- 2.04.2023 21:02
Dikkat ederseniz…
İktidar gündemi değiştirmeye çalışıyor…
“Ne Depremzedeler, Ne ekonomi,Ne de Katledilen Hukuk gündeme gelmesin.”
Erdoğan bunları başarmış gibi gözüküyor.
Siyasal gündemi de “HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisinin” Cumhur ittifakına katılması üzerinden yürütüyor.
Hâlbuki bu iki partinin toplam oyu kamuoyu araştırmalarında yüzde bir bile çıkmıyor.
Hadi diyelim bir buçuk olsun…
Bu partileri ne kaybeden arar ne de bulan sevinir.
Erdoğan, Hüda-Par’ın Hizbullah terör örgütünün uzantısı, Gaffar Okan cinayetinin azmettiricisi” olarak tartışılmasından memnun olmalı…
Yoksa böylesi tartışmalara yasak getirirdi.
Yeniden Refah Partisine muhalefet tarafından getirilen eleştiriler ise çok ta isabetli sayılmaz…
“Babası Necmettin Erbakan’ın kemiklerini sızlattı”, “babasına ihanet etti” veya “Erbakan kabrinden çıksa oğlu Fatih’i sopayla kovalar” gibi toplumu pek de ilgilendirmeyecek anlamsız, suya tirit tartışmalar.
Muhalifleri bunu Erdoğan için de çok söylemişti Erbakan’a ihanet etti diye…
Erdoğan böylesi tartışmaların siyaset gündeminde kalmasını da istiyor.
Bu tartışmalar Erdoğan’a artısı olur da eksisi olmaz.
Yeter ki toplumun ortak çok önemli sorunları olan ‘ekonomi,deprem ve depremzedeleri katleden hukuk’ gibi asıl sorunlar ülke gündemine gelmesin.
AKP iktidara geldiğinde vatandaş 20 liraya bir çeyrek altın alırken…
Vatandaş şimdi 20 Liraya bir kilo kuru soğan alıyor, peyniri, eti, sütü konuşmaya bile gerek yok.
Hele hele 6 şubat depreminin üzerinden iki ay geçmiş, hala depremzedelerin çadır, seyyar tuvalet ve su sorunları çözülememiş.
Türk Lirasının tüm para birimleri karşısında kan kaybı önlenemiyor.
2009 yılında en büyük 200 Lira olan banknot ile 130 dolar alınırken, bugün ancak 10 dolar alabiliyorsunuz.
Döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırıyor.
İçeride ekonomi ağır bir kriz içine düşmüş, insanlar yaşam çilesi altında boğulurken…
“Uluslararası Tahkim mahkemesi” 23 Mart’ta bir karar vererek, 2014-2018 yılları arasında Türkiye’yi petrol kaçakçılığından, IRAK merkezi hükümetine Bir milyar 400 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum etti.
Bu para faiziyle 3.5 milyar doları buluyor.
Enerji bakanlığı da Tahkimin kararına itiraz etmeyeceklerini, uyacaklarını ve gereğini de yerine getireceklerini açıkladı.
Bu aynı zamanda Türkiye’nin bir hukuk devletinden uzaklaştığını gösteriyor.
Kendi anayasamızı değil, Irak anayasasını da yok saydığımız için mahkûm olduk.
Daha doğrusu siyasal iktidar mahkûm oldu.
Türkiye uluslararası Hukuk endeksinde 139 ülke arasında, 117’ci sıraya neden gerilediğini de, bu karar bir kez daha göstermiş oldu.
Hukuku ahlaksızca yok saymaktan kaynaklanan bu sorunları, tüm detaylarıyla ülkenin gündemine taşıması gereken muhalefete, çok büyük işler düşüyor.
Topluma nefes aldırmayan ekonomik kriz çok yönlü masaya yatırılmalı.
Kayıt dışı ekonomi ivedi olarak ele alınmalı…
2022 Yılı Vergi Denetim Kurulunun Faaliyet Raporuna göre;85 milyon nüfusta vergi mükellefi sayısı,3 milyon 433 bin 964 kişi… Avrupa ülkelerinde ise nüfusun yarısı vergi mükellefi.
Yüzde 40’ı aşmış kayıt dışı bir ekonomiyi…
11 milyon işçinin kayıt dışı çalıştığını…
Çalışan nüfusun yüzde 50’sinin asgari ücretten maaş aldığını…
Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu…
En düşük Emekli maaşı asgari ücretin altında olmamasını…
Toplumun en varlıklı kesiminin milli gelirin yüzde 80’nine sahip olduğunu…
13 dolar milyarderinin servetinin 38 milyar 900 milyon dolar iken…
44 milyon insanın servetinin ise 38 milyar 500 milyon dolar da kaldığını…
Milyonlarca insanın yoksullukla, hayat pahalılığı ile boğuştuğunu açlığın kol gezdiğini muhalefet,7/24 saat anlatmalı.
Bitmedi…
Muhalefet Türkiye’nin, yeryüzünde uyuşturucu ticareti ve petrol kaçakçılığı ile anılan bir ülke durumuna geldiğini, seçim gündemine taşımalı…
Uyuşturucu ticaretinde dönen iştah kabartan 100 milyar doların peşine düşmeli…
Uyuşturucu ticaretinde dönen 100 milyar dolar, 800 milyar dolar olan milli gelirimizin yüzde 13’ü gibi bir rakama tekabül ediyor.
100 milyar dolar ile deprem bölgesini ayağa kaldırırsınız.
Uyutucu ticaretinde dönen 100 milyar dolar; 1996 yılında Meclis Susurluk komisyon raporuna girdi…
Hatta raporda Uyutucu ticaretinin güzergahı gösterilerek nasıl adrese teslim edildiği;”Afganisitan,İran,Van,Hakkari,Mersin Limanından Kuzey Kıbrıs’tan dünyaya dağıtıldığı anlatılıyordu.”
Maalesef bu Susurluk komisyon raporu meclis genel kuruluna indirilmedi ve Sümen altı edildi.
Görüldüğü gibi muhalefetin, muhalif medyanın ve demokrasi güçlerinin seçim sürecinde, gündeme Uyuşturucu ticaretinde dönen milyar dolarların yanında, petrol kaçakçılığını da taşımalı.
Temel hak ve özgürlüklerin uygulanmadığı eşit vatandaşlık hukukunun askıya alındığını..
Yargıda ki sorunları da gelin Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanından dinleyelim:
“Türk Mahkemelerinde yarılanların yüzde 77’si adil yargılanmadığını. Yargıya olan güvenin yüzde 30’larda olduğunu her ortamda dile getiriyor.”
Seçimlerde bir diğer önemli sorun deprem ve depremzedeler olmalı…
Unutmayıp unutturulmamalı.
Depremzedeli seçmenler bu seçimde belirleyici olacak.
Çünkü, deprem bölgesinden 98 milletvekili seçilecek bu da Meclisin 6’da biri.
Muhalefet adına Depremzedeleri rahatlatan önemli çıkışı;Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı,CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu deprem bölgesinde müjdeyi açıkladı:
“Yıkılan evlerinizi, ahırınızı, samanlığınızı bir lira almadan yapıp, sizlere teslim edeceğiz sözünü verdi.”
Kılıçdaroğlu’nun bu çok önemli sözü ve çıkışı,Şahsım devletin sahibinin ezberini bozarken, uykularını da kaçırmış olmalı ki…
Asrın reisi önceden ne söylemişti depremzedelere; evlerinizi bir yıl içinde yapıp sizlere teslim edeceğiz ve iki yıl ödeme yapmadan,20 yıl süre içerisinde taksitle ödeyeceksiniz diyordu…
Kılıçdaroğlu’nun depremzedelere evlerinizi bedava yapacağım sözünden sonra…
Asrın Reisi, bizde depremzedelere evlerini hibe edeceğiz anlamına gelen fulü açıklamalar yapmaya başladı.
Yukarıda belirttiğimiz gibi seçimlerde muhalefetin değişmez gündemi,7/24 saat ”ekonomi,depremzedeler ve katledilen hukuk” olmalı.
Ülke ekonomisi ve hukuk tablosu o kadar kötü ki…
İktidar bu tabloyu…
“Seçmene bu bir Rüya diye hayra yorumlatamaz.”
Siyasi iklim ve rüzgâr muhalefetin lehinde esiyor.
Yeter ki muhalefet kendi içinde sürtüşmesin, gündemi elinde tutsun ve sorunlara da çözüm üretsin.
2019 yılında yapılan yerel seçimlerdeki muhalefetin başarısı belli ki tekrarlanacak, neden tekrarlanmasın.
Yorum Yap