Katil, katilim demez ki!

  • 11.03.2013 00:00

 Sanırım Napolyon’a atfedilen bir sözdü: “Bir konunun çözülmesini istemiyorsanız, onu komisyonlara havale eder, zamana yayarak kapatırsınız!”

Tıpkı bu sözde olduğu gibi 34 sivilin katledildiği Uludere skandalı“çözülmek, sorumlular bulunmak üzere” TBMM İnsan Hakları Uludere Alt Komisyonu’na havale edilmişti. Komisyon uzun süre konuyu araştırıyormuş gibi yaptı. Geçen hafta da adına rapor dedikleri “kâğıt parçalarını”kamuoyuyla paylaştılar. Paylaşılan metinlerin özeti şuydu; “Koordinasyonsuzluk sonucu oluşan bir hata. Kimse sorumlu tutulamaz.”

“Komisyon” ilk kurulduğunda kamuoyuna “dağ fare doğuracak, bir sonuç beklenmesin. Tüm sorumlular aklanacak” dediğimde iktidar kanadı ve kalemlerinin ateş çemberi arasında kalmıştım. Dört bir taraftan üzerime kurşunlar yağdırılmış, “komisyon tüm sorumluları bulacak” sesleri,“kurşun askerler” tarafından yüksek sesle dile getirilmişti.

Ve geçen hafta açıklanan “kâğıt parçalarıyla”, kurşun askerler sessizliği tercih etti.


Uludere olayının MİT’ten giden yanlış istihbarat neticesinde gerçekleştiğini yazan ilk ve tek kişi olarak, komisyonun raporunu anlamak için hafıza tazelemek gerektiğini düşünüyorum.
 Gelin hep birlikte o dönem yayımladığım MİT raporlarının bazılarını tekrar hatırlayalım.


20 Aralık 2011:
 “Kandil’de eğitim görmüş 130 kadar yeni katılımlı teröristin Hakurk ve Haftanin bölgelerine gönderileceği ve bu bölgelerde eylem yapmalarını müteakip Kandil’e geri dönecekleri.”


21 Aralık 2011:
 “İstihbarat çoğunlukla güvenilir nitelikte ve haber elemanı kaynaklı.” Yani PKK’nın içinde bulunan MİT ajanlarından. “PKK üyesi Topal Bedran Kod adlı Sait Tanıt, Şırnak Uludere Ortasu’daki üs bölgeleri, askerî birlikler ve hareket tarzları, bölgedeki asker sayısı ve Ortasu’daki örgüte yakın korucular hakkında araştırma yapıyor. PKK Zagros sorumlusu Dr. Erdal Bahoz kodlu Fehman Hüseyin, Şırnak Uludere Ortasu bölgesinde yer alan Düğün Dağı karşısında Türkiye sınırına 10 km. uzaklıkta telsizle konuşuyor. Keşif çalışması ve Dr. Bahoz’un sınır bölgesine yakın mıntıkada bulunması, adı geçen alanda bir eylem arayışı olabileceği yönüyle önemlidir.”


Fehman Hüseyin Uludere’de


23 Aralık 2011:
 “Sinat Haftanin bölgesindeki teröristlerin bir kısmının Qumri-Surur- Kesta-Nazdur-Keşan bölgesinde 20-25 kişilik gruplar hâlinde barınmaya başladıkları...”


25 Aralık 2012:
 “Yer tesbitine dayanarak yapılan çalışma ile temin edilen bilgi: Fehman Hüseyin’in 25 aralık tarihinde Sinat Haftanin’de yer tesbitinin yapıldığı...”


28 Aralık 2011:
 (Uludere faciasının olduğu gün): “Kestirme cihazlarından elde edilen yer tesbit bilgilerine göre Fehman Hüseyin’in sınırdaki kalabalık grup içinde olduğu değerlendirilmiştir...”

Raporları açıklamam üzerine “yeni devlet” sahipleri tarafından bilindik eski yöntemlerle psikolojik operasyona tabi tutulmuştum. Peşime adamlar takılmış, “börtü, böcek” yakıştırmaları, “dünya liderinin” ağzından çıkmıştı. Grup toplantısında bile yarım saate yakın hakkımda konuşma yapıldı.

Ancak unutulan bir şey vardı; Zamanın gerçekleri ortaya çıkardığı...

Bu açıklamaların üzerinden çok geçmemişti ki...

Meclis komisyonuna gelen bilgiler arasında istihbaratın “Milli Kaynak’tan” gittiği açıklandı. MİT, bir anda “Milli Kaynak” oluvermişti.


Baransu açıkladı, bunların nesi gizli!

Skandal bununla da bitmedi. Komisyona bilgi veren İçişleri Bakanlığı müfettişi bir rapor okudu. CHP’li ve MHP’li üyeler okunan raporun bir fotokopisinin kendilerine verilmesini müfettişten talep etti. Aldıkları cevap ilginçti; “Rapor gizli. Sizlerle paylaşamayız.”

Müfettişin bu cevabı üzerine MHP’li üye kendisine dönerek şunları söyledi: Bunların nesi gizli, Mehmet Baransu’nun köşesinden bunları okuduk.”

İşte müfettişin o okuduğu rapor, geçen hafta yayımlanan Uludere komisyon raporunda yer almadı. Sorumlulara bizi götürecek kritik bilgiler, hükümetin komisyonda yer alan üyeleri tarafından saklandı. Sumen altı edildi.

Gelelim olayın bir diğer boyutuna. Hatırlarsanız Uludere, Abdullah Öcalan, PKK ve BDP açısından namus meselesi olarak görülmüş, siyaseten de bunu sık sık kullanmışlardı. Kaymakam dövmekten, grup toplantısında kürsüye Uludereli aileleri çıkarmaya bir dizi “siyasi şov” yapılmıştı.

Ancak önceki hafta Milliyet gazetesinde açıklanan İmralı notlarında Öcalan, namus meselesi olarak gördüğü Uludere’yi ağzına almak şöyle dursun, tek kelime etmeyip bir de MİT’i aklamak için elinden geleni yaptı. Uludere’yi kapatmak için Başbakan’dan daha fazla çaba gösterdiği de gözlerden kaçmıyordu. MİT’e düzdüğü övgüler ise enteresandı.

Şu sıralar Milliyet’teki notlarda ismimin neden yer aldığı soruluyor.

Şuan gülümsüyorum... Sanırım cevabı verdim.

Gelelim konuyla ilgili geçen hafta yapılan son açıklamaya: “Başbakan ve Genelkurmay Başkanı köylülerin bombalandığını sabah öğrendiler.”


Komisyon olayı sumen altı edip kapatmışken, böyle bir açıklama yapma ihtiyacı neden hissedildi acaba?

Benimkisi merak işte!


mbaransu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums