- 10.04.2023 09:39
Küreselleşme süreci ile dünyada “Negatif ve Pozitif” çok çarpıcı ilginç olaylar ve gelişmeler yaşanıyor.
Bunun en son çarpıcı örneği İsrail’de ortaya çıktı.
Demokrasiyi “tek adam rejimi için tramvay olarak kullananlar”, iktidara geldikten sonra muhalefeti rejim karşıtı ilan edip, kendi sistemlerini kurmanın arayışına giriyorlar.
Bizim siyasetçilerin gündemine girmeyen, medyamızın da görmediği ve toplumunda pek ilgisini çekmeyen; İsrail’de 11 hafta süren demokrasiden yana olan binlerce insan,Netenyahu iktidarına karşı,günlerce sokaklarda “demokrasi ve hukuk” mücadelesi verdiler, veriyorlar…
İsrail’de demokrasi güçlerinin baskısı sonuç getirdi ve Netenyahu; ”BİBİ DEVLET” paradigmasını askıya almak zorunda kaldı.
Bibi,Netenyahu’nun Lakabı…
“Bibi Devlet” de onun hukuksuz ve dolaysıyla denetimsiz bir devlet yaratma tahayyülü…
İsrail’de son 27 yılın 15 yılında Başbakanlık yapan ve şuanda da iktidarda olan, Başbakan Netenyahu “Bibi Devlet” paradigması ile ülkeyi yönetmek istiyor.
Bibi Devlet:
”Hukuk kurumlarının tümünü rafa kaldırarak tüm yetkileri “Tek Adam Rejimi” ne veren” bir yapıdan oluşacak…
İsrail’in yazılı bir anayasası yok…
Bu nedenle İsrail Yüksek Mahkemesi’nin kararları bir “İçtihat” olarak kabul ediliyor ve hukukun boşluklarını dolduruyor.
Bibi Devlet hayata geçerse Yüksek Mahkeme’yi devre dışı bırakacak.
Netenyahu:
“Yetki kullanımında sınır tanımayan “Bibi Devlet” ile hem Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini budarken, hem de yargıçların atama yetkisini de üstlenmek istiyor.
Burada birinci amaç, ”Tek adam rejimini hayata geçirmek”, ikincisi ise yolsuzluktan ötürü hakkında açılmış tüm davaların “Kadük” olmasını sağlamak istiyor.”
Bu devlet paradigması ile, ”eşi ve oğlu ile üçlü bir çete olup” tüm kamu ihalelerini adrese teslim etmeyi ve gerekli komisyonlardan pay almayı da, sistemleştiriyor.
İsrail’de Netenyahu’nun hayata geçirmek istediği “BİBİ Devlet” paradigması bizde son beş yıldır uygulanan;“Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modelinin”değişik bir versiyonuna, ne kadar benziyor değil mi?
Bizde 2018 yılında hayata geçirilen adına da ”partili Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli” denilen hukuku yok sayan, ucube sistemden sonra ülke; “kuvvetler ayrılığından kuvvetler birliğine” geçmesi ile…
Tüm yetkiler Erdoğan’da toplandıktan sonra parlamento işlevsiz kalırken, parlamento ise Milletvekillerinin ortak kullanma ofisi oluyordu…
Meclis Erdoğan’ın talimatı ile Reisin istemediği muhalif vekillerin vekilliğini düşüren;Kürt coğrafyasında HDP’den seçilen ne kadar Belediye Başkanları varsa hepsini hukuksuz görevden alınıp cezaevlerine atıp, yerlerine de bürokrasiden oluşan kayyımlar atanmasını yaparken, muhalefetin önerilerini de reddeden bir pozisyon sergiler oldu.
Böylece milli irade gasp edilirken…
Muhalefet ise rejim karşıtı ilan ediliyordu.
Görüldüğü gibi Netenyahu’nun yapmak istediğini bizde asrın reisi bunu hayata geçirdi ama hiçbir toplumsal sorunu da çözemedi.
Olan ise yeterli olmayan demokrasi ve hukukumuza olurken…
Maalesef toplum olarak ta geldiğimiz yeri arar olduk.
Netenyahu Erdoğan’ı örnek almış olmasın!.
İsrail’de 11 haftadır “demokrasi ve hukuk” mücadelesi veren muhalefet,Netenyahu’nun bu planını en azından şimdilik durdurdu.
Netenyahu’da Bibi Devlet paradigmasını geçici olarak askıya aldığını açıkladı.
İsrail’de demokrasi güçleri Netenyahu’ya şimdilik yol vermediğini gösteriyor.
Küreselleşmenin yarattığı “üretim biçimindeki değişiklik ve internetin getirdiği”, “zenginlik ve özgürlük” dünyanın dört bir yanına yayılırken…
Tek adam rejimlerinin sayıları da azımsanmayacak şekilde artıyor.
Seçimle gelip te muhalefeti düşman ilan eden; Hindistan,Macaristan ve Türkiye bu ülkelerin başında geliyor.
Küreselleşme tezatlarını içinde taşıyarak yol alıyor:
“Küresel çağda melezleşme ve kültürel geçişkenlik yaygınlaşırken, bunun karşısında ,’din,ırk ve mezhepçilik’ te artıyor. Çoğulculuk kavramı yok sayılarak bireyin özgürlüğü, azınlık hakları kabul edilmezken, eşit vatandaşlık hukuku da uygulanmıyor.
Tek adam rejimleri muhalifleri ile eşit yarışmayı kabul etmedikleri gibi, muhaliflerini de dış güçlerin işbirlikçileri olarak hedef gösteriyorlar.”
Son İsrail’de Netenyahu’nun yapmak istedikleri de bunun sonucu değil mi?
“Küreselleşmenin “ Hukuku” demokrasiden yana olan toplumların ortak paydası olarak mutabakata varılarak güvence altına alınmalı…Katılımcı ,çoğulcu ve çağdaş bir demokrasinin hayata geçmesi için ivedi olarak alt yapısı ve ilkeleri belirlenip,uluslararası bir sözleşme ile güvencesi sağlanmalı.
Küreselleşmenin yarattığı zenginlik, eşitsizlik olmamalı ve gelir dağılımındaki adaletsizlik ivedi olarak mutlaka çözümler üretilmeli?
Servet dağılımındaki uçurum tehlikeli boyutlarda ilerlerken,servet adaletsizliği toplumların iç barışını bozuyor,silah tüccarlarının da iştahını kabartırken, savaşları da körüklüyor…
Bu olumsuz gelişmeler, demokrasinin yerleşmediği,hukukun kök salmadığı toplumlarda “ırk,din ve mezhep” siyasetini, tetiklediğine şahit oluyoruz...
Küreselleşme sadece özgürlükten yana olanlara değil, karşıtlarına da fırsat veriyor…”
Hepimiz internet ve akıllı cep telefonu kullanıyor, bilgi çağının muhalefeti sosyal medya üzerinden örgütlenerek hayata müdahale ediyor, dünya ile 7/24 saat iletişim içinde, değil miyiz?
Orta çıkan tabloda görüldüğü gibi…
İnsanlığın toplumsal sorunlarını çözemezsek, İsrail’de ortaya çıkan diktatörlerin “Bibi Devlet” arayışlarının da önünü alamayız.
Seçime gittiğimiz bu süreçte, demokrasiden yana olan güçler bunun mücadelesini de vermeli.
Yorum Yap