- 1.02.2016 00:00
Avrupa ülkelerinin ceza kanununda ‘cumhurbaşkanına hakaret' diye özel bir madde neden yok?
Çünkü oralar gerçekten ‘hukuk devleti' ve hukuk devleti söz konusuysa herkes ‘kanun önünde eşit…'
Cumhurbaşkanı olmak, hukuk karşısında ‘herkesten daha avantajlı bir konuma yerleşme' hakkı sağlamıyor.
Peki, ‘hakarete uğradığını' düşünen cumhurbaşkanları ne yapıyor?
Herkes ne yapıyorsa onu… Kişisel olarak mahkemeye başvurup, tazminat davası açıyor.
Avrupa'da ‘hakaret' suçuna hapis cezası yok.
***
Türkiye de Anayasa'nın 2. Maddesi'ne göre güya bir ‘hukuk devleti…'
Türkiye'de de Anayasa'nın 10. Maddesi'ne göre güya herkes ‘kanun önünde eşit…'
Ama Türkiye'de ‘yöneten' çok önemli, ‘yönetilenler' de çok önemsiz sayıldığından Anayasa'nın ilgili maddeleriyle temelden çelişen Türk Ceza Kanunu'nun ‘Cumhurbaşkanı'na hakaret' başlıklı 299. Maddesi var.
Cumhurbaşkanı'na hakaret edildiği varsayımıyla devlet istediğine istediği zulmü yapabiliyor.
***
‘Anayasaya uymayı reddeden' Erdoğan hukuk devleti kavramının üzerine benzin döküp yaktığı için hem herkese hakaret edip sövüp sayıyor, hem de ‘bana hakaret ettiler' iddiasıyla kendisini eleştiren herkesi hapishanelere atmak istiyor.
Türkiye'nin değil, AKP'nin Cumhurbaşkanı olan Erdoğan döneminde işin öyle bir çivisi çıktı ki Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri bile görevi ile hiçbir hukuki bağlantısı olmadığı halde nerede yayımlandığını bile bilmediği yazılar için savcılara talimatlar vermeye başladı.
***
Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) de devlet başkanlarının ayrıcalıklı ve özel olarak korunamayacağına dair kararları var… Çünkü kişilere hukuk karşısında ayrıcalık tanınması, vatandaşlar arasında hukuki eşitliğin bozulması oralarda söz konusu değil…
Üstelik AİHM, devlet başkanları ve siyasilerin ‘yönetilenlere' oranla daha sarsıcı, daha kaba, daha sert bir şekilde eleştirilebileceklerini de öncelikle kabul ediyor.
Kısacası Türkiye'deki durum her açıdan su almakta…
***
Neyse ki Türkiye'de ‘meslek onuru' sahibi hukukçular da var.
Görüşülmekte olan bir ‘Erdoğan'a hakaret' davasında, sanıkların avukatı Özgür Urfa yukarıda belirttiğim hukuksal gerekçelere dayanarak Türk Ceza Kanunu'nun ‘cumhurbaşkanına hakaret' maddesinin Anayasa'ya aykırılığını öne sürdü.
Avukat Özgür Urfa'nın önerisini haklı bulan İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi de ‘Cumhurbaşkanı'na hakaret' suçunun Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu belirterek, ilgili kanunun iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurulmasına karar verdi.
***
Her makamda ve kürsüde gerçek hukuk devletlerindeki gibi ‘meslek onuruna sahip hukukçular' olsa, Türkiye'nin bugün içine düşürüldüğü cehenneme düşmesi söz konusu bile olamazdı…
Aksine, kanatlanır uçardık.
Ama o zaman hırsızlık, yolsuzluk, uğursuzluk, çocukların ırzına geçmek gibi suçların üzerini örtmek gibi hayâsızlıkları iktidar rahatça uygulayamazdı.
Bugünkü sefalet yaşanmazdı.
***
Haftanın hukuksal olarak en önemli gelişmesi İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi'nin Türk Ceza Maddesi'nin 299. Maddesi'nin iptali için AYM'e başvurusudur.
İki yıldız hukukçusu ise avukat Özgür Urfa ve İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi'dir.
Bu ülkeden ümidimizi kesmemek için hâlâ nedenler bulunduğunu gösterdiler bize.
Yorum Yap