Şırnak’ın ötesine geçemeyen Başbakan!

  • 22.04.2013 00:00

 Hükümet tarafından atamayla seçilip göreve getirilen “Âkil İnsanlar” heyetinden bir grup, önceki gün Uludere’yi ziyaret ettiler. Çoğunluğu çocuk 34 kişinin hava saldırısı sonucu hayatını kaybettiğiGülyazı Köyü’nde ailelerle biraraya geldiler.

Güneydoğu ekibinin yaptığı bu geziyi öğrenince katliamın yaşandığı ilk güne ve sonrasında yaşananlara gittim. Söylenenlere, verilen sözlere, “sorumlular bulunacak, yargıda hesap verecek”açıklamalarına, ardından olayın adım adım kapatılmasını hatırladım. Komisyon adı altında Meclis’te bulunan AK Partili vekillerin üzerlerine sıçrayan katliam kanını nasıl “ustaca” sildikleri gözümün önünde canlandı.

Ve bir de...

CHP ve MHP’ye her fırsatta yüklenen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın içine düştüğü durumu hatırladım.

Başbakan hemen hemen her fırsatta muhalefet partilerini Sivas’ın ötesine geçememekle suçluyor. “Siz önce Sivas’ın ötesine korkmadan geçin, gidin. Sonra konuşalım” cümlesini her mitingde duymak mümkün. Ancak gelin görün ki bugün Şırnak’ın ötesine geçmekten “korkan” bir başbakanımız var. Uludere’ye gidemeyen, çocuklarını kaybeden annelerin, babaların gözlerinin içine bakamayan, ürken bir başbakanımız var.

Hatırlarsınız...

Olayın yaşandığı ilk günlerde, sessizliğe gömülen bir iktidar vardı. Uludere’ye gidemeyip, telefonla yakın köydeki aşiret reisine geçmiş olsun telefonu açmıştı Erdoğan. Ardından da kendi yerine eşiEmine Erdoğan ve Beşir Atalay’ı Uludere’ye göndermişti. Alınan güvenlik önlemlerinin ardından ailelerin bir bölümüyle görüşebilmişti Emine Hanım. Anadolu Ajansı da Emine Erdoğan’ın gözyaşları üzerinden, propaganda yapmış, görüntüler tüm televizyonlara servis edilmişti.

Önceki günkü Âkil İnsanlar heyetinin Uludere’ye yaptığı geziyi öğrenince, aklıma Uludere’ye, Şırnak’ın ötesine geçmekten korkan Başbakan Erdoğan’ın, eşinin ardından bu kez heyeti köylülere gönderdiği geldi.

Heyetin yaptığı ziyareti küçümsediğim, anlamsızlaştırdığım sakın düşünülmesin. Uludere’ye yapılan, yapılacak her ziyareti önemsiyorum. Ancak ortadaki durum da maalesef bu. Gidemediğiniz yere bir başkasını gönderme psikolojisi.

Başbakan neden korkuyor tahmin edebiliyorum. Sanırım terörist dediği annelerin ve babaların gözlerinin içine bakmaktan korkuyor. Kimbilir belki de ziyaret ânında o köylülerin gözlerinin içine bakıp, bombalama emrini kimin verdiğini itiraf etmek zorunda kalacak. Özür ve helalleşme yolunu seçecek. Korktuğu sanırım bu.

Önceki günkü ziyarette Kezban Hatemi, ailelere Uludere’de yaşanan katliamın ve faili meçhul cinayetlerin sorumlularının ortaya çıkarılması gerektiğini söylemiş. “Bu ülke uzun zamandır yapanın yanına kâr kaldığı bir ülke oldu. Roboski olayı görmezden gelinecek kadar küçük bir olay değildir” demiş.

Sayın Hatemi’ye saygım sonsuz. Gönül isterdi ki aynı cümleleri Dolmabahçe görüşmesinde Başbakan Erdoğan’ın da gözlerinin içine bakıp söylemesi. Keşke, “bizden önce sizin oraya gitmeniz gerekiyor” diyebilseydi Sayın Hatemi.

Uludere kurbanlarından Mehmet Tosun, Âkil İnsanlar’ın Uludere Komisyonu’na girmesini istemiş. Kendisini üzmek istemem ama atamayla göreve gelen isimler, atamayla vekil yapılan komisyon üyelerinden farklı ne yapabilir ki? Başbakan Erdoğan’a, raporu neden kapattınız, sorumluları niçin ortaya çıkarmadınız diye sorabilirler mi? Bu cesaret kendilerinde var mı? İstihbarat raporunu gönderenleri ve bombalama emrini verenleri niçin yargı önüne çıkarmaktan korktunuz deme cesareti kendilerinde var mı? Ya da Başbakan’a bu bombalamada kendisinin bir sorumluluğu olup olmadığını sorabilecekler mi?

Sanmıyorum diyerek lafı uzatmayayım.

Kurban yakınlarından Tosun’un şu sözleri önemli; “Komisyon üyelerinden birinin çocuğu bu olayda ölseydi onlar bu raporu kabul ederler miydi?” Kendisine cevap verilmeyeceğini bilerek, soruyu ben cevaplayayım; “Üyelerden birinin oğlu ölseydi, iktidarın ve adamlarının bu katliamda rolü olmasaydı inanın sorumlular bugün yargılanmış ve cezasını çekmek üzere hapse konulmuş olurdu.”

 


Sorun ciddiye alma değil, atama!


Oral Çalışlar
, Âkil İnsanlar grubunun, çözüm sürecine karşı olanların boy hedefi hâline geldiğini, seçilen isimlerin halkla temasa girişmesinin ciddi bir durum sayıldığını belirtip, “Bu etkinliği bu kadar ciddiye almak şart mı” diye sormuş. Ardından da dünkü yazısında bu konuya ele alan bir analiz yapmış.

Kendisine şunu söylemeliyim. Bu etkinliği, iktidar ve Âkil İnsanlar’ın çok ciddiye aldığını düşünüyorum. Neticede yapılan iş, halkla biraraya gelmek. Onları dinlemek. Her gün fikirlerini köşelerinden ve ekranlardan belirten isimlerin, buluşmada halka söyleyecekleri yeni bir söz olmadığı ortada. Sanırım sorun, medyanın ve bu kişilerin yaptıkları işe kendilerinin ciddiyet atfetmesi. Önem katması. Toplum yapılan işi çok da ciddiye almıyor. İnanın alsalardı tepkiler çok daha farklı olurdu. Bence sorun atamayla göreve getirilme algısının kamuoyunda oluşması. Hükümet sözcülüğünün yapıldığının düşünülmesi.



mbaransu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums