başladı.

-Sıra kendi medyasını yaratmaya gelmişti ve formülü de;

“Kamu bankalarından  Ziraat Bankasından Demirören grubuna 800 milyon dolar  düşük faizli uzun vadeli  kredi vererek, merkez medya olarak bilinen Doğan medyayı satın aldırdı. Demirören aldığı kredinin taksitini ödemediği haberleri dolaşmaya başladı.

Şahsım devletin sahibi,Yolsuzluklar ve yoksulluklar hız kesmeden  sürerken, toplumda bir korku iklimi oluşturmaya başladı...

-Yasakları yasaklayacaktı ama “Yasakları” baş tacı etti...

- 15 Temmuz kontrolü darbe kalkışması imdadına yetişti.

Ülkede OHAL ilan edilmesi ile…

Anayasa askıya alındı,toplantı,gösteri,yürüyüş ve grev, hatta basın açıklaması Vali ve Kaymakamların keyfi kararları ile  yasaklanır oldu.

-Muktedir bize OHAL üç ay değil 2 yıl olsa bile yetmez demeye başladı.

Sandıktan çıkan sonucu  tanımaz oldu;seçilmiş belediye başkanlarını görevden aldı, milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı.

-AKP’nin 21 yıllık iktidarında iş kazaları altında,toplam 28 bin işçi, iş cinayetlerinden  hayatını kaybetti….

Toplu maden cinayetlerinde Soma maden ocağında 301 işçi ve Amasra Maden ocağında ise  42 işçi ölürken, bu maden ocağının yöneticileri ne görevden alındı ne istifa etti.

Maden ocağının sahiplerinden hiçbiri tutuklanmadı.

-Yargıyı ele geçirdikten sonra yargıyı muhaliflerine karşı sopa olarak kullanmaya başladı Erdoğan…

-OHAL ilanından sonra,kendine ne kadar  muhalif gazeteci ,yazar,akademisyen televizyoncu,gazete,dergi,dernek,meslek kuruluşu ve sivil toplum örgütü var ise; hepsini tutuklattı ve kapattı.

-Son 16 yılda tam 217 cezaevi açtı ve açmaya da devam ederken...

Ülkeyi de koca bir açık cezaevine çevirdi.

-AKP iktidara geldiğinde cezaevlerinde toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 58 bin idi

-2022 yılı itibarı ile  cezaevlerinde  toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 340 bin kişiye çıktı.

-Şuan cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olan 80 bin kişinin  uyuşturucudan yattığını da not olarak düşelim.

AKP’nin 21 yıllık iktidarının soncunda Türkiye demokrasi liginden düştü…

Asrın Reisi demokratik ülkelerden olmayan Şanghay beşlisinin içinde yer almak için, “dostum Putin’den” yardım ister oldu.…

Böylece Türkiye AKP’nin 21 yıllık iktidarının sonucu hukuk devleti endeksinde 139 ülke arasında 117’ci sıraya geriledi…

Dünya basın özgürlüğünde ise 180 ülke arasında 165’ci sıraya düştü.

2018 yılında Ucube Cumhurbaşkanlığına bağlı hükümet sistemine geçtikten sonra; iktidar ve ortakları toplumsal hiçbir sorunu çözemedi ve ekonomi krize girdi.

2018 yılında Bir dolar 4 lira 60 kuruş iken,bugün bir dolar 20 lira,Bir çeyrek altın 280 TL iken, bugün 2 bin liradan alıcı buluyor…

Bir litre motorin 6 lira iken bugün pompa fiyatı  21 liradan satılıyor.

Şimdi Erdoğan kalkmış 21 yılda çözemediği sorunları  beş yıl daha yetki verirlerse çözecekmiş.

Bu toplumun aklı ile alay etmektir.

Çözüm statükoda değil değişimde

Yazıyı geçen yıl, faşist Brezilya devlet Başkanı Bolsonoro’ya karşı seçimi kazanan; muhalefetin ortak Başkan  adayı  Lula’nın şu sözü ile bitirelim: ”Cennetin kapıları açılmayacak ama cehennemin kapıları bir daha açılmayacağından  emin olabilirsiniz” diyordu Brezilya halkına.

Lula, sanki bizim de siyasi kaderimizi anlatmış.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums