TSK’nın hayata dönüş şifrelerini de konuşalım

  • 7.04.2011 00:00

TSK’nın hayata dönüş şifrelerini de konuşalım
Üniversiteye girişte birinci aşama olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda “şifre” tartışması dün de alabildiğine sürüyordu...

Hâlbuki Türkiye’nin ürkütücü şifrelerini ortalığa seriveren bir dehşet gelişme söz konusuydu...

“Hayata Dönüş Operasyonu” kapsamındaki son gelişmelerden söz ediyorum...

***

19-22 Aralık 2000 tarihleri arasında, 20 cezaevinde yapılan Hayata Dönüş Operasyonu’nda ikisi asker 30 kişi hayatını kaybetmişti. Operasyonları takip eden süreçte ve ölüm oruçlarında toplam 122 kişi hayatını kaybederken, 600’den fazla insan sakat kaldı.

Bayrampaşa Cezaevi’ndeki operasyonda ise 12 kişi yaşamını yitirdi, 55 kişi yaralandı. Bayrampaşa’da, 12 kişinin hayatını kaybettiği C-1 koğuşunda bulunan 5 kadının yanarak öldüğü, birinin de gazdan zehirlendiği bilirkişi raporuyla tespit edildi.

10 yıl sonra açılan davanın ilk duruşması 23 Kasım 2010’da Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İkinci duruşma da dün yapıldı.

***

Tam da dünkü duruşmadan bir gün önce...

Bayrampaşa Cezaevi’nde gerçekleştirilen operasyonun dayandırıldığı “Bayrampaşa Cezaevi Özel Müdahale Planı EH-3” başlıklı 15 Aralık 2000 tarihli belge, olaydan 10 yıl sonra ortaya çıktı. Planın gün yüzüne çıkmasıyla kamuoyuna “Hayata Dönüş” olarak açıklanan operasyona “Tufan” adının verildiği anlaşıldı. Planda, mahkûmlara karşı “tereddütsüz, misliyle mukabelede bulunulacak, zor ve silah kullanılacak” gibi sert ifadeler kullanıldığı da görüldü.

Planda, tutuklu ve hükümlülerin üzerine gaz bombası atılmasının ardından, tazyikli su ve köpük sıkılması da öngörülüyor. Müdahale edecek birlikte, kalkan, gaz maskesi, çelik yelek, jop, gaz bombası, bomba atar, otomatik av tüfeği, kırıcı, kesici ve delici alet bulunuyordu.

Belgeye göre, operasyonu Tuğgeneral Engin Hoş ile Albay Burhan Engin yönetti.

Hâlbuki...

Jandarma Genel Komutanlığı, mahkemeye yolladığı 11 Şubat 2011 tarihli belgede, Bayrampaşa Cezaevi davasında yargılanan erlerin burada görev yapmadığını açıklamış, harekât planı da dâhil istenen belgeleri “bulunamadığı” gerekçesiyle mahkemeye sunmamıştı.

***

Planın ortaya yeni çıkması yanında...

Bir başka skandal da ortaya çıkan plan ile mahkemenin hazırladığı “iddianame” arasındaki fark.

Operasyonda zarar gören tutuklu ve hükümlülerin avukatları, savcı hakkında suç duyurusunda bulunarak, savcının, “soruşturma sonunda hazırladığı iddianame ile hakkında soruşturma yaptığı askeri personeli korumaya çalıştığını” ifade ettiler.

13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde şimdi sadece 39 er yargılanıyor...

***

Geçen yıl operasyon mağdurları AİHM’e başvurdu. Bu başvuru iç hukuk yolları tüketilme koşulu aranmaksızın kabul edildi.

Ardından da mahkeme geçtiğimiz ay Türkiye’ye bir dizi soru göndererek yanıt istedi.

AİHM, “bu kadar güç kullanmak kesinlikle gerekli miydi” diye sordu.

Acaba, son düzenlemelerle AİHM yerini alacak olan Anayasa Mahkemesi de bu tür işlevleri yerine getirecek, askeriyenin planlı, programlı bir imha operasyonunun hesabını sorabilecek mi, bu da bir başka konu...

***

“Hayata Dönüş Operasyonu” etrafındaki gelişmelerin incelenmesi Türkiye’nin gerçek şifrelerini tüm çıplaklığıyla ortaya seriyor...

Ne var ki...

Genelkurmay Başkanlığı’nın bu konuyla ilgili açıklama yapması gerekirken...

“Balyoz darbe planı” ile ilgili sessizliğini bozdu...

Ve hukuku çiğneyerek, görüşülmekte olan davaya müdahale etmekte beis görmeden, “163 personelin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekiyoruz” açıklamasını yaptı.

***

Genelkurmay’ın Balyoz açıklaması nedeniyle askeriyeyi eleştirmenin gereği yok...

Dün, son anda gelen açıklama, AB istikametinde sistemi tümüyle dönüştürmeyip, siyasal çıkarlara göre orta sahada top döndürüp, eski güç dengeleriyle birlikte mevzuatı da olduğu gibi korumanın, bizi geriye doğru hangi noktalara kadar götürebileceğinin de güzel bir örneğini verdi...

Hâlbuki referandum ertesinde “Yeni Türkiye”nin “ileri demokrasisinden” söz eden bir hükümet var...

O halde, bu olup biteni izah etmek de hesabını sormak da onlara düşüyor...

Bu savsaklandıkça, demokratik bir

“hayata dönüş” hiçbir zaman

gerçekleşemeyecek..
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (3)

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    20.05.2012 01:20

    Tuhaf bir gündem bu, istihbaratın kimden geldiğinden çok sivillerin neden öldürüldüğüne dair bir cevap verilse, sorumlular bulunsa ya. Bu arada Hakkaride ekmek parası için çalışan işçilere saldırıldı bir ölü var, arkasından bu tür cinayetlere devam edileceğine dair tehdit dolu bir açıklama yapıldı. Konuşması gerekenler yine susuyor. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz, nasıl bir muhalefetiz biz, insan hayatından daha değerli bir mücadele olabilir mi ve nereye gidiyoruz?

  • murat ufacık
    murat ufacık
    19.05.2012 10:03

    Allahın elçisi İsrailoğulları nı serbest bırak buradan başka biryere göçelim teklifine bile yanaşmadığı gibi onlar kaçarlarken de kovalayıp yok etmeye çalıştığı noktada Allah müdahale etti ve insanları zalimin elinden kurtardı. Demekki fravun ne imiş gücünün yettiği bir alanda Allahın kullarından birkısmını kasıtlı ve keyfi yoketme çabasının sembolik ismi imiş.Şimdi dünyaya bakıyorumda hemen her ulus devlet kendini fravunla yoldaş sayıyor

  • murat ufacık
    murat ufacık
    19.05.2012 09:33

    Firavun Hangi suçu işlediği için Alah onu tüm zamanların zalimi ilan etti.Biliyoruz ki Yusuf peygambere inanıyordu(40.mümin s 34. ayet).Yusufun şeriatının bozulmuş haline iman ediyordu.Musa nın peygamberliğine inanmadı.Asıl suçu da bu değildi.O bölgenin hakimi sahibi(Rabbi) kendisi olduğu için bölgesinde yaşayan birtakım insanları(israiloğullarını) ezme hakkını kendinde görmesiydi.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums