- 7.02.2022 08:25
Toplum zaten işsizlik, açlık,yoksulluk,yolsuzluk,pahalılık ve hukuksuzluğun yanında çok ağır mağdur durumda.
Buna şimdi bir de kara kış eklendi.
Hepimiz “ bu kara kışta nasıl ısınırım” diye kara kara düşünmeye başladık.
Ucuz ekmek kuyrukları ülkenin her iline yayıldı..
Elektrik ve Doğal Gaza yapılan zamlar ülke genelinde protestolara dönüştü.
Ekonomik krizin bunalıma dönüştüğü bir süreci görmezden gelip, iktidarın gündem değiştirmek için kabak tadı veren ”ülkenin bekası, terör ve dış güçler” sakız haline geldi, manasızlaştı.
İktidar ortaklarının konuşmalarına bakılırsa, bu ülkeyi sanki bunlar yönetmiyor havasındalar.
Halbuki yaşam çilesi taşınamaz oldu…
Öyle ki iki ay önce yüzde 50 zam yaparak 4 bin 253 liraya çıkarttıkları asgari ücret daha çalışanın eline geçmeden açlık sınırının altında kaldı.
Türk-iş Ocak ayı 2022 açlık sınırının 4 kişilik bir aile için 4 bin 249 lira ,dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını ise 13 bin 843 lira olarak açıkladı.
İktidar Mazot,benzin ve elektriğe ilk önce yüklü bir zam yapıyor kamuoyundan gelen tepkiler üzerine küçük bir indirime gidiyor, son elektrik zamlarında olduğu gibi.
Adeta toplumun sabrını test ediyorlar.
Petrole ve temel tüketim olan gıda maddelerine zam otomatiğe bağlanmış ama küçük ortak bu konularda tek cümle bile söz etmiyor.
Küçük ortağın iktidardaki görevi iktidara muhalif olanlara avazı çıktığı kadar bağırarak hakaret, iftira ve tehdit etmek.
Devlet Bahçeli ve aveneleri iktidarlarına muhalif olan her kesime başta muhalefet partileri olmak üzere; Barolar, TTB ve TMMOB gibi meslek örgütlerini; AYM gibi yüksek bir mahkemenin kapatılmasını gündemde tutmayı, kendilerine siyaset edinmiş durumdalar.
Bir de muhalefetin meclise verdiği milyonarlarca emekliyi, dar gelirliyi ve özgürlükleri ilgilendiren her öneriye ret oyu veriyorlar..
Muhalefet partilerinin en son, “en düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyinde olsun önerisine” MHP, AKP ile hayır oyu vererek reddetti.
Küçük ortağın büyük ortağına ayar vermekten geri durmadığının hakkını da teslim edelim.
Küçük ortak amiyane tabirle iyi bir maden buldu..
İktidarın her türlü nimetlerinden yararlanıyor, “yargı da ve emniyette ciddi kadrolaşmaya” gitmeye devam ediyor ,ne var ki hiçbir siyasi sorumluluğu da kabul etmiyor.
Ülkenin ekonomik ve sosyal çöküntüsü sorulduğunda, ”biz iktidar değiliz”,”sadece iktidarı destekliyor, gerektiği yerde de uyarılarımızı yapıyoruz” diyerek geçiştiriyorlar.
Ancak bir tek Süleyman Soylu’yu ise kendi bakanları kabul ediyorlar.
Hatta Soylu ‘nün bakanlığını iktidar ortaklıklarının “kırmızı çizgileri” olduğunun mesajını veriyorlar.
Şahsım devletin sahibi ise iktidar ömrünü uzatmak için küçük ortağın her türlü baskısı karşısında dilsiz şeytan gibi..
Küçük ortağın sözlü bir talepte bulunmasına gerek yok, kaşını çatması ve mesaj vermesi yetiyor.
Organize suç örgütü Mafya lideri Alaattin Çakıcı’nın özel bir kanunu ile cezaevinden çıkması bunun en somut örneği..
Ucube Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli, toplumsal hiçbir sorunu çözemedi..
Türkiye daha da kötüye gitti ve ekonomik kriz dip yaptı.
Ekonomi kötüye gittikçe asrın reisi kadrolarda değişime gidiyor ama muktedire ne bakan dayanıyor ne de bürokrat.
Her gelen gidenin söylediğini tekrarlıyor..
“Gelecek ay bu aydan, gelecek yıl da bu yıldan daha iyi olacak.”
TÜİK’te 6 yılda 6 başkan değişti.
Yeni göreve gelen TÜİK başkanı Ocak ayı enflasyon rakamını yüzde 11,50 ,yıllık enflasyon rakamını da yüzde 48.62 açıkladı.
Nasıl oluyorsa, Aralık 2021 enflasyon rakamı yüzde 13 çıkmıştı.
Elektrik ve doğal gaz zamları Aralık enflasyonundan sonra uygulanmıştı, bu zamlar Ocak ayı enflasyonuna yansıtılmadı.
Son atanan TÜİK başkanı Saray’ın talimatlarına uymuş görünüyor.
Saray’ın istediği faizi düşürmediği için Merkez Bankası Başkanlığına son üç yılda 4. Başkan getirildi ama enflasyon kontrolden çıkmış durumda.
Hazine ve Maliye Bakanlığına son dört yılda 3. bakan getirildi.
Nöbetçi bakan Bekir Bozdağ “üçüncü defa” adalet bakanlığına atandı.
Bekir Bozdağ denilince bir parantez açalım:
”İlk defa AYM’nin Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın tutuklanması şöyle dursun, gözaltına alınmaları bile hak gaspı görerek tahliyelerine karar vermesine; karşı çıkmış ve kararın uygulanmaması için yerel mahkemeye çağrıda bulunmuş.
Yerel mahkeme de Mehmet Altan’ı 5 ay sonra tahliye etmişti.”
Muktedirin Bekir Bozdağ’ını neden yedekte tuttuğu da şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu?
Bu arada da “kar bahane Ekrem İmamoğlu’na saldırmak şahane.”
Şahsım devletin sahibinin “İmamoğlu fobisi” her alanda kendini ele veriyor..
Partili Cumhurbaşkanı hiçbir konuşmasında İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanı Ekrem imamoğlu’ndan olumsuz bir söz etmeden konuşmasını bitirmiyor.
Demişti ya “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder” sözünü unutamıyor.
İstanbul’a yağan kar ve İmamoğlu’nun İngiltere Büyük elçisi ile yirmi gün önce tarihi belli yemek 0layına gelince…
Elçi ile buluşmalarının hukuk dışı mobese görüntülerinin servis edilmesi, iktidarın ve besleme basının günlerce siyasi malzemeleri olurken,suç işlediklerini hiç önemsemediler bile.
İnsanın siyasi rakibiyle mücadele etmesinin de bir seviyesi ve adabı vardır..
“Nasıl olurda benim vatandaşım karda kışta yollarda kalırken, sen balıkçıda balık yer kafa bulursun” düzeyde olmamalı bu işler.
İstanbul-Ankara kara yolu yoğun kar yağışı nedeniyle 24 saat gibi bir süre ile kapandı.
Ulaştırma ve Alt yapı bakanı Adil Karaosmanoğlu ise bir televizyon kanalında canlı yayında İmamoğlu’nu suçluyor,kara karşı önlem almadı diye..
TEM’de kapandı diye sorulan soruya;” çok yoğun bir kar yağdı” diyor..
Peki İstanbul’a yağan ne?
Konya ve Gaziantep yoğun yağan kar yüzünden bütün illerle irtibatı kesildi, yüzlerce aracıyla insanlar saatlerce yollarda kaldı;niye bu şehrin belediye başkanları hakkında olumsuz bir söz söylemediniz?
Biraz edep yahu.
Bu kadar komik duruma düşürmeyin kendinizi, ülkeyi de bu kadar çaresiz hale getirmeyin.
Toplumun sorunlarıyla ilgilenin, çözüm üretin..
Çocukları kullanarak Ana muhalefet partisinin liderine eline mikrofon vererek topluluklar karşısında “bay Kemal hain” diye küfür ettirmeyin.
“Terörle mücadele ediyorum diyerek 6 milyon seçmenin oyunu almış parlamentonun üçüncü büyük partisinin,5 yıldır cezaevinde tutulan HDP eski Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş, “en büyük hesabını İmralı’ya verecek” açıklamanız.
Öcalan Demirtaş’ın mesajlarından rahatsız diye televizyonlarda hem de canlı yayında konuşmanız…
PKK’nın propagandasını yapmak olmuyor mu?”
Sorunları çözemiyorsanız hiç değilse toplumu germekten ve sinir uçları ile oynamaktan vaz geçin..
Bu nefret,zehirleyici,öteleştiren,ayrıştıran ve kamplaştıran diliniz toprağa gömülü bir mayın gibi, toplumsal çatışmanın fitilini her an ateşleyebilir “Allah korusun” biraz sağduyu.
Ya hukuka dönün…!
Hukuka dönemiyorsanız erken seçim kararı alın..
Toplumun her kesimi ekonomik sorunların ve hukuksuz uygulamaların altında nefes alamıyor, boğuluyor.
Erken seçim kaçınılmaz, başka çözüm yolu yok.
Yorum Yap