- 30.04.2018 00:00
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerde yaptığı “Soros” vurgusu önemli. George Soros bilindiği üzere dünyada sermaye oligarşisinin hedeflerine uygun şekilde birtakım ülkelerde kapitali, sivil toplumu ve medyayı kullanarak dizayn çabalarında olan bir hareketin sembolik ismi. Sayın Erdoğan da Soros ve Sorosçuluk derken, hem bu şahsı, ama şahıstan daha öte bu küresel yöntemi/zihniyeti deşifre ediyor. Muhtemelen sadece bir öngörü değil, elindeki bilgilerle de böyle yapıyor.
Her ülkenin stratejik bir önemi, doğal kaynakları ve çeşitli zenginlikleri var. İşte tüm bu potansiyellerin küresel sermaye odaklarınca en azami şekilde sömürülmesi, o ülkelerin vatandaşlarının aleyhine bir durum olacaktır. Bu yeni tür sömürgecilik yöntemi olmakla birlikte, hedefi klasik sömürgecilikle aynıdır: Talan…
Temel bir değişiklik olarak, klasik türden sömürgecilikte olduğu gibi, bir ülkeyi doğrudan işgal etmek, o ülkenin halkını baskı altına almak, eskisi kadar kolay olmamaktadır. Günümüz dünyasında bir ülkeyi veya bölgeyi sömürmek için asgari de olsa bir tür rızayı gözetmek, bu rızayı da demokratik bir ambalajla sarmalamak zorundalar.
Doğrusu, hedef devletler de siyasi, ekonomik ve demokrasi olarak zayıf olacaklarından, bu ülkelerde operasyon yapmak her açıdan kolay oluyor. Bir kere uluslararası kuruluşlar ellerinde, medya devleri de aynı şekilde. Sivil toplum örgütlerini fonlarla kontrol edebiliyorlar. O ülkenin demokratik sorunlarını da sanki demokrasi istermiş gibi yaparak kullanabiliyorlar.
Türkiye’de bir on beş yıl öncesine kadar bu zayıf ülkeler kategorisinde sayılıyordu. Zayıf ve dışa bağımlı ekonomi, çözülememiş demokrasi sorunları, fakirlik ve hantal, vatandaşı dışlayan devlet anlayışı dış müdahaleler, siyaset mühendislikleri için biçilmiş kaftan sayılıyordu.
Bu yüzden FETÖ, PKK gibi örgütleri çok sevdiler. Çünkü bunlar kolay kontrol edilebilen, çoğu zaten bunlar tarafından kurulmuş, beslenmiş, ülkenin ayağa kalkmasını önleyen ucuz aparatlar olarak iş görüyordu.
Şimdi de, seçimlere kısa bir süre kala, bu anlayışın tüm ayakoyunlarına şahit oluyoruz. Bakın CHP’yi ne hale getirdiler. Esir pazarı gibi vekiller gözyaşları eşliğinde bir başka partiye kiralanıyor, olmayınca geri alınıyorlar. Çatı adayı adı altında, muhafazakar/demokrat bloku çatlatmak için olmadık aktörler yan yana geliyor.
Ancak Türkiye o kritik eşiği geçmiş durumda. Artık kendisini bu türden müdahalelere karşı koruyabiliyor. Batılıların Erdoğan üzerinden Türkiye’ye dönük öfkelerinin temel nedeni de bu bağımsızlık eşiğini geçmiş olmasından.
İşte 24 Haziran seçimlerine bu tabloda gideceğiz. Bu artık bir veya iki siyasi partinin seçim kazanma hadisesini aşmış, bir beka sorunuyla son karşılaşma boyutuna ulaşmıştır. Cumhur İttifakı, yerli/milli oyun bozucu karakteri ve Yenikapı Ruhu ile tüm milletimizin tecevvühünü kazanacaktır.
Yorum Yap