Hallerini görüyorsunuz…

  • 6.02.2015 00:00

 Evvelki yazılarımda belirttiğim bir husus vardı. Suriye'nin kuzeyi, Türkiye'nin bir içgüvenlik sorunudur. 1916 Sykes-Picot anlaşması ile bu sınırlar doğal halleri dışında, dış müdahale ile cetvelle çizildiği için bu konu her zaman bir sıkıntı vesilesi olmuştur. Aileler bölünmüş, o topraklarda da bir türlü halklarını mutlu edecek yönetimler meydana gelememiştir.


Türkiye'nin arzusu Suriye'nin toprak bütünlüğü içinde bugünkü sınırlarını koruyarak, demokratik bir rejime halkının istekleri doğrultusunda geçebilmesidir.

Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü yoktur. Ancak, Suriye toprak bütünlüğünü koruyamıyor da, terör örgütlerinin ve onların arkasındaki devletlerin operasyon sahası oluyorsa, üstüne üstlük bu durumun en ağır yükünü talihsiz Suriyeli sivillerden sonra Türkiye çekiyorsa, 911 km'lik sınırın ötesinde nelerin geliştiğine dair Türkiye'nin kayıtsız kalmasını beklemek ne anlama gelir?
DAEŞ maymuncuğu ile 21. yüzyılın güç dengelerini kendilerinin lehine yeniden yapılandırmaya çalışan ülkeler yanında, acaba Türkiye'nin iç güvenlik meselesi haline gelen bu sorunda söz söyleme, eyleme geçme hakkını hangi aklı başında kişi/ler görmezden gelebilir?

Ama sanırım bu sorunun cevabı “Suriye'de olanların Türkiye'nin iç meselesi haline geldiği” tespitinde verilmiştir.
2011 öncesi herhalde Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu, arkadaş sıkıntısı çektikleri için Esed'i etkileyecek pozisyonda olmayı önemsememişlerdi. Suriye pimi çekilmiş bir bomda misali yanı başımızda duruyordu.

Bugün Türkiye'ye Suriye üzerine kayıtsız kalması yönünde çağrı/baskı yapan ana muhalefet partisi başta olmak üzere beş benzemezler ittifakı, DAEŞ üzerinden ülkemize çekilen operasyonun yerli aktörleri olmadılar mı?

Bugün Putin'in vadesi dolmuş, kokmakta olan iftiralarını hep birlikte onlar üretmediler mi? Ağustos 2013'te Doğu Guta'da 1300 kişinin hayatına mal olan kimyasal silahların Türkiye'den gittiğini Rus istihbaratı ve PKK medyası ortaklaşa dolaşıma sokmuş, bu haberlerin Türkiye'de malum medya tarafından gerçekmiş gibi çoğaltıldığını görmüştük.

Aynı şekilde, DAEŞ petrolünü Türkiye'nin aldığı, Türkiye'nin DAEŞ'e silah yardımı yaptığı iftiralarını üretirken de, beş benzemezler ittifakı Türkiye'nin iç siyasetinde ameliyata girişmişlerdi. Özellikle de Çözüm Süreci'ni zehirleyip, Türkler ve Kürtler arasında büyük ittifakı bozmak için yapıyorlardı bunu.

MİT TIR'ları meselesinde ise zirvelerine ulaştılar.
Beşinci kolun dış bağlantıları da Türkiye'nin Suriye konusunda elini kolunu bağlayarak, onu içe kapatmak için bu ortaklığı kurmuşlardı.

Demek ki, Suriye'de olanlar Türkiye'nin iç güvenliği ile yakından ilgiliymiş. Bunu bizden önce, ülkede beşinci kol faaliyeti yapanlar keşfetmişmiş.

Alan memnun satan memnundu. Türkiye içe kapanır, Allah korusun bir kardeş kavgasına kapılırken, iç barışını sağlayıp tayin edici bir ülke konumuna gelecek Yeni Türkiye engellenmiş olacaktı. Öte yandan darbelenmiş Yeni Türkiye, daha doğmadan ölmüş, Suriye'de gerçekleşen yeni dünya düzenine yüzyıl öncesinde olduğu gibi seyirci kalınacaktı.
Demirtaş'ın dediği gibi, “Bön bön bakılacaktı.”

Gezi'den beri maruz kaldığımız darbe silsilesinin izahatı, amacı, kimyası budur.
Tereddüdü bulunanlar, 1 Kasım'da bu darbe Osmanlı tokadı ile savuşturulmasaydı nelerin yaşanabileceğini tahayyül etsin. Rus savaş uçakları bırakın hava sahamızı ihlal etmeyi, Ankara'nın üzerinden dikey geçip Suriye'yi bombalasa, bu Sayın Kılıçdaroğlu ne yapabilir, bu Sayın Bahçeli Suriye'de neyi önleyebilir, bu HDP eş başkanları hangi yabancı başkentleri mesken tutardı, onun cevabını versin.
Hallerini görüyorsunuz…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums