Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı öldüren tetik çok önceden düşmüştü. Hasan Fehmi'nin, Ahmet Samim'in, Mebus Krikor Zohrab'ın, İskilipli Atıf Hoca'nın, Adnan Menderes'in, Sabahattin Ali'nin, Doğan Öz'ün, Hrant Dink'in ve daha nicelerinin canını alan o kurşun, halk iradesine nicedir sıkılıyor çünkü.

Ama özellikle, son süreçte, çok daha aşağılıkça, çok daha pespaye bir taktik uygulanıyor.

Artık görece demokratikleştiğimiz için olsa gerek, cinayetlerimizin zemini de adalet arayışı, demokrasi talepleri üzerine kuruluyor.

Roboski'yi, Ali İsmail Korkmaz'ı, Berkin Elvan'ı umursadıklarından değil, bu cinayetlerden nefret ve kaos üretebilmek için anında bu haklı mağduriyet alanlarına akbaba gibi üşüşüyor, ailelerin etrafını adeta oksitliyor ve oraya hava girmesini önlüyor.

Sivil toplum örgütü görünümlü operasyon aygıtları ve "medya" bu kayıpların bedeni/kanı ile çalışıyor.

İstismar taktiği son olarak da bu davayı aydınlatmak için görev yapan bir Anadolu çocuğunun canını aldı. Ek işler yaparak, binbir zorlukla okuyup savcı olan Kiraz, daha 46 yaşında arkasında yetimler ve acılı bir eş bırakarak dünyamızı terk etti.

Adalet yerini mi buldu? Bu infaz Berkin için mi yapıldı?

Eğer öyle olsa, işin içinde ne silah, ne de şiddet olurdu. Hadi oldu diyelim, Berkin'i düşünen babasının "vazgeçin" ricasını kırmazdı.

Bizler için ne Gezi'de, ne de 6-8 Ekim'de öldürülenlerin bir farkı yok. Varsa, insanlığımız yok demektir. Hepsinin de katillerinin bulunması en büyük arzumuz. Ama bu cinayetleri işleyen, bu cinayetlerle kaos yaratmak isteyenlerin, bu cinayetleri şiddetle arzulayan bir kısım medya ve partilerin amacı adalet filan değil.

Devletin görevi katilleri bulmak. Bizlerinki de kayıpların suistimalini önlemek...

Gezi'yi, 6-8 Ekim'i kışkırtırken onları gördük, Kiraz ölüm kalım savaşı verirken de gördük, yakaladık onları. PKK her silah bırakmaya yanaştığında yas tutmalarından, ağızlarından köpük saçmalarından fark ettik.

Onlar adalet, demokrasi ve eşitlik istemiyor. Onların istediği, sandıkla alamadıkları sonucu sivillerimizin kanı ile alabilmek.

Başarılı olamayacaklar. Ama o masallardaki ejderhalara sunulduğu gibi, masumlarımızın canını kurban olarak almaya devam edecekler. Gözü dönmüş bir iktidar savaşı bu. Yenildiklerine ikna olana, arkalarındaki medya patronları, sermaye ve siyasi parti görünümündeki aparatlar vazgeçene kadar sevgililerimizi bizden almayı deneyecekler..

Olur da. PKK sahneden çekilirse diye yeni keşfettikleri oyuncakları DHKP-C... Militanlardan, katillerden kahramanlar yaratacaklar. Bir loser'dan katil, bir katilden kahraman yaratan karanlıkları demokrasi ışığı altında buharlaşana kadar deneyecekler.

Enseyi karartmaya gerek yok. Tanıyoruz artık onları. Saklanamıyorlar artık. Halkın radarına suçüstü yakalanıyorlar. Kışkırtıcı manşetleri ile, katilleri sosyal medyada överken, halkı kürsülerden direnişe çağırırken kıskıvrak yakalanıyorlar.

Hakka ve halka savaş açan iflah olmaz.

Başaramayacaklar. Bu yürüyüşü durduramayacaklar.

Mekanın cennet olsun Mehmet Selim Kiraz. Her 31 Mart'ta demokrasi şehidi olarak anılacak ve hiç unutulmayacaksın. 

SERBESTİYET