Türkiye’nin partneri kim?

  • 3.10.2011 00:00

 Partner, Türkçede, ‘eş, ortak, takım arkadaşı’ anlamına geliyor...

Önceki gün, 2011 yılının ilk dokuz ayında ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,7 artarak 99 milyar 453 milyon dolara ulaştığı açıklandı.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da Orta Vadeli Program’da hedef olarak belirlenen 127 milyar dolarlık ihracat rakamının bu yıl rahatlıkla geçileceğini belirtti.

Açıklamayı görünce ben de ticari partnerimizi merak ettim...

***

 Gördüm ki Türkiye’nin bir numaralı ticaret partneri bugün de AB ülkeleri...

Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında ise Almanya ilk sırada, ardından İtalya, İngiltere ve Fransa gelmekte...

***

Öte yandan ihracatımız artıyor ama ithalatımız ondan daha hızlı artıyor... İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60’ın altında seyrediyor...

Nitekim TBMM Genel Kurulu’nun açılışında yaptığı konuşmasında Türkiye’nin ekonomik sorunlarını bir doktor titizliğiyle sergileyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de:

“Bir dolarlık ihracat yapabilmemiz için 82 sentlik ithalat yapmak durumundayız. Bu hepimizi rahatsız etmesi gereken ciddi bir yapısal sorundur. Dolayısıyla yüksek cari açık vermeden, hızlı büyümeyi gerçekleştirmenin yollarını bulmalıyız” diyordu...

 ***

Bu yol nedir?

Türkiye’nin ‘kamu maliyesi’ çok başarılı bir şekilde yürütülüyor, birçok AB üyesi ülke çok zorlanırken Türkiye AB’nin Maastrich Kriterleri’ni tutturmuş bulunmakta...

Ama ağır yapısal sorunlarımız da devam ediyor...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül durumu şöyle özetliyor:

“Yüksek oranlı büyümeyi gerçekleştirebilmek için bütün gayretlerimizi toplam faktör verimliliğini arttıracak reformlara yoğunlaştırmalıyız.

 Çok tükettiğimiz ancak bir kısmını kısmen ürettiğimiz, bir kısmını da hiç üretmediğimiz hammadde ve ara mallarının yurtiçinde üretilmesi imkânlarını muhakkak sağlamalıyız.”

***

Ama kolay değil...

Gül’ün konuşmasından devam edelim:

“Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yılı olan 2023 yılına kadar kesintisiz sürdürülebilecek yüzde 10’luk bir büyüme hızının, fert başına düşen milli gelirimizi AB’nin bugünkü ortalamasının ancak yüzde 80’i seviyesine taşıyacağını gösteriyor. Söz konusu hedeflere ulaşmak için gerçekleştirmek zorunda kaldığımız yüksek büyüme oranları, maalesef kronik cari açık sorunları ve risklerini oluşturuyor.”

 ***

Tam beş yıl önce bugün, o dönem Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki müzakere sürecini başlatmak için Avrupa’ya uçuyordu, ben de davetlisiydim...

Ama bugün Türkiye’yi kökten değiştirecek AB uyum reformları tamamen durmuş vaziyette, önünde hiçbir engel bulunmayan ‘Rekabet Dosyası’nı bile iki yıldır açmıyoruz...

***

Avrupa Birliği ticari partnerimiz ama ‘siyasal’ partnerimiz değil...

Bu, reform sürecinin ölmesi demek...

Acaba bu durumda 2023 yılına kadar kesintisiz sürdürülebilecek yüzde 10’luk bir büyüme hızını yakalayabilir miyiz?

Yapısal sorunları çözmek için radikal reformlara hız vererek bunu yakalayamaz isek ilk sıradaki partnerimiz AB’yi ticareten de kaybedebiliriz...

Ticareten partner olup, siyaseten soğuk durmak, orta vadede aleyhimize çalışır...

Çünkü müzakere süreci hem ekonomik, hem siyasal birlik anlamına geliyor... Bu da Türkiye’nin çok daha güçlenmesi demek...

Madem AB bir numaralı ticari partner...

O halde biz de oyunu AB’nin ‘takım arkadaşı’ gibi oynamalıyız...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums