Açıklayın öğrenelim

  • 9.01.2013 00:00

 TSK, Balyoz’un gerekçeli kararına dayanan “Orijinal belgeler Genelkurmay’da” haberlerini yalanladı. O zaman TSK, “Asılları bizde” dediği belgeleri açıklasın 

Genelkurmay Başkanlığı Balyoz Darbe Planı’yla ilgili mahkemenin verdiği gerekçeli karar hakkında bir açıklama yaptı. Delillerin tümünün asıllarının kendilerinde olmadığını, bir bölümünü doğruladıklarını söyledi ve basında çıkan “Orijinal belgeler Genelkurmay’da” haberlerini yalanladı.

Açıklamada üç maddeden oluşuyordu. Dikkatimi iki nokta çekti. Genelkurmay, Balyoz, Suga, Oraj’ın kendilerinde bulunmadığını söylerken, Çarşaf Eylem Planı’yla ilgili bir değerlendirme yapmamıştı. Bu dikkat çekiciydi.

İkinci önemli nokta ise Gölcük ve Eskişehir’de Hakan Büyük’te elde edilen dijital verileri doğruladıkları bilgisi.
 

Bazı belgeler hâlâ gizli

Mahkemenin gerekçeli kararı ve Genelkurmay’ın açıklamalarını okuduğumda her iki kurumun da aslında benzer şeyler söylediklerini gördüm. Balyoz belgelerinin tamamını gören kişilerden biri olarak Genelkurmay’ın neleri doğruladığını tahmin edebiliyorum. Kamuoyu unutsa da Genelkurmay Başkanlığı konu henüz soruşturma aşamasındayken, savcılığa bir yazı yazıp, verdiğim belgelerin bir bölümünün gizli olduğunu, devlet sırrı olarak bunun açıklanmaması gerektiğini savcılıktan talep etti. Genelkurmay’ın bu talebine olumlu yanıt veren savcılık da bu belgeleri ayıklayıp, adli emanete koydu. İddianamede de bunlar yer almadı. Avukatlara bile verilmedi.

Bu belgeler dahil, Genelkurmay’ın asılları bizde dedikleri tüm belgelerin kamuoyuna açıklanması gerekiyor.

Genelkurmay Başkanlığı’nın doğruladıkları belgeler, seminer adı altında yapılan toplantıdaki tüm resmi yazışmalar. Bu resmi yazışmalarda da hukuk dışına çıkıldığı resim olarak belgeleniyor. Bunlardan biri Çetin Doğan’a seminerde Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo’yu oynatmama emri. Bu emre uymayan Doğan, bu planın içine sıkıyönetim planlarını sokup, örtülü olarak darbe planlaması yapıyor. İşte fişleme belgeleri, göz altına alınacak isimler, sokak sokak tankların konuşlanması, cezaevlerinin belirlenmesi, yeni ceza evlerinin inşası gibi darbe sonrası yapılacaklar bu planın içine sokuluyor. Genelkurmay Başkanlığı tüm bu planları doğruluyor. Daha doğrusu doğrulamak zorunda kalıyor çünkü, hem ses kayıtlarında hem de 11 ve 17 nolu CD dışındaki tüm CD’lerde bu planlar mevcut. Sanıklar ve avukatlar da bu CD’lerin doğruluğunu kabul ediyorlar.

Doğrulanan belgelerden biri de Balyoz’un örnek aldığı 12 Eylül Bayrak Harekat Planı. Bu planı doğrulama nedenleri ise seminer ses kayıtlarında planla ilgili sunumların yapılması ve kayıtlara girmiş olması. Bir neden de Kurmay Başkanı Süha Tanyeri‘nin bu plan üzerinde aldığı el yazılı notlar. Bu nedenlerden dolayı tüm bu belgeleri doğrulamak zorunda kalıyorlar.

Tankların sokak sokak konuşlandırıldığı planlar, sıkıyönetim kararları, seminer adı altında yapılan tüm konuşma ve sonuç raporları da Genelkurmay’ın doğruladığı diğer belgeler. Çünkü savcılığa teslim ettiğim Balyoz belgeleri arasında bunların orijinal halleri vardı. Hangi fakstan çekildikleri, faks numaraları, sayı numaraları bulunduğu için Genelkurmay bunları yalanlayamadı.

