- 15.08.2022 07:38
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan yirmi yıllık iktidarında 9 kere Alevi Çalıştayı düzenledi.
Bu toplantıların sonunda Alevilerin olmazsa olmazları olan ibadet evleri olarak bilinen ”Cem Evleri” için istedikleri yasal statü taleplerini;Diyanet işler başkanlığına(DİB) :“Caminin dışında hiçbir yeri ibadet yeri olarak tanımıyoruz” diye açıklama yaptırdı…
Şahsım devletin sahibi DİB’in açıklamasından sonra, Alevi çalıştay’ını sonlandırıp Alevilerin inançlarını ve kültürlerini yok sayarak ,bu sayfayı kapattı.
Sayıları 20-25 Milyonu bulan Alevi kesiminin ibadethaneleri olan “Cem evlerine” yapılan saldırıların yapılması..
Erdoğan bu gelişmeler doğrultusunda beklenmedik bir çıkışla,9 Ağustos 2022 Tarihinde Ankara’da Hüseyin Gazi Cemevini ziyaret etti.
”Dede postuna oturması”,13 Ağustos’ta Hacıbektaş ilçesinde yapılan”Hacı Bektaş-ı Veli” etkinliklerine katılması ile Alevilerin sorunları siyasetin gündemine oturdu.
“Hani caminin dışında hiçbir yeri ibadet yeri olarak tanımıyordunuz?”
Erdoğan’ın görüntüde olsa bu makas değişikliği nereden çıktı?
İktidarın hukuktan uzaklaşması, dış politikada duvara toslaması ile ekonomideki krizin toplumsal bunalıma dönüşmesi,yaklaşan seçimler belirledi.
Erdoğan’ın kerhen de olsa,Cem evini ziyaret etmek zorunda kalması buna bağlamamak imkansız.
Şöyle denilebilir:
“Erdoğan ters ayak üzerinde yakalanınca pozisyonunu değiştirmek zorunda kaldı.”
Bu gelişmeler sonucunda seçimler yaklaştıkça asrın reisi şaşırtmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Kamuoyu şirketlerinin yaptığı araştırmalarından çıkan sonuç, Erdoğan’ın iktidar da kalması mucizelere dayalı..
Ülke gündemine oturan bu gelişmeleri nasıl okumalıyız?
“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin en güçlü Cumhurbaşkanı adayı gösterilecek olması,Kılıçdaroğlu’nun siyasetin gündemini belirlemesi;Camiciler ve kışlacıların, Kılıçdaroğlu’na olan alerjileri, Cem evlerine yapılan saldırılar ile,Kılıçdaroğlu’nun mezhebinin gündeme gelmesinin hesaplanmış olabileceği bir arada düşünülmeli…”
Devam edelim.
Sürecin izini sürüp karşımıza çıkan resmin yaldızını kazıdığınızda, altından Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı olan, karanlık yapılar çıkamaz mı?
Örneğin:
“Siyasal İslamcılar,ulusalcılar,Avrasyacılar,kripto Ergenekonculardan oluşan ittifak içinde hareket eden güçler, bunun işaretini vermiyor mu?”
Bu karanlık yapıları bir araya getiren faktör:
“Alevi kökenli Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığının önünü kesmek.”
Olmaz mı?
Hatta CHP içerisinden de,Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı olan cılız da olsa sesler duyulmuyor mu?
Kemel Kılıçdaroğlu’nun “Türk,Müsliman ve Sünni” olmaması.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu “derin devletin ideolojisini savunanların” onaylayacağı bir siyasetçi kriterlerini taşımaması..
Cem evlerine yapılan saldırılar,Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığının gündeme gelmesi nedeniyle, Mezhebinin tartışma konusu olmasını isteyenlerin senaryosu mu acaba?
İvedi olarak yapılması gereken ve aynı zamanda toplumsal ihtiyacımız olan:
“Devlet-Toplum-Birey” ilişkisini “temel hak ve özgürlükler” düzeyinde yeniden düzenlemek.
Bu düzenlemeleri yapmadığımız sürece..
Devleti yöneten siyasiler; “temel hak ve özgürlükler” üzerinden değil de,“kimlik ve inançlar üzerinden siyaset yaptıkları sürece”,” inançlar ve kimlikler” siyaset yapanların, değişmez sömürü argümanı olacaktır.
“Hukuk toplumlarında devletin ideolojisi olmaz, devlet kimlik ve inanç tanımlaması yapmaz..
Devlet tek dine veya mezhebe hizmet etmez ve bütün dinlere karşı eşit mesafede durur.
Vatandaşın beyanını esas alır...
Devlet,inanan insanların ibadet yerlerinin nasıl olacağına veya neresi olacağına karar vermez.
Devlet vatandaşın yaşam alanına müdahale etmez,vatandaşına da format atmaz.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı kesinleştikten sonra dileriz yanılalım ama;Erdoğan “Din,Mezhep ve Irk” sezonunu açacaktır.
Geçmişte yaptıkları yapacaklarının teminatı...
Meydanlarda 7 ilde Kılıçdaroğlu Alevi ama Aleviyim diyemiyor,cesaretin varsa Eyy Bay Kemal “soyunu açıkla” diye, meydanlarda binlerce insana Kılıçdaroğlu’nu yuhalatmadı mı?
Erdoğan bilinçli olarak seçmen kitlesini “Alevi –Sünni” ayrışması üzerinden konsolide etmiyor mu?
Asrın reisi eğer inandırıcı olacaksa ve samimiyse..!
Elinin tutan mı var.
“Hemen,Alevilerin ibadet evleri olan “CEM EVLERİNİ” yasal statüye kavuştursun.”
Bir taraftan Cem evi ziyareti yapacaksınız, bir taraftan konserleri iptal ettirecek,bir taraftan da Festivalleri yasaklayacaksınız?
Reis kusura bakma bunun bir inandırıcılığı yok.
Yorum Yap