- 30.11.2017 00:00
Kılıçdaroğlu’nun geçen gün grupta neden olduğu skandal, tuzun artık kaçıncı kez koktuğu bir rezalet olarak maalesef CHP tarihine geçti. Daha önce de sahte tapeleri Meclis çatısı altında yayımlamıştı. Bunun dışında sorumlu olduğu o kadar çok iftira var ki, bir ekip sürekli bunu kayda geçirmekle görevlendirilse işleri başlarını aşar.
Hatırlarsınız, Külliye’de altın klozetler olduğunu söylemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsviçre’de 8 ayrı hesabı olduğunu iddia etmişti.
Cumhurbaşkanı’nın dört yıllık fakülte mezunu olmadığını söylemişti.
Erdoğan’ın birikimlerini dövizde tuttuğunu,
Bakırköye’de TÜRGEV’e 20 dönümlük arsa verildiğini savunmuştu.
Bunların hepsi yalan çıktı, çoğundan davalık, mahkûm oldu. Yenikapı Ruhu’na uygun olarak Sayın Erdoğan açtığı davaların hepsinden feragat etmişti. Ama o bunu anlayacak, takdir edecek bir insan olamadı.
Salı günü açıkladığı sahte belgeler sonrası, CHP Meclis’te önce bir fırtına estirmeye çalıştı. Eren Erdem en ön sıraya geldi ve oturdu. Oradan AK Partili konuşmacılara keyifle laf atmaya başladı.
Sonra, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel’den açıklamalar gelmeye, olay hızlıca aydınlanmaya başladı.
CHP’de yüzler allak bullak oldu. Eren Erdem en son sıralara doğru geri çekildi. CHP iftiraları ağzına almaz oldu.
Bu ne şimdi?
Sarraf davasının ilk celsesinin görüldüğü gün, zaman ayarlı bir iftirayı Meclis çatısı altına taşımayı nasıl tasvir edelim?
Avukat Ahmet Özel diyor ki, “o paçavraları derhal bir cumhuriyet savcılığına ver ve suç duyurusunda bulun.”
“Müvekkillerimiz tarafından iddia edilen ülkede, iddia edilen şirkete asla böyle bir para gönderilmemiştir. Tekrar altını çizerek söylüyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ailesinin yurtdışında herhangi bir parası bulunmamaktadır.”
Kılıçdaroğlu’nun ispatlayacağını söylediği iddia neydi? Cumhurbaşkanı ve ailesinin yurtdışında milyonlarca doları olduğu…
Kılıçdaroğlu bu “belgeleri” nereden aldığını kamuoyuna açıklamak durumundadır. Bu kaynak FETÖ müdür? Eğer FETÖ ise, 15 Temmuz’u gerçekleştiren bir örgütle iltisak, işbirliği söz konusudur ve bu büyük bir suçtur.
İlginç olan, iddialar gerçek olsaydı bile suçun niteliği değişmezdi.
CHP seçmeni bu işin peşine düşmelidir.
Kılıçdaroğlu siyasetin suyunu zehirlemekte, ülke için risk haline gelmektedir.
Yorum Yap