- 24.05.2018 00:00
Türkiye’nin kamu maliyesi, bankacılık sistemi bu kadar güçlüyken, ihracat ilk çeyrekte yüzde dokuz yükselmiş, ithalatta bir negatif ayrışma yaşanmamışken, turizm gelirleri artar ve orta vadede dünyadaki sıcak paranın adreslerinden biri olarak ülkemiz gösterilirken doların bir gece operasyonu ile zıplatılmasının ekonomik gerekçelerle açıklanması en hafif deyimiyle körlüktür.
Hatta birçokları, seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin en büyük rakibinin CHP veya karşıt ittifakın değil, dolar kuru olduğunu ifade ediyorlar. Yabancı yayınlar ağız birliği etmişçesine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “gitmesi” halinde her şeyin bir anda tozpembe olacağını işliyor.
Bu “yaklaşım” içeride CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce tarafından da sahipleniliyor. Döviz konusunda keyifle “kamyonun duvara toslamak üzere olduğunu” ifade eden İnce “Bir hafta içinde bu karanlık tabloyu bitiririz” diyebiliyor.
İnce’nin kullandığı dilin yurtdışında oluşturulan hava ve söylem ile uyumu ilginç. Çelişkilerde de uyum göze çarpıyor. Madem ekonomi bu kadar “kötü” ve anlaşılmaz bir döviz yükselişine neden oluyor, nasıl böyle “kötü” bir ekonomi bir haftada düzlüğe çıkabilecek?
Demek ki yapılan suni bir operasyondur. Hadisenin gerçekle alakası yoktur.
Mesele döviz değil, Erdoğan, Erdoğan’ın şahsında da Yeni Türkiye’nin ta kendisidir. O zaman operasyon yaptıklarını zaten itiraf etmiş oluyorlar. Gerçekten de Türkiye, 21. yüzyıl sömürgeciliğinin en büyük silahlarından biri olan dolar ile operasyona uğruyor. Paranın gücü ile milletimizi tehdit ediyor, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bize teslim edeceksiniz” diyorlar.
Türkiye’de geçmiş kriz algısının dövizin yükselişi ile paralel olduğunu iyi biliyorlar. Seçimlerde oy verme davranışında ekonomik durumun en önemli üç faktörden biri olduğu da aşikâr. Seçim öncesi ellerindeki dolarları gece operasyonları ile çektiklerinde, seçmenlerin oy verme tercihini etkileyeceklerine çok güveniyorlar.
Ancak şunu hesaplayamıyorlar. Aziz milletimiz standart sapması yüksek bir millettir. Sağduyusu ve milli hasletleri çok gelişmiştir. 15 Temmuz’da gövdesini hainlerin gasp ettikleri tankların, F16’ların önünde siper eden bir millet dolarla, Euro ile tehdit edilemez, teslim alınamaz, paniğe sevk edilemez.
Milletimizin 24 Haziran ve her daim ortaya koyacağı sağduyulu tavır sadece duygusal bir yaklaşım da olmayacaktır. Milletimiz aklıyla hareket eder. Ülkeyi hangi siyasi lider ve kadroların daha iyi yönettiğine ve yöneteceğine de bakar.
İdeolojik olarak zehirlenmemiş, Erdoğan nefreti algısına teslim olmamış herkesin bu gerçekleri göreceğine ve doğru karar vereceğine güvenim tam. Beşeri planda milletimiz ne derse o olur.
Yorum Yap