Bilgisayarın başına, Niğde'deki bir davayla ilgili yazıyı yazmak için oturduğumda garip bir çağrışımla aklım ‘gözden sürmeyi çalmak' deyimine takıldı…

Türk Dil Kurumu bu deyimin becerikli, usta hırsızlar için kullanıldığını vurgulamakta…

* * *

Deyimin nereden çıktığı konusunda da rivayet muhtelif ama hepsinin anlatımı aynı…

Eski zamanlarda ‘göz' gizli bölge , ‘sürme' de oraya saklanan mal anlamına geliyor…

Hırsızlar bu gizli bölmelerdeki malı çaldıklarında, ‘gözden sürmeyi çekmiş' oluyorlarmış…

Gel zaman git zaman, bu, halk dilinde becerikli hırsızlıklar için kullanılan bir deyime dönüşmüş.

* * *

Aslında kadınların göze sürme çekmesinin de çok eski bir tarihi var…

Sürme ilk kez Mısır kraliçeleri tarafından gözlerini güneşin zararlı ışınlarından korumak amacıyla kullanılmış.

Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya'da yaygın olarak kullanılan sürme, içerdiği metallere göre birçok türden oluşmaktaymış.

Ancak en faydalısı ismit taşından elde edilenmiş… İsmit taşı en çok İsfahan'dan çıkarılırmış.

* * *

Aklım, ‘gözden sürmeyi çalmak' deyimine takılınca baktım İsfahan'a savrulmuşum…

Hâlbuki yazıya oturduğumda Niğde üzerinde seyrediyordum…

Çünkü önceki gün Niğde'de bir türlü sonlandırılamayan gizemli IŞİD davasının duruşması vardı, bu davayı başından beri izleyip, fikr-i takip gereği gelişmeleri sizlere de yansıtıyorum…

* * *

Niğde'nin Ulukışla ilçesinde 1 polis memuru ile 1 astsubayı şehit edip, gasp ettikleri kamyon şoförünü öldüren IŞİD terör örgütü üyeleri yargılanıyor…

Çarşamba günü IŞİD davasında mütalaasını veren savcı, IŞİD'lilerin cinayetleri için 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi.

* * *

Ne var ki gözden sürmenin çekildiği yer bunlar değil…

Bu davada IŞİD'e yardım etmekten suçlanan tutuksuz Türk uyruklu 5 kişi var.

Bu 5 kişiden ikisi firarda…

* * *

6 Haziran 2014'teki duruşmada, ‘yardım etmekle suçlanan' bir sanığın avukatı olan Tugay Bek, firari iki sanıktan biri olan Heysem Topalca'nın MİT ve jandarma istihbaratta çalıştığının birçok gazetelerde yer aldığını kaydedip, bu hususun her iki kuruma da sorulmasını istiyor.

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Heysem Topalca'nın jandarma ya da MİT ile bir ilgisinin bulunup bulunmadığının dosya üzerinde değerlendirmesinin yapılmasına karar veriyor.

Topalca, Niğde'deki saldırganları Suriye'den Türkiye'ye geçiren kişi olarak bu davanın zanlıları arasında bulunmakta…

Şimdi firarda, bir türlü bulunmuyor ve bu davada dosyası katlanıp bir kenara konmuş durumda…

* * *

Bu Niğde'deki dava çok ilginç…

Ama en ilginç ve gizemli yanı, Topalca'nın ‘gözden sürme çekilir' gibi gözlerin önünden alınıp kaybedilmesi…

Bu davanın kayıp iki sanığı nerede, mahkemenin Heysem Topalca ile ilgili yazışmalarına ne cevap geldi?

Topalca'yı ‘göze' kim koydu, onu oradan kim ‘çekip' kaybetti?

Bakalım bu soruların cevabı, davanın bir sonraki duruşmasının yapılacağı 15 Haziran'da ortaya çıkacak mı?

Yoksa ‘gözden sürmeyi çalacaklar' mı?