- 24.04.2023 07:38
Kocaeli’nde 15 Nisan Tarihinde gerçekleşen Yeşil Sol Partinin (YSP) Milletvekili adaylarının “tanıtım ve seçim programı” toplantısına katıldım…
Salonda yüksek bir katılım ve coşku vardı…
Kadınların yoğun katılımı siyaset açısından çok sevindiriciydi.
Kürt hareketinin siyasete getirdiği en önemli yeniliklerden birisi, kadınlara karşı uygulanan cinsiyet ayrımına karşı çıkması ve ikili Eş başkanlık sistemini, siyasal hayata geçirmesi oldu.
Kürt siyasal hareketi bunu ülke genelinde Milletvekili aday listelerinde, belediye başkanlık seçimlerinde ve parti yönetimlerinde de uygulamalarını sürdürüyor olması, kadınlar açısından olumlu ve sevindirici bir gelişme.
Toplantıya Yerel basının yanında ulusal basınında ilgi gösterdi.
Toplantıda 14 Milletvekili adayı ile birlikte 25 kişi konuşma yaptı.
Konuşmalar Kürtçe ve Türkçe yapıldı ama nedense Kürtçe konuşmalar Türkçeye çevrilmedi. O nedenle Kürtçe bilmeyen benim gibiler içerikten mahrum kaldılar.
Toplantıda hiçbir konuşmacının “Ekonomiye” değinmemesi şaşırtıcıydı…
Parlamentonun üçüncü partisi,6 milyon seçmenin oyunu almış, ülkenin anahtar partisi konumunda olan siyasal bir güç; ekonomi gibi can alıcı bir konuyu nasıl olur da gündemine almaz, doğrusu fazla şaşırtıcı oldu benim için.
YSP’nin tabii ki mutlaka merkezi bir ekonomi politikası vardır…
Ancak seçim sürecinde Kocaeli gibi 14 milletvekilinin seçileceği bir ilde, diğer illerde olduğu gibi toplumun ana gündemi ekonomidir.
Bu realiteyi görmezden gelmek olamaz.
“Türkiye’de 13 Dolar milyarderinin serveti 38 milyar 900 milyon dolar iken,44 milyon insanın serveti ise 38 milyar 500 milyon dolar olduğu…
Kuru soğanın kilosunun 25 liraya satıldığı, patatesin ve soğanın tane ile alındığı ve ucuz ekmek ve et kuyruklarının uzadığı… Kocaeli’de buna dahil.
Hayat pahalılığının,yoksulluğun,gelir dağılımındaki adaletsizliğinin ve işsizliğin kol gezdiği seçim atmosferinde; ekonomiyi anlatmayacaksak neyi anlatacağız Allah aşkına?”
Toplantıda Milletvekili adayı olanlardan sadece bir konuşmacı ;AB standartlarında bir ülke olmalıyız. Afganistan, Suriye ve Irak’la kıyaslayarak teselli olamayız…Hedef “AB üyesi ülkelerinden örneğin Portekiz ve İspanya ile ülkemizi kıyaslamalıyız” dedi.
Üç saate yakın toplantıda haklı olarak ülkedeki hukuksuzluktan kaynaklanan insan hakları ihlallerine, keyfi hukuksuz tutuklamalara, iktidar tarafından hedef gösterilmelerine, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, milli irade gaspına ve baskılara değinildi.
“Kürt hareketi,Kürt sorunu ve demokratikleşme” üzerinde duruldu.
Konuşmalarda duygusal bir nostalji vardı.
Seçim sattı mahalline girmiş bir ortamda bize göre Kemal Kılıçdaroğlu’nun; depremzedelere ve emeklilere yönelik ekonomik vaatlerine değinmeleri önemli olabilirdi.
14 Mayısta yapılacak seçimler demokrasiden yana olanların kaderini belirleyecek olan,”iki konu”, YSP ve muhalefet partilerinin değişmez gündemleri olmalı:
Biri :
“İşsizlik,yoksulluk,hayat pahalılığı ve servet dağılımındaki adaletsizlik, kayıt dışı ekonomi…”
İkincisi ise:
”Çağdaş,çoğulcu ve katılımcı bir demokrasinin hayata geçirilmesi.”
Demokrasiden yana olan güçler seçim sürecinde bu iki konuya kilitlenmeli; kendi aralarındaki nüans farklılıklarına takılıp, seçmende kafa karışıklığına fırsat vermemeli.
Muhalefet:
Seçimlerde sandığa sahiplenmeyi gündemde tutmalı ve milli irade hırsızlığına fırsat vermeyeceklerinin, güvencesini seçmene vermeli.
Sandıktan çıkan sonucu, ıslak imza tutanaklarını YSK’ya teslim etmeden de sandık başından ayrılmamalı.
İktidar devlet imkanlarını kullanma yanında, her türlü hukuksuzluğa baş vurmadan kaçınmayacak bu görülüyor.
2019 yılında yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptalini unutmadık.
Muhalefet toplumun her kesimini “Refah ve Özgürlük” üzerinden motife etmeye çalışmalı.
Her türlü Provokasyona da dikkat edelim!
Cehennemin kapıları kolay kapanmayacak…
Çünkü eşit yarışılmayacak…
Bir parti devleti ile yarışacağımızı unutmayalım…
Bu topraklarda AB standartlarında insan odaklı demokrasi ve hukuk mücadelesi vermek;
“Timsahların yaşadığı gölde yüzmek kadar tehlikeli olduğunu da, aklımızdan çıkartmayalım.”
Not: HDP Kocaeli milletvekili arkadaşım Ömer Faruk Gergerlioğlu ile yazdıklarımı telefonda kendisine de anlattım, bana hak verdi ve büyük eksiklik, heyecandan olsa gerek dedi.Bunu da belirtmiş olayım. M.T.
Yorum Yap