Miloseviçleri kim kovalar?

  • 5.04.2011 00:00

2010 yılına ait muhteşem büyüme rakamlarından sonra, enflasyonda da son kırk yılın rekorunu kıran bir düşüşle güne başladık…

 

Gün, Hrant Dink cinayetinin çocuk mahkemesinde yargılanan katil zanlısı Ogün Samast’tan “nasıl bir bebekten katil yaratıldığını” kısmen anlatan mektubu ile kapandı…

 

* * *

 

Günün parantezi içinde, bir askerin yaralanmasına neden olan mayınlı saldırı ile Libya’daki operasyonun komutasını üstlenen NATO’nun en yetkili ismi Rasmussen’in Başbakan Erdoğan ile görüşmesini kapsayan kısa Ankara ziyareti de vardı.

 

Üstelik dün NATO’nun kuruluşunun 62. yıldönümüydü…

* * *

 

NATO Genel Sekreteri’nin Ankara ziyaretinin NATO’nun kuruluş yıldönümüne rastlaması beni eskilere götürdü…

 

1960’lı yılları neredeyse tümüyle kapsayan anti-Amerikan ve anti-NATO gösterileri…

 

O gösterilerin ilk kurbanı olan Battal Mehetoğlu’nun öldürülmesi…

 

Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in “Türkiye’de ABD üssü yoktur, tesisi vardır” demesi…

 

Kısacası iki kutuplu dünyadaki ağır ve saldırgan Soğuk Savaş Dönemi…

 

* * *

 

Soğuk Savaş döneminde ABD’nin ve NATO’nun tek amacı sosyalist bloğu ve onun lideri rolündeki Sovyetler’i yok etmekti…

 

Ne var ki Soyvetler Birliği’nin 1991’de dağılması sonrası NATO hedefsiz kaldı. İttifak o tarihten bu yana savunma rolünü “alan dışı” faaliyetlerde de kullanmaya başladı. Bu noktada NATO’nun temel argümanı şuydu: “Avrupa’nın herhangi bir bölgesindeki istikrarsızlık üyeleri için tehdit oluşturabilirdi.”

 

İttifak 1995 yılı sonunda tarihinde ilk kez Birleşmiş Milletler’in verdiği yetkiyle, Bosna’daki barış anlaşmasının askeri hükümlerinin uygulanması için çok uluslu bir güç oluşturdu.

 

* * *

 

Soğuk Savaş ertesinde, NATO’nun nitelik değişimindeki en önemli ve vurucu örnek, 1999’da Kosova’daki Sırp güçlerini geri çekilmeye zorlamak için 11 hafta boyunca Yugoslavya’ya hava saldırısı düzenlenmesi oldu.

 

Küreselleşme, ulus devletlerin kendi halkına zulmetmesine ve bunu “egemenlik” olarak sunmasına son veriyordu…

 

İnsan, sınırlardan önemli hale geliyordu…

 

Demokrasi ve insan hakları da NATO’nun resmi felsefesi haline gelmekteydi…

 

Merkezi yönetimin mezalimine karşı NATO’nun Kosova halkına sahip çıkması, 1949 ila 1999 yılları arasındaki dünyadaki değişimi de somutlaştırıyordu…

 

* * *

 

1999 Washington Zirvesi’nde onaylanan Stratejik Konsept’te NATO’nun rolü şu şekilde tespit edilmişti:

 

ABD, Kanada ve Avrupa arasında bu ülkelerin hayati çıkarlarını etkileyecek konularda transatlantik bağını kurmak.

 

Avrupa’da stratejik dengeyi korumak.

 

Avrupa’da demokratik kurumların genişlemesi ve anlaşmazlıkların barışçı yollardan çözümlenmesine dayanan istikrarlı bir güvenlik çevresi sağlamak.

 

NATO’nun klasik fonksiyonu olan ortak savunmayı gerçekleştirmek…

 

* * *

 

Ve ardından…

 

2002 yılının Mayıs ayında NATO-Rusya Ortaklık Konseyi’nin kurulması kararlaştırıldı. Bu konsey, terörle mücadele ve diğer güvenlik tehditleri gibi konularda, NATO’nun karar verme sürecinde Rusya’ya eşit rol veriyordu.

 

Bunun ardından NATO, 2003 yılında, tarihinde ilk kez operasyonlarını Avrupa dışına taşıdı.

 

İttifak, Afganistan’ın başkenti Kabil ve çevresinde, BM kararıyla oluşturulan barış gücünün stratejik komutasını üstlendi.

 

* * *

 

Ancak, 11 Eylül saldırıları ile NATO kendisine yeni bir varoluş, bir başka değişle varlığını devam ettirme gerekçesi yarattı; terörizme yönelik tutumunda belirgin bir değişikliğe gitti. Bu değişiklik, özellikle Prag ve İstanbul Zirvesi’nde alınan kararlarla kendisini gösterdi.

 

Elbette ki NATO bu zirvelerdeki kararlarını sadece terörizmle mücadele ile sınırlamış değil. Ancak alınan kararlar ve öngörülen girişimler dikkate alındığında İttifak’ın terörizmle mücadeleye, 21.yüzyıla dair misyonları arasında öncelikli bir yer verdiği görülmekte…

 

Aslında 62 yıllık NATO tarihi, yeryüzünün sosyolojik ve siyasal dönüşümünün kısa tarihi gibi…

 

* * *

 

NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in dünkü kısa Ankara seyahati, beni elli yıl gerilere götürdü…

 

Sovyet düşmanlığından Miloseviçleri kovalamaya…

 

Rusya karşıtlığından Rus ittifakına…

 

Ulus-devlet yüceltmesinden küresel algıya…

 

Dünyanın değiştiğine inanmayan NATO’nun kısa tarihine baksın.
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums