SALTANATA DEVAM MI, HESAP VERME Mİ?

  • 29.01.2023 14:38

Görünen o ki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri 14 Mayıs 2023 Tarihinde yapılacak…

Seçimlerin eşit yarışılmayacağı gibi, iktidarın yargıyı muhaliflerine karşı sopa olarak kullanması…

Seçimlerin ve adayların kaderini belirleyen YSK’nın da anayasal bir mahkeme olması…  

Muhalefeti ve demokrasi güçlerini seçime giderken, ”Yüksek Seçim Kurulunun (YSK)” tarafsız olmayacağı tedirgin ediyor…

Haksız da değiller.

Son yıllarda tarafsızlığını yok sayan ve talimatla karar alan YSK’nın, iptal ettiği seçimler unutulur gibi değil…

 “Son iki dönemde özellikle  yerel seçimleri kazanan HDP’li belediye başkanlarının kazandığı onlarca belediye başkanlarının, hukuksuz bir şekilde görevden alınması, hapislere atılması ve yerlerine kayyımların atanmasının ertesinde; YSK’nın kazanan bazı HDP’li belediye başkanlarının  mazbatasını, seçilmemiş olan AKP’nin  adaylarına  vermesi…HDP’den seçilen Belediye Başkanlarına vatan hainleri diyorlardı, AKP’ye geçenler vatanperver oldular.”

Kürtlerin milli iradesini görüldüğü gibi yıllarca yok saydılar.

Bu seçimde de YSK Anayasaya bağlı hareket etmeyebilir…

YSK’nın demokrasinin kurallarını yok sayan hukuksuz millî iradeyi gasp etmiş kararlarının hangi birini sayalım.

Örneğin 17 Nisan referandumunda mühürsüz zarflarla oy kullandırması…

Tam bir skandaldı.

Seçimlere giderken  Erdoğan’ın üçüncü defa Cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağı tabii ki, en önemli bir konu oldu…

Aslında meselenin tartışılacak bir yanı yok.

Mevcut anayasaya göre Erdoğan’ın mecliste karar alınmadan aday olması mümkün değil.

Gel gör ki bu siyasal iktidar anayasayı paspastan fazla çiğnemeyi adet haline getirdi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Erdoğan’ın 3’üncü defa aday olmasının önünde, hukuksal hiçbir engel yok diye  açıklama yapması ile;Erdoğan’ın tekrar aday olacağının işareti olduğu gibi, anayasanın da yeniden ihlal edileceğini gösteriyor.

Gözler haklı olarak YSK’nın Erdoğan’ın adaylığına yeşil ışık yakıp- yakmayacağına çevrildi.

Hatırlanacağı gibi  Ocak ayında emekli olan,YSK Başkanı Muharrem Akkaya  geçen yılın Aralık ayında; Erdoğan’ın adaylığı konusunda hukukçu bir arkadaşına  çalışma yaptırdığını, ama şimdi bir açıklama yapamayacağını söylemişti.

Hâlbuki anayasanın emri çok açık…

Eğer YSK, Erdoğan’ın üçüncü defa Cumhurbaşkanlığı adaylığına onay verirse, anayasa da aday olamayacağının bir hükmü kalmayacak…

Çünkü,”YSK’nın kararını bozacak ülkede bir üst mahkeme  yok ve YSK’nın kararı nihai kara olarak uygulanıyor.”

Aslında bu da hukuk devletine aykırı…

Hukuk devletinde denetlenmeyen karar olamaz…

Peki, YSK bunu yapabilir mi?

Anayasal suç işlemeyi göze alırsa yapar.

Erdoğan ve tarafgirlerinin güvendiği tek  adres maalesef, YSK…

Hazin ama YSK’nın son yıllarda yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.

YSK 1950 yılında 11 üye ile kurulmuş olan Anayasal bir mahkemedir.

“YSK, o kadar çok çok önemli ki; millî iradeyi tescilleyen de ve milli iradeyi gasp eden de, aday olanların adaylığını da, aday olamayacaklarını da belirleyen, tek mahkemedir.”

YSK  73 yıllık tarihinin hiçbir döneminde; son 10 yılda aldığı antidemokratik kararlarına askeri darbeler döneminde bile  rastlanmadığı gibi;bu kadar siyasallaşarak iktidarın talimatı ile seçim sonuçlarını etkilememiştir.

YSK, doksanlı yıllarda Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da  bazı illerin  OHAL ile yönetildiği süreçte yapılan seçimlerde;PKK ile güvenlik güçlerinin çatışmalarının zirve yaptığı dönemde dahi, seçim sonuçlarını etkileyecek ve milli iradeyi yok sayan, bir kararın altına imza atmamıştır.

Bir parantez açarak hatırlatalım:

“1999 yılında Mersin’de yapılan yerel seçimlerde, Mersin Belediye Başkanlığını kazanan HADEP’i, kazanmamış göstermek için, neler yapıldığı Ergenekon  davasında  belgeleriyle ortaya çıktı… Hatta Mersinde Belediye Başkanlığını HADEP’in kazandığını TRT alt yazı olarak vermişti…

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’de orada oynanan oyunu daha sonra deşifre etti:

“Mersin İl seçim  kurulu oyları tekrar sayma kararı alarak, HADEP’in kazanmış olduğu Belediye Başkanlığı DSP’ye verildi.. Peker’in açıklaması da bugüne kadar yalanlanmadı.”

YSK son yıllarda seçim sonuçlarını etkileyen hukuksuz hatta skandal kararlarını gelenek haline getirerek, altına imza atmaya başladı…

“2017 Nisan ayında yapılan referandumda, mühürsüz zarflarla oy kullandırması,sandık sayımları bitmeden, sandıktan “evet çıktı” diye seçimi ilan etmesi listenin en başında durmakta.

Erdoğan’da çıkıp  “Atı alan Üsküdar’ı geçti” dedi.

Hatırlayanın yüzü kızarıyor vallahi…

 Referandumda İstanbul,Ankara,İzmir gibi metropollerde  oyların “Hayır çıkmasına rağmen”,YSK’nın  Evet” çıktı  diye, açıklama yapması toplumda şaşkınlık yaratıyordu.

YSK 2019 yılında  da  İmamoğlu’nun mazbatasını 20 gün  sonra geri  aldı.

Erdoğan” İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder” demesinin ardından,AKP seçim sonuçlarını kabullenmedi.

AKP’nin YSK’ya seçimlerin iptal itirazını YSK kabul edip ardından da; YSK’nın 11 üyesinden,7’nin oyu ile seçimlerin tekrarına karar verdi.

YSK bir zarf içinde  atılan 4 pusuladan 3’nü doğru buluyor, sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kullanılan oyun hileli  olduğuna karar veriyordu.

Türkiye görüldüğü gibi nasıl korkunç bir dönemlerden geçiyor.

Tekrarlanan seçimde seçmenler sandıkları patlattı,13 bin oy farkı 815 bine çıktı.

YSK aradan dört yıl geçmesine rağmen hala İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık seçimini neden iptal ettiğinin, gerekçeli kararını açıklamış değil.

Onun için bu seçimlerde muhalefetin ve demokrasiden yana olan güçlerin, YSK’nın muhtemel hukuksuz kararları karşısında, demokratik basıncını şimdiden yükseltmeli.

Seçimlere giderken muhalefetin dikkatle üzerinde durmaları gereken, hassas olan başka bir konuya dikkat çekelim:

“Basında sık haber olmasa da, Ülkede yaşayan 8 milyon mülteci arasından,sayıları 250 binle, bir milyon kişi ile  ifade edilen insanlara  vatandaşlık hakkı  verildiği haberleri çıkıyor… Vatandaşlık hakkını alan her yabancı aynı zamanda “oy kullanma”  hakkına da sahip oluyor. Muhalefet bu konuyu İvedi olarak ülkenin siyasi gündeminde tutmalı ve peşini de bırakmamalı.”

Muhalif Medya da, yabancılara verilen bu vatandaşlık konusunu gündemde kalması için fikri takibini yapmalı.

İktidar seçimleri kazanmak için  iktidar gücünü ve devletin tüm imkanlarını seferber ederek sonuna kadar kullanmaktan ve her türlü hukuksuzluğa, baş vurmaktan kaçınmayacak…

Seçimlerin  sonucu iktidar için “ya saltanata devam”  ya da “hesap verme” olacak.

Tekrar hatırlatalım:

”YSK’nın aldığı kararları bozacak ülkede bir üst mahkeme yok ve nihai bir mahkeme kararı olduğunu, hiç kimse aklından çıkartmasın.”

Son uyarımızda sandık görevlilerine; sandıktan çıkan oyların ıslak imza tutanaklarına geçirmeden, oy torbalarını YSK’nın  il ve ilçe seçim yetkilisine teslim etmeden, hiçbir sandık görevlisi sandık başından ayrılmamalı.!

Her şeye rağmen geliyor gelmekte olan…

Enseyi karartmanın manası yok…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.