Kılıçdaroğlu ve Tekin hemen istifa etmeli

  • 10.03.2011 00:00

Eğer CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dokunulmazlığı olan bir siyasi olmasaydı, şu anda muhtemelen Savcı Öz’ün karşısındaydı. Bu yaşadığımız Watergate’ten de vahim bir skandal. “Aslında CHP diye bir parti yok” deyince kızıyorlar bir de. Düşünsenize, bir kaset komplosu ile Baykal’ın yerine zembille indirilmişsiniz ve içine girdiğiniz ilişkilere bak!

Özetleyelim: YARSAV eski Başkanı Emin Eminağaoğlu ve OdaTv Ankara Temsilcisi İklim Bayraktar arasındaki bir konuşma geçiyor. Bayraktar, Baykal ile yaptığı görüşmede kendisini taciz ettiğini söylüyor ve Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeyi anlatıyor.

Ama bundan evvel konuyu ilk kez CHP Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e açıyor. Gürsel Tekin ânında Soner Yalçın’ı arıyor. Yalçın teknik takipte. Aslında olay ilk böyle ortaya çıkıyor. Ardından Bayraktar, Kılıçdaroğlu ile görüşüyor. Bu görüşmeyi kim ayarlıyor? Neden Deniz Baykal’ı aramıyorlar? Baykal olay tarihinde konuyu eşine ve yakın çevresine açıyor çünkü. “Yeni bir komploya hazırlıklı olun” diyor. Neden yargıya başvurmuyorlar?

Bir sürü karanlık nokta!

Gelelim 45 dakikalık Kılıçdaroğlu-Bayraktar görüşmesine. Bayraktar, “Sana büyük balık getireceğim, bana teçhizat ver” diyor Kılıçdaroğlu’na. “Git kendi şartlarınla yap getir” diyor Kılıçdaroğlu. İnanılır gibi değil! Bayraktar’ı bu cevap kesmiyor ki Eminağaoğlu’na dert yanıyor: “Burnunun dibinde ne haltlar beceriyor, yok mu senin ekibin, adamın, bir belden vurma ekibin. Sen kur diyorum ya...”

İklim Bayraktar, yasadışı olduğunu itiraf ettiği halde bu görüşmeyi kaydediyor. Kılıçdaroğlu konuşmayı kabul ediyor. Bayraktar’dan konuşmanın ikinci bölümünü ve teyp kaydını açıklamasını istiyor. İkinci bölümde bir AK Partili hakkında iddialar varmış. Yasal bir dinlemeyi hedef gösterip “Savcı nasıl orada duruyor” diye demagojiye sığınıyor.

Yahu sen anamuhalefet partisi liderisin. Ergenekon’dan çoğu üyesi tutuklanmış bir medya grubunun Ankara temsilcisi ile yasalara aykırı içerik taşıyan bir görüşme yapmışsın. Sana suç olan bir teklif yapılmış, onaylamış, “Yap getir demişsin”. El İnsaf!

Sayın Kılıçdaroğlu ve Tekin. Hemen istifa etmelisiniz. Bu görüşmenin ikinci, üçüncü bölümünün hiçbir anlamı yok. Bu görüşmeleri yaptığınızı, bu sözleri sarf ettiğinizi kabul ediyorsanız hemen istifa etmeli ve hesap vermelisiniz. Bu size karşı kurulmuş bir tezgâh ise bile, siz buna gel buyur demekle kabul edilemez ilişkilere girmişsiniz.

Baykal, Rasim Ozan Kütahyalı’ya verdiği mülakatta kesin bir dille olayın ardında Soner Yalçın’ın olduğunu, ama arka plandakilerin ortaya çıkarılmasını net bir dille talep ediyor. Kurt politikacı “Kemal Bey’in bu komployu yaptırdığına veya bildiği halde bana haber vermediğine ihtimal vermiyorum” diyerek Kılıçdaroğlu’nun üzerindeki şaibenin altını kalınca çizip, gürültüye gitmesini önlüyor.

Dün yazışilerinde söyledim. “Baykal bir kasetle gitti, başka bir kasetle geri gelecek” diye...

Tekrar ediyorum. Kılıçdaroğu ve Tekin bu kirli network’te isimlerinin geçmiş olmasıyla bile büyük bir skandala imza atmışlardır. Böyle şaibelerle seçime girilmez. Böyle parti olmaz. Böyle siyaset olmaz. Ayıptır ayıp!

Yüzyılın davası Ergenekon

Ergenekon davasını, 1919’da 50 ayrı mahkeme halinde cereyan etmiş ve Ermeni katliamlarını yargılayan Divan-ı Harbi Örfi Mahkemelerine benzetiyorum. Orada da basın ikiye ayılmıştı. Orada da Sabah gazetesinin öncülüğündeki liberal basına dava tutanaklarını yayımladıkları için –Taraf gibi- ‘Yandaş’ değil de “Mütareke basını” diye saldırıyorlardı. Tabii ki karşılarında hâlâ en örgütlü ve etkili güç olan İttihatçı medya vardı.

Bugünkü Ergenekoncu medya gibi...

Davaları sulandırmak ve İttihatçı katilleri kurtarmak için ellerinden geleni yaptılar. Mahkeme reislerini, tanıklarıyla tehdit ettiler, kara çaldılar. Türklüğü ve milliyetçiliği kullandılar. Nitekim, 1922’ye gelinip de dünyanın Ermeni işini takip etmeyeceği anlaşılınca, mahkemeler dağıtıldı. Türkiye temiz bir başlangıç yapma fırsatını kaçırmış oldu. Doksan yıl kaybedildi.

2011 yılında devletin içine çöreklenmiş, siyasette, iş hayatında, medyada kendine yer bulmuş bir suç ordusunu deşifre etmeye çalışıyoruz. Bu da haliyle bu işle organik bağı olmayan, mütedeyyin tabanın partisiyle oluyor. Çünkü Ergenekon kendine rakip, düşman hangi kesim varsa ya yok etti, ya da devşirdi. Suç ortağı yaptı.

Arkadaşım Ahmet Şık’a çok üzüldüm. Nedim Şener için aynı şiddette duygulara sahip değilim. Şener’in Dink davasını Emniyet’teki bir kesim lehine ve bir diğer kesimin aleyhine kullanması beni hep rahatsız etti. Sadece gerçeği arayan bir gazetecide bu renkkörlüğü olmamalıydı. Ama benim duygularımın, kanaatlerimin hukukla hiçbir ilgisi yok. Veli Küçük’ün bile eğer masumsa mağdur edilmemesini, beraat etmesini isterim. Ama Şık ve Şener OdaTv balçığına bilip bilmeden bir şekilde bulaşmışlarsa, bunun sanırım bir bedeli olacak. Ama ben aklanacaklarına dair güçlü bir arzu besliyorum.

Tuz kokmamalı. Ama kokarsa, yapacak tek şey ondan kurtulmak. Taraf olmanın bir etiği vardır. Ben tarafım. Ergenekon’un açığa çıkarılmasını şiddetle arzuluyorum. Ama bu evrensel ahlak ve vicdan ilkelerini savunarak olmalı.

Ve bu mümkün.


markaresayan@hotmail.com

MARKAR ESAYAN/Düzce Yerel Haber

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums