'Takkeli vesayetçiler'

  • 11.08.2014 00:00

Çok rahatsız oldular... Farkındayım.

 

Basit bir soru sormuştum oysa; çaldınız mı çalmadınız mı?

 

Bu soruya cevap veremediler.

 

Usulsüzlüklerini yazdım.

 

MİT’in sahte kod isimle yasadışı dinlemesini belgelerle ortaya koydum...

 

Peşime taktıkları MİT’çileri yakalattım...

 

Devlet kararıyla, (MGK- belge- yok etme) Uludere’de yaşananları ortaya koydum...

 

Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik MGK’da alınan yasadışı kararla tasfiye, fişleme haberim ise kimyalarını bozdu.

 

17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunun intikamını almak için düğmeye bastılar. Polislere yönelik yaptıkları hukuksuz gözaltı ve tutuklamaları da belgeleriyle ortaya koydum...

 

Çağlayan’da beni görmek kendilerini rahatsız etti.

 

Tüm basın mensuplarını adliyeye alırken, Anayasa’ya, yasalara aykırı şekilde, beni engellediler. Adliyeye girişim, Başsavcı emriyle engellendi. Hukuk ayaklar altına alınmış, kişiye özel karar çıkarılmıştı.

 

Yılmadım...

 

Her gün Çağlayan Adliyesi’ne gidip, kapı önünden yaşanan hukuksuzlukları kamuoyuna duyurdum...

 

Her yazdığım haber, her yazdığım köşe yazısı, attığım her tweet kimyalarını bozdu...

 

Yasadışı eylemlerini ortaya çıkardı...

 

2008-2009 yılında yapılan dinlemeden dolayı bir polis memurunu gözaltına aldılar. İki gün nezarette bekletip önce savcının sonra hâkimin karşısına çıkardılar.

 

Her ikisi de polise, 2008-2009 yılında yapılan bir dinlemeden dolayı suçlandığını söyledi. Polisin verdiği cevap hukuk tarihine geçecek cinstendi. “2010 yılında mesleğe başladım. İki yıl önceki bir suçu nasıl işlediğimi düşünüyorsunuz.

 

Hâkim de savcı da şaşkındı. Cevap tutanaklara geçti. Adalet dağıtanlar, önlerindeki dosyayı okumamışlardı. Ankara’dan aldıkları talimatı yerine getirmeleri skandalı gözler önüne sermişti...

 

Bu skandalı yazdım... Rahatsız oldular.

 

17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunun intikamını almak için yaptıkları hukuksuzluk bununla da kalmamıştı...

 

Evrakta sahtecilik yaptılar diye üç polisi tutuklayıp hapse koydular. Gerekçe yine dinlemeydi.

 

Yılmadım... Diğer gazeteciler gibi servis edilen bilgiye itibar etmeden gece yarısı Çağlayan’a gittim. İfadeleri, belgeleri görünce küçük dilimi yuttum. Evrakta sahtecilik yaptınız diyen üç polisin evrakta imzalarının olmadığı ortaya çıktı...

 

Evraka imza atan başkalarıydı ve dışarıda ellerini kollarını sallayarak geziyorlardı. Evrakta imzası olmayan üç polis hapse konmuştu.

 

Bunu yazınca hem Ankara’nın hem İstanbul’un hem de Başsavcı Hadi Salihoğlu’nun kimyası tekrar bozuldu... Bu hukuksuz işlemin gerekçesini sorunca bildik manzarayla karşılaştım.

 

Utançlarından sustular. Cevap veremediler. Yine bir emirle Çağlayan Adliyesi’ne girişimi yasakladılar.

 

Benimle yüz yüze gelmekten korkuyorlardı. Soracağım basit sorulara cevap veremeyecek olmaları kendilerinin uykularını kaçırıyordu.

 

Soru çok basitti aslında. Bu üç polisi neden, hangi belgeyle tutukladınız? 2008-2009’da yaşanan dinlemeden dolayı, 2010 yılında mesleğe başlayan bir polisi nasıl, neden, hangi gerekçeyle gözaltına alıp, bir de açığa aldınız?

 

Bu sorular korkuttu kendilerini...

 

Yılmadım... Her gün, her gece Çağlayan’a gittim...

 

Yasadışı dinleme suçlamasıyla amiri serbest bırakıp, şoförünü tutukladılar. Bu skandalı yazmamla birlikte Ankara, İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık yine karıştı.

 

Tabii Çağlayan da...

 

2012’de görevden alınan müdür, 2013’teki dinlemeden tutuklandı.

 

Ve daha fazlasını yazdım. İntikam operasyonu ellerinde patlamış, tel tel dökülmeye başlamıştı.

 

İşte bu hukuksuz eylemleri yazınca, tıpkı Ergenekon, Balyoz sürecinde yaşadığım manzaralarla karşılaştım. Tıpkı darbeci askerler gibi hakkımda 301’den soruşturma açtılar. Vatan hainliğiyle suçladılar. Yüzlerce dava ve soruşturma açıp, korkutarak sindireceklerini düşündüler. Tutuklama, hapisle korku salmaya çalıştılar.

 

Plan, oyun aynıydı. Sadece aktörler değişmişti. Postal gitmiş, takkeli vesayetçiler gelmişti.

 

Yazdıklarımdan rahatsız olan “takkeli vesayetçiler”, statükonun izinde gitmeye başlamışlardı.

 

Önceki gün hukuksuzca beni gözaltına alıp, nezarethaneye koydular. Çağlayan’a gitmemden, yaptıkları hukuksuzlukları yazmamdan rahatsız olmuşlardı. Polisle gözaltına aldırıp, GBT sorgusuyla nezarethaneye attırıp, korku salmaktı amaçları.

 

Plan ellerinde patladı. Hakkınızda gözaltı, yakalama kararı var diyen polisler evrak gösteremediler. Zorla, darp ederek nezarethaneye koyup, gözaltıdan iki saat sonra belge düzenleyebildiler. Ajandalarına yazdıkları hukuksuz emri ise imha etmedikleri için yakaladık.

 

Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Bu dönemim hesabı ağır verilecek. Seçim sonucu ne olur bilemem. Türkiye gittikçe eskiye dönüyor ve bu gidişin altında millet kalacak. O gün kenara çekilip, sizleri ibretle izleyeceğim.

 

mbaransu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums