- 2.02.2016 00:00
Şizofreni; düşünüş, duyuş ve davranışlarda önemli bozuklukların görüldüğü, hastanın kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi dünyasında yaşadığı, genellikle gençlik çağında başlayan bir ruhsal hastalık…
Hem Türkiye siyasetini, hem de dünyadaki gelişmeleri bir arada izliyorsanız, ‘gerçeklerden uzaklaşarak kendi dünyasında' yaşayan bir ruhsal sakatlanmaya uğramanın ne demek olduğunu görüyorsunuz.
Üstelik dünya gerçeklerinden koptukça büyük bir acı ve ıstırap da yaşanıyor…
Dünya 21'inci yüzyılın inşası için yol alırken, biz bir mezradaki ilkel iktidar çatışmalarında debeleniyoruz.
***
Geçen hafta çok önemli iki toplantı oldu, toplumun büyük bir bölümü bunları duymadı bile.
Bu toplantılardan ilki, 22-26 Şubat tarihlerinde Brüksel'de gerçekleşti. ABD ve AB arasında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinin on ikinci turu yapıldı.
Görüşmelerde TTIP'in üç temel unsuru olan ‘pazara erişim, yasal düzenleme alanında işbirliği ve ticaret kuralları' ele alındı.
Müzakerelerin yoğunlaşacağı bu yeni dönemde özellikle yasal düzenleme alanında işbirliğine yönelik çalışmaların artırılması, tarafların yeni önerilerini sunacağı ve müzakerelerin başlamasından önce belirlenen dokuz sektöre odaklanılması söz konusu.
Yatırımların karşılıklı korunması ve AB yetkililerinin yeni Yatırım Mahkemesi Sistemi'ne ilişkin önerisi de gündemin bir parçası.
***
21'inci yüzyılın ihtiyaçlarına göre dünyayı yeniden ‘şekillendiren' ABD-AB Ticaret Anlaşması, ilgi çıtamız göz önüne alındığında bize pek bir şey ifade etmiyor gibi…
Ama yabancı televizyonlardan birinde konunun uzmanı bir yorumcu, olup biteni ‘İkinci NATO'nun kuruluşuna benzetti.
***
Dünyanın toplam üretiminin yarısını gerçekleştiren ABD ve AB yeni çağın yeni standartlarını şekillendirirken, Çin'in Şanghay kentinde bir araya gelen G-20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları da ortak küresel ekonomik kalkınma hedeflerine ulaşmak için yeni kararlar alma noktasında birleşti.
Hâlbuki şimdiye kadar fazlasıyla top döndürüyorlardı.
Dünyanın ihtiyaçlarına ve taleplerine, ‘bol para, sıfır faiz' politikasının artık çare olmadığını herkes görüyor.
20'nci yüzyılın kurumları, anlayışları, yaklaşımları günümüzde fiilen ortadan kalkma noktasında...
Ayrıca Çin'deki gelişmeler de işçi sınıfının tarih sahnesine kesinkes ‘elveda' deme zamanının yaklaştığını göstermekte…
***
G-20'ler ekonomik büyüme ve istihdam sorununun çözümü için derin ‘yapısal reformlar' reçetesinde mutabık kaldı.
“21'inci yüzyılın ihtiyacı olan yapısal reformlar” gündemde anlayacağınız… Bu reformlar bütün dünyayı etkileyecek.
Hayat başka bir yöne gidiyor, Türk usulü faşizm çıldırması yaşayan Ankara başka bir yöne…
Böyle giderse 21'inci yüzyıl da ıskalanacak ve yaşadığımız bu farklı çağ kendini ıskalayanı hem maddi hem de manevi olarak bir kez daha cezalandıracak.
Yorum Yap