- 12.12.2016 00:00
Saldırıyı ilk duyduğumda Cumhurbaşkanımızın bu sözleri kulağımda çınladı ve sosyal medyada hemen bunu paylaştım. Çünkü hislerimizi mükemmel şekilde izah ediyordu. Başaramayacaklardı.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına teselli, gazilerimize de acil şifa diliyorum.
İlk bulgulara göre, hain saldırının faili PKK olarak gözüküyor. Mümkün olan en fazla kaybı verebilmek için maç çıkışını hedefleyen bir kötücüllük söz konusu. Ancak bugünkü fail PKK da olsa, FETÖ, DEAŞ ve DHKP-C gibi örgütlerin işbirliği içinde üst aklın maşası olarak Türkiye’ye saldırdıkları apaçık ortada.
Vatandaşımız müsterih olsun; terör örgütleri can çekiştiği için son hamlelerini yapıyorlar.
Bu terör örgütleri üzerinden Türkiye’ye açılmış bir savaş ve bizler millet olarak bir İkinci Kurtuluş Savaşı vermekteyiz. 15 Temmuz gazilerinden birisi, “Bana şehitlik nasip olmadı. Ama olsaydı benim eşime, çocuğuma devletim bakardı. Ama vatan olmazsa, ben yaşasam ne faydası var ki?” diye açıklıyordu duygularını.
Hep söylüyorum; şehit veya gazi olamadığına hayıflanan bir aziz milletimiz var. İşte bu asaleti anlamayan, anlayamayan çürümüş, karanlık zihinler, umutsuzca ülkemize saldırmaya devam ediyorlar. Bu nedenle, nasıl bir dirençle karşı karşıya olduklarının farkında değiller. Allah, Babil Kulesi’ni inşa edenlere yaptığı gibi, onların zihnini, dillerini karıştırmaya devam ediyor.
Kürt vatandaşlarımız, PKK ve onun ardından sürüklenen HDP’nin, kendileriyle ilgili hiçbir dertlerinin, ilgilerinin, amaçlarının olmadığını, akıtabilecekleri Türk/Kürt gençlerinin kanını üst akla pazarlayarak tamamen emperyalistlerin maşası haline geldiğini gördü. Kürt ve Kürtçe inkârını baldıran zehri içerek eski devlet aklından söküp atan, bu manada Kürt sorununu bitiren Erdoğan’a karşı açtıkları savaşın anlamsızlığını hep teyit ettiler. Allah razı olsun.
CHP ise içler acısı halde. Atatürk’ün kemiklerini sızlatacak ne varsa yapmakta. Bahçeli’nin dediği gibi, CHP’nin içine HDP kaçmış durumda. Milli ve yerli hiçbir duruşları yok. Kılıçdaroğlu 15 Temmuz’da Bakırköy’de bir evde saklanır, seçmenlerine “darbeye direnin” demezken, HDP’li ve FETÖ’cü isimler için insanları sokağa çağırabilir durumda. En nihayetinde iki partinin üzerinde anlaştığı, Meclis’in oylayacağı, olursa referandumda halkın karar vereceği siyasi bir konu için “Kan dökülmeden gerçekleştiremezsiniz”, “Yüzde 98 kabul etse bile tanımayacağız”diyebilmekte.
CHP’li seçmenlerin vakit geçirmeden partilerine sahip çıkmaları gerekiyor. 15 Temmuz’da sokaklara çıkan CHP’li yurtsever vatandaşlarımızın partilerinin şu halinin bir milli mesele olduğunu görüp uyarıcı olmaları şart.
Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, müslim/gayrımüslimi ve her kesimiyle bu ülke bizim, başka vatanımız yok. Başka bir bayrak tanımıyoruz. Haysiyetli ve güvenli bir yaşam için vatanımızı korumak, böyle büyük bir tehdit altındayken, partiler, meşrepler üstü davranmak zorundayız. Esasen ben CHP ve HDP’deki savrulmanın tabanda gözlemlenmediğini, sosyal medyanın bir ölçüt olmadığını, sorunun üst yapılarda ortaya çıktığını ifade etmek isterim.
Çanakkale, Kurtuluş Savaşı ve 15 Temmuz’dan nasıl birlik ve beraberlik içinde zaferle çıktıysak, bu İkinci Kurtuluş Savaşı’ndan da öyle muzaffer çıkacağız. Acımız büyük. Ama bugünkü bedelden kaçanlar, altından kalkılamayacak yarınki bedeli hiç göğüsleyemezler.
Bu aziz millet bunun hep bilincinde olmuştur.
Yorum Yap