Yıllardır Türkiye’de muhalefetin olmadığından yakınılır. İktidarın kol kanat gerdiği kesimlerin görsel ve yazılı medya imkanlarıyla da sık sık seslendirdiği, hatta ve hatta muhalif kesimlerin kendilerinin de dillerine pelesenk yapabilecek biçimde güçlü bir argüman haline getirdiği bir söylem olgunlaşıverdi. “AK Parti’ye alternatif yok”, “Muhalefet, muhalefet edemiyor” gibi söylemler akıllardaki yerini almıştı artık. İl başkanından Başbakan’ına sıkça ve gözü pek bir gururla anlatılır oldu; “Böyle muhalefete can kurban”, “İstesek bulamazdık, ah ne hoş muhalefet”. Hâlbuki hükümetin, bu söylemleri sistematik bir dille ve muhalefeti itibarsızlaştırıp muhalefetini etkisiz kılabilmek niyetiyle seslendirdiği görülmek istenmedi.

Peki, geçtiğimiz yıllarda ne mi oldu? “Muhalefete Aç” ülkemizde, muhalefetin her türlü sesi bastırıldı, kafasını kaldırana “iktidar ne verdiyse” vurmak bir görev halini aldı. Muhalefetin olmamasından yakınan Muktedir, Sol muhalefeti “Marjinalleştirdi”, Sağ muhalefeti “devşirdi”, Kürt tabanlı muhalefeti “oyaladı”, Ana Muhalefeti “itibarsızlaştırdı”. Ve sonunda “Muhalefetsiz Bir Demokrasi” yaratıp, adına “İleri Demokrasi” nişanını yakıştırdı.

Onu savunmayanı “Vatan Haini” onu savunanı ise vatanperver ilan etmekte tereddüt etmeyecekti tabi. Alkol içen vatandaşları bile ikiye ayıracak, AK Parti’ye oy vermeyenler “Ayyaş”, verenler ise “Vatandaş” olacaklardı.

Meclis’te Muhalefet

Oktay Ekşi’nin, soru önergeleri ile ilgili TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinin cevabı:
 

·         24. Yasama Döneminde (21.11.2013 tarihi itibarıyla) Başkanlığımıza 35.125 yazılı soru önergesi verilmiştir.

·         Bahse konu dönemde 3.195 yazılı soru önergesi 15 günlük süre içinde cevaplandırılmıştır. 5.333 yazılı soru önergesi ise dikkat çekme yazısı ve/veya 30 günlük ek süre talebi üzerine verilen süreler içerisinde cevaplandırılmıştır. Toplamda 8.528 yazılı soru önergesi süresi içinde cevaplandırılmıştır.

·         Yine aynı dönemde muhatap Bakanlıklara 15 günlük süre içinde cevaplamadıkları 28.557 yazılı soru önergesi için dikkat çekme yazısı yazılmıştır.

·         Söz konusu dönemde 22.508 yazılı soru önergesi süresi içinde cevaplandırılmadığından Gelen Kâğıtlar Listesi'nde yayımlanmıştır. Ancak bu önergelerden 13.420 adedine ilgili bakanlıklarca süresi geçtikten sonra cevap verilmiş olup 9.088 adedine henüz cevap verilmemiştir.

·         Soru önergelerine verilen cevapların şekil ve içerik açısından uygun olmadığına yönelik milletvekillerince Başkanlığımıza çeşitli başvurular yapılmıştır. Bu başvurular üzerine TBMM Başkanı Cemil Çiçek imzasıyla Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a 05.01.2012, 25.09.2012 ve 24.05.2013 tarihlerinde üç farklı yazılmış olup soru önergelerine verilen cevaplarda milletvekillerince eleştiri konusu edilen hususlarda hassasiyet gösterilmesi rica edilmiştir.

Meclis’te sadece iki buçuk yıl içerisinde verilen 35.125 yazılı soru önergesinin sadece %24’üne ek süre dahil olmak üzere en geç 45 gün içerisinde cevap verilmiştir. Ve tüm uyarılara rağmen cevap verilmeyen soru önergesi oranı ise %26 kadardır. Soru önergelerinin Parlamenter Demokrasi’lerde en geçerli muhalefet etme yöntemi olduğunun altını çizmekte de yarar var sanıyorum.

Ayrıca şimdiye dek muhalefet partilerinin hiçbir önerisi, yasa önergesi AKP Grubu tarafından kabul görmedi. Öyle komik ki, bir keresinde sırf CHP Grubu destek veriyor diye Muhalefet önerisi zannedilip, AK Parti Milletvekilleri kendi verdikleri yasa maddesine toplu olarak red oyu verdi.

Medya’da Muhalefet

24 Temmuz 2013'te açıklanan BİA Medya Gözlem Raporu'nun verilerine göre Türkiye cezaevlerinde 66 hapis gazeteci var. Türkiye Gazeteciler Sendikası, sadece Gezi eylemlerinin başladığı 27 Mayıs’tan beri, 22 gazetecinin işten atıldığını, 14 gazetecinin zorunlu izne gönderildiğini, 37 gazetecinin istifa etmek durumunda bırakıldığını açıkladı. Tabii ki öncesinde de onlarca gazeteci, sadece muhalif olmaları nedeniyle işlerinden oldular.

Sokakta Muhalefet

Yazmaya gerek bile duymasam artık. Google’a ‘Gösteri’ kelimesiyle birlikte şunları yazmanızı rica edeceğim: KESK, 1 Mayıs, 19 Mayıs, 4+4+4, DİSK, TOGO İşçileri, Ankara, İstanbul, Marmara Üniversitesi, ODTÜ Öğrencileri, Gezi, Çarşı, Uludere Anma.........

Sağ’da Muhalefet

Koalisyon çatlağının sinyallerinin usul usul anlaşılmaya başladığı günlerde, dünkü Hizmet Gönüllüleri, bugünkü “çete üyelerinin” olası alternatiflerini kendi içerisinde eritti AK Parti iktidarı. Parti Programı baştan sona zıt olan Numan Kurtulmuş’lu HAS Parti’yi ve eski bir muhalifimsi olan Süleyman Soylu’yu büyük bir hazım kuvvetiyle bünyesine kattı.

Yolsuzluk, illegal rant, hukuksuzluk, (öldüresiye) şiddet gibi birçok suçun sanığı olan bir partinin, suçlarını halk duy(a)masın diye var gücüyle suç işlemeye de devam ettiği aşikar.

Ülkemizde BDP’den CHP’ye, Sivil Toplum Örgütlerinden Örgütsüz girişimlere kadar Muhalefet’in neler yaptıklarını, bilgisayar ve internet henüz ellerinizin altındayken bir kez daha kontrol etmenizde yarar var. Keza bugünlerde Meclis’te görüşülen bir yasa ile önümüzdeki dönemde internette de bu imkânınız olmayabilir.

Bu yazdıklarımın birçoğu sıkça söylenmekte, eleştirilmekte bu aşikâr. Ben de naçizane bir kez daha hatırlatmak istedim.