- 20.11.2018 00:00
Her devlet bir mukavele üzerinden yükselir. Bu bazen yazılı, bazen ise yazılı olmayan, tarihsel süreçlerde genel kabul gören bir gelenek şeklinde tezahür eder. Yazılı bir mukavele üzerinden kurulan ilk modern devletin ise ABD olduğu öne sürülür.
Robert Bellah’a göre, ABD’nin, yani “Yeni İngiltere’nin” inşasında iki geleneğin kaynaşması etkili olmuştur. İlki, İncil’den kaynağını alan prütenizm, diğeri ise Roma’dan esinlenen Cumhuriyetçi erdem’dir. Yani ABD, İncil ve Cumhuriyetçiliğin karışımından doğan bir anlayıştan mukavelesini oluşturmuştur. İnayet ve yurttaşlık hakkının mezcedilmesi ile oluşturulan ABD mukavelesidir söz konusu olan.
Bu mukavele 18. yüzyıldaki Amerikan Devrimi ile 19. yüzyıldaki İçsavaş’ta ciddi sınavlardan geçmiştir. Ancak Bellah, Vietnam işgali ile bu mukavelenin çiğnendiğini ve yenilenmesi gerektiğini düşünür. Bana göre buna atom bombalarının kullanımını eklemek gerekir.
Barack Obama da “Bush doktrini” üzerinden yaşanan Irak ve Afganistan işgalleri ile bu mukavelenin yenilenmesi gerektiğini düşünüyordu. Artık ABD’de olanlar 18. yüzyıldaki gibi sadece ABD’yi ilgilendirmediği için, “mukavele”nin sıhhati tüm dünyayı etkileyecekti. Obama, bu nedenle “Umut, değişim” temaları yanında, “Bölünmüş evin uzlaştırılmasına” dayalı bir neredeyse dinsel bir retorik kullanmıştı. Obama kölelik sırasında Lincoln’ün İncil’den aldığı “Bölünmüş ev ayakta duramaz” ayetini seküler bir giysi ile tekrarlıyordu. Niyet iyi, sonuç ise başarısız olacaktı.
ABD ile stratejik ortaklığa giden ülkeler de haliyle bu mukavelenin öngörülebilirliğine yatırım yapıyorlardı. 2. Dünya Savaşı sonrası ABD öncülüğünde kurulan örgüt ve işbirliklerine katılmak, Batı dünyasındaki ülkeler için bu manaya gelirdi. Ama işte Vietnam işgali ile bu mukavelede derin çatlaklar oluşmuş, ancak Soğuk Savaş’ın mecburiyetleri ve kalkanı bu çatlakların kendisini hissettirmesini önlemişti.
Türkiye’nin ABD ile yaşadığı sorunların kaynağı da esasen bu çatlağın genel kural haline gelmesinden… FETÖ ve PKK gibi örgütlerle açık işbirliği mukavelenin bozulduğunun ispatı. Aynı şekilde Başkan Trump’ın NATO, BM üzerine yaptığı konuşmalar ve aldığı kararlar da öyle.
Başkan Trump’ın davranışlarında kendisini bu kadar özgür hissetmesi, onu içeride bağlayan mukavelenin zamanında çiğnenmiş, önemsenmemiş ve onarılmamış olmasından. Şüphesiz bunda Obama dahil geçmişin tüm başkan ve yönetimlerin, bürokrasinin, medyanın, sivil toplumun sorumluluğu var.
Bugün “Amerikan çıkarları” denen sınırları, kuralları belirsiz bir sav dışında ABD’yi öngörülebilir kılan, tarif eden hiçbir çıpa kalmamış gibidir. Şimdilik ABD alt ve orta sınıfının yıpranan, ihmal edilen hakları ile iç siyasette bu durum perdelenmiş olsa da, bunun etkileri çağa ve dünyaya damga vuracak gibi duruyor.
İşin kötüsü, bu bayrağı devralacak pozitif bir uygarlık henüz kendisini hissettirmemektedir. Haliyle mukavelesiz bir dünya acı verici olacaktır.
Yorum Yap