CHP, İstanbul seçimlerinin yenilenme kararı ile beklenen militan, oportünist, provokatif tavrını ortaya koydu. Zaten YSK’nın kararını etkilemek için “Sizi Çankaya’da yürütmezler” gibi birçok galiz tahdit savurmuşlardı. AK Parti sükunetini korurken CHP ve avanesi yurtdışından gelen desteğin de ferahlığıyla planlı bir strateji yürüttü.

***

Kılıçdaroğlu grup toplantısında YSK’nın iptal yönünde oy kullanan yedi üyesinin adını soyadını tek tek okuyarak, bir hakimin de soyadıyla dalga geçme seviyesine inerek onları çete olmak ve her türlü galiz sıfatla hedef gösterdi.

***

Bu tutum aslında CHP’nin 23 Haziran İstanbul seçimlerinin kampanya stratejisini ortaya koyuyordu. Türlü dezenformasyonlarla YSK’nın haksız bir karar aldığına dair algı oluşturmak ve İmamoğlu’nu mağdur göstererek, dürüst bir seçimde eksilecek oyları telafi yoluna gitmek.

***

O kadar çok yalan söyleniyor ki, bunları derlemek bile mesele. Ama öne çıkan birkaç yalanı ele alalım.

İlki “Dört oy da aynı zarfa girdiyse ve seçim kurullarında sorun tespit edilmişse, neden sadece büyükşehir seçimi iptal edildi. 39 ilçe belediye ve meclis üyelikleri de iptal edilmeliydi” iddiası.

Öncellikle, YSK yapılan itiraz konusunu inceler ve karara bağlar, kendiliğinden başka konuya el at(a)maz. AK Parti’nin itirazı büyükşehir seçimine dairdi. Herhangi bir partinin seçimin tümünün iptaline dair bir itirazı var mıydı? Yoktu!

İkincisi…

“Madem sandık başkanlıkları ve sandık kurulu üyeliklerinde sorun var, o zaman 16 Nisan Referandumunu ve 24 Haziran seçimlerini de iptal edelim.”

İptalin gerekçesi tek başına 225 sandık başkanı ve 3500 sandık kurulu üyesinin kanuna aykırı görev alması değil ki! Bu sayıların İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimlerine etki edecek oranda olması. Çünkü iki aday arasındaki fark sadece yüzde 0.17’dir. Söz konusu sandıklarda kullanılan oy bu oranın altında olsaydı, olay adli sürecinde ilerleyecek ama seçimler iptal edilmeyecekti.

Gelelim CHP’nin ilçe belediye başkanlıkları ve meclis seçimlerinin iptali için YSK’ya başvurmasına. Bu tabii ki reddedilecek, çünkü olağanüstü itiraz başvurusunun son tarihi 16 Nisan idi. Buradan da mağduriyet algısı üretecekler.

Yani CHP bildiğiniz gibi…