- 16.08.2018 00:00
ABD, parasını Türkiye gibi bir NATO müttefikinin ekonomisini çökertmek için silah olarak kullandı ve tarihi bir hata yaptı. Bu piyasa oyuncularının da hoşuna gitmeyecektir. Çünkü ne olursa olsun, serbest piyasa koşullarına güvenin zarar görmesi demektir bu. Liberal ekonomi tezine göre, piyasa bir tür bağımsız canlı organizmadır ve onun kendi kuralları vardır. Devletler başta olmak üzere, piyasaya müdahale edildiğinde her şeyin daha kötüye gideceğine inanılır.
Oysa 2008 krizinde Obama yönetimi ekonomiye basbayağı müdahale etmiş ve herkes ekonomiyi devletin kurtarması gerektiğini düşünmüştü. Keynes yeniden diriliyordu.
Doğrudur, devletin ekonomi içindeki en büyük aktör ve en büyük üretici olması noktasındaki olumsuz yaklaşımın sağlam bir mantığı vardır. En azından SSCB gibi bir örnek yaşanmıştır. Ama bu devletin kendi halkını piyasanın insafına terk etmesini ve “Ne yapalım, piyasa böyle işler” diyerek izleyici konumda kalmasını gerektirmez. Üstelik sosyal devlet olgusu ile neoliberal piyasa kuralları sıkça karşı karşıya gelir.
Ama durum bu çelişkilerin de ötesine taşmış, “piyasaya müdahale edilmez” denen kural bizzat bu kuralı koyanlarca ihlal edilmiştir. Türkiye’nin dolar silahı ile vurulmak istenmesinin piyasa koşulları ile hiçbir ilgisi yoktu. Olası ilgisi, doların bu kadar yükselmesine yeterli nedeni sunmuyordu. Şimdi Catham House’dan , Global Times’a kadar ABD’nin bu saldırısının nasıl vahim küresel sonuçları olacağına dair uyarılar art arda gelmeye başladı.
Eğer bir serbest piyasa kuralından bahsedeceksek, ABD bu kuralı bozdu ve ekonomik gücünü çok önemli bir müttefikini çökertmek üzere kullandı. Hani piyasa bağımsız, kendi kuralları olan bir organizmaydı? Neden Londra’da gece mesaileri yapıldı? Demek ki, ya bu kural hiç olmamış, ya da artık bu kuraldan vazgeçilmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak haklı olarak “Dolar güvenilirliğini yitirmiştir” açıklaması yaptı. Haklıydı, çünkü dolar bir silahın şarjörüne doldurulan mermi gibi kullanılıyordu. Türkiye’ye dönük bu ekonomik saldırı, bence bir milat olmuştur. Hem Türkiye bu saldırıyı geri püskürtmüş, hem de dolar büyük bir itibar kaybına uğramıştır.
Bunun sonuçlarını birkaç gün içinde göremeyebiliriz. Ancak bu süre çok da uzamayacaktır. Türkiye yerli üretim ve tüketimi, pazar çeşitlendirme, tasarruf etme ve hasılı ekonomi güvenliği noktasında ciddi bir rasyonelleşme fırsatı yakalamıştır ve bunu kullanacaktır. Sürecin başında bu krizden de Türkiye’nin güçlenerek çıkacağını belirtmiştim. Çünkü Türkiye hayal dünyasında yaşamıyor. Gücünün ne olduğunun, ne olmadığının farkında. Zayıf yönlerini güçlendirmek için de aksiyon almaktadır.
Biraz hırpalanabiliriz; ne de olsa kaç yüzyıllık bir düzene karşı mücadele ediyoruz. Ama itiraf edin, benim gibi hepiniz de bu mücadeleden gurur duymadınız mı?
Evet, işte tam da bu duygu köklü değişimin habercisidir.
Yorum Yap