- 22.07.2013 00:00
Yaklaşık bir yıl önce, PKK’nın Suriye kolu PYD, Türkiye sınırındaki bölgeyi, “otonom bölge” ilan etmiş, Kuzey Irak’tan yaklaşık bin kişilik bir PKK’lı grup da askerî eğitimlerinin ardından Suriye’ye kaydırılmıştı.
Hükümete yakın isimler bu durumu “yaşanan iç çatışmalara müdahale amacı” olarak açıklasalar da durum hiç de dendiği gibi değildi. PKK, dolayısıyla PYD’nin amacı, Suriye’nin bu kaotik durumundan yararlanıp, kısa süre içinde otonom bir yapı elde ederek, Suriye Kürdistanı’nı kurmaktı.
Bu gelişmelerin yaşandığı günlerde katıldığım bir televizyon programında bölgede ikinci otonom bir Kürt Devleti’nin yakında kurulacağını, haritalar üzerinde göstermiştim. Hükümet kanadından iki isim ve Dışişleri Bakanlığı bu değerlendirmeme itiraz etmiş, “böyle bir yapının olmadığını, buna da asla müsaade edilmeyeceğini” söyleyerek, beni kamuoyunu yanıltmakla suçlamışlardı.
Bu olayın üzerinden bir yıl geçti. Üzülerek söylemeliyim ki devlet yetkilileri bir kez daha yanıldı. Önce Genelkurmay Başkanlığı ardından Başbakanlık yetkilileri, Suriye’nin Kuzey’inde otonom bir yapıya gidildiğini kabul ettiler. Ardından da yine bildik tehditlerle, kamuoyunun “gazını” almaya çalıştılar.
Başbakan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Twitter hesabından ilk tehditte bulunan isim oldu: “Suriye sınırındaki gelişmelerin giderek daha farklı ulusal güvenlik sorunu oluşturmaya başladığı Türkiye bu tür oldubittilere eyvallah edemez. PYD’nin Suriye’de girişeceği macera büyük sorunlara sebep olabilir. Demokratik özerklik ilan edeceği iddia edilen PYD ateşle oynamamalıdır.”
Akdoğan ve ekibi bundan bir yıl önce bu uyarıları yapanları hainlikle ve yalan söylemekle itham etmişlerdi. Ancak bugün kamuoyunu kimin yanılttığı çok daha iyi anlaşılıyor.
Türkiye’ye bilinmez bir maceraya sürükleyen Akdoğan ve ekibine şu hatırlatmayı yapmanın da tam zamanı. Benzer tehditleri Kuzey Irak’ta Kürk devleti kurulurken, Suriye’de jet uçağımız düşerken, Reyhanlı ve Cilvegözü’nde katliamlar yaşanırken de yapmıştınız. Esip gürlemiştiniz. Sonrasında nasıl bir uysal koyuna dönüştüğünüzü tüm kamuoyu gördü.
Bu yeni durum ve açmaz karşısında zor günler geçiren hükümet yetkilileri ve kalemleri, bu durumdan çıkmak için yeni dezenformasyon ve psikolojik operasyonları piyasaya sürmekte gecikmedi. İlk dezenformasyon, “Devlet kurulduğu iddiası yalan. Bayrak görünümlü bez parçasıyla kamuoyu yanıltılmasın” oldu.
İkinci perde işe şöyle açıldı: “25 yıl Kuzey Irak’ta Kürt devleti diye korkutulduk. Şimdi de Suriye’de kurulmasından korkuyoruz. Bu yapılara devlet demek doğru değil. Kendi başlarına hareket eden yapı bunlar. Bu bölgede Kürt devletinin yaşama şansı yok. İleride bu otonom gruplar, bizimle birleşip ittifak edecekler. Kandil’den inip, silah bırakacak isimler, Suriye’deki bu yeni gruba dahil olacak. Her şey hükümetin kontrolünde devam ediyor.”
Uzatmadan şunu söyleyeyim. Her şey Öcalan ve Kandil’in kontrolünde devam ediyor. Sırada Türkiye’nin güneyinde bir Kürt devleti kurma çalışması var. Önce otonom bir yarı devlet hayata geçirilecek. Ardından Avrupa, Suriye ve Kandil’de eğitilen PKK’lılarla Türkiye’de “tam bağımsız Kürdistan” devletinin yolu açılacak.
“Çözüm, barış, süreç” diyenlerin aksine yakın bir zamanda Hakan Fidan, Efkan Ala, Yalçın Akdoğan ve Başbakan’ın yakınındaki danışman kadrosunun Türkiye’ye nasıl bir maceraya sürüklediğini hep beraber göreceğiz.
Geçmiş olsun Türkiye.
mbaransu@gmail.com
Yorum Yap