2007 kayıtları ima edildi


Burada dikkat çeken bir nokta da şu; Genelkurmay Başkanlığı, 2007 yılında Balyoz Darbe Planı’nın görüşüldüğü toplantıdaki tüm kayıtlarını beş yıl geçtiği için arşiv yönetmeliği kapsamında imha etmiş. Belgeler imha edildiği için tüm belgelerle ilgili bir açıklama yapamıyor. İmha tutanak belgelerine bakıp, kayıtlara giren belgeleri doğrulayabiliyor.

Kamuoyunun tartıştığı konulara gelince; Hilmi Özkök’ü de hedef alan bir darbe planının tüm belgelerini Genelkurmay’a Çetin Doğan’ın göndereceğini düşünmek, insanın aklından şüphelenmesi demek. Kaldı ki, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, darbe toplantısını fark edip, Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo’yu oynama emri verdikten sonra Çetin Doğan şunu yapıyor. K.K.K’lığına bunu görüşmeyeceğim diyor ancak birliklerine görüşülecek, planlarınızı ona göre yapın yazılı emrini veriyor.

Son söz olarak şunu söyleyeyim. Aytaç Yalman bu güne kadar darbe planını kabul etmezken geçtiğimiz aylarda Akşam gazetesine yaptığı açıklamada “Darbeyi ben önledim” demişti. 2003’te yaşananlar her ne kadar kapalı kapılar ardında gerçekleşse de devlet ne olduğunun farkındaydı. Çetin Doğan’ın ameliyat olup, ardından harekete geçeceğini, yönetime el koyacağını fark eden devlet ve Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, düğmeye bastı. Önce Aytaç Yalman korkutuldu. Ardından Çetin Doğan’ın altındaki tüm birlikler başka birliklerin emrine verildi. Özellikle Zırhlı Tugay’da değişiklik yapıldı. Birliklerin İkinci Ordu ve Ege Ordusu’na bağlı başka illere kaydırılmasıyla, Doğan, birliksiz, altı boş, kimseye emir veremez bir komutan noktasına geldi ve emeklilik günlerini beklemeye başladı. O günlerde İstanbul’dan başka illere yapılan askeri araç sevkiyatı da bunun en önemli göstergesiydi. Gazeteci İsmet Berkan da bu durumu “Asker bize iktidarı verir mi?” adlı kitabında anlattı.

Gerçekleri saklamaya gerek yok. Genelkurmay’ın “Balyoz, Oraj, Suga gerçektir” demesini kimse beklemesin. Kasaptaki ete soğan doğranmasını da kimse beklemesin. Devlet ancak bu kadar konuşur ve bu süreçte de aslında fazlasıyla konuştu.

Genelkurmay Başkanlığı’nın dün yaptığı basın açıklaması:

1. Bazı basın yayın organlarında, “Balyoz Davası olarak bilinen davanın tüm delillerinin asıllarının Genelkurmay Başkanlığında bulunduğu ve sanıkların, sahte olduğunu iddia ettikleri belgelerin orijinallerinin Genelkurmay Başkanlığınca Mahkemeye gönderildiği” yönünde haberler yer almaktadır.

2. Davanın soruşturma aşamasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine, Genelkurmay Başkanlığının 22 Şubat 2010 tarihli yazısı ile, 1’nci Ordu Komutanlığında yapılan Plan Seminerinin “Balyoz Güvenlik Harekat Planı” adlı bir bölümünün veya ekinin mevcut olmadığı; ayrıca, “Oraj” ve “Suga” isimli eylem planlarının ise bulunmadığı bildirilmiştir.

3. Mahkemenin gerekçeli kararında ise; “Gölcük Donanma Komutanlığı ve Eskişehir’de sanık Hakan Büyük’te ele geçirilen dijitallerde bulunan taranmış belgelerin asıllarının ilgili birliklerde mevcut olduğu, Genelkurmay Başkanlığınca Mahkememize bildirilmiştir.” ibaresine yer verilmiştir. Bu ibareden yola çıkılarak, dava konusu tüm delillerin asıllarının bulunduğu ve Genelkurmay Başkanlığınca Mahkemeye gönderildiği şeklinde basında yer alan iddialar asılsızdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.


mbaransu@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums