Molotof-Kılıçdaroğlu paktı...

  • 5.02.2015 00:00

 Nazi Almanyası ve Stalin SSCB’si, 23 Ağustos 1939’da Molotov-Ribbentrop adı verilen bir saldırmazlık paktı imzalamıştı. 2. Dünya Savaşı’nın çıkmasında bu paktın kritik rol oynadığı bilinir.

Molotof kokteyli ise, ilk kez İspanya İçsavaşı’nda milliyetçi kuvvetler tarafından Sovyet T-26 tanklarına karşı kullanılmıştı. Molotof kokteylinin gücünü gören General Franco, bu silahın savaşta yaygın olarak kullanılmasını emretmişti. İsminin SSCB Dışişleri Bakanı Molotov’la bir ilgisi yok. Bu silah o kadar etkili olmuştu ki, Kış Savaşı sırasında Finlandiya’nın bölünmesine sebep olan Rus diplomat Vyaçeslav Molotov’u aşağılama amacıyla konmuştu.

Molotof kokteyli savaşlarda dahi kullanılan etkili bir silahtır ve neredeyse dünyanın her ülkesinde yasaklanmıştır, suçtur.

Tabii bu girizgâhı Sayın Kılıçdaroğlu’nun salı günkü grup konuşmasından esinlenerek yazdım. Kendisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Hitler’e benzetiyor, Davutoğlu’na da Goebbels’i uygun buluyordu. Bol bol Hasan Cemal okuyor olmalı.

Kılıçdaroğlu gerçekçi siyaset yapmak, AK Parti’nin olumlu icraatlarını yetersiz bularak çıtayı daha üste çekmek yerine, pozitif siyaseti dışlayan oportünist ve provokatif bir yol izliyor. Haliyle Kadir Has Üniversitesi Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması’na göre Kılıçaroğlu’nun popülaritesi yüzde 13’e düşmüş durumda. Sayın Bahçeli ise yüzde 10’luk bir orana inmiş.

Bir soru üzerine Kılıçdaroğlu’nun kendisine “Seçimlerde şansımız yok” dediğini geçenlerde Sözcü yazarı Bekir Coşkun da yazmıştı. Aslında bu ifşaat bile başlı başına istifayı gerektiren bir skandaldır. Bekir Coşkun da tek ümidini şöyle açıklıyordu o yazıda: “Bugüne kadar ne desem tersi çıktı. Bugün diyorum ki; “Kemal Bey seçimi kazanamayacak.”

(Evet, ne yazmışsa tersi çıkmış bir gazetecinin hala köşe yazarlığı yaptığı da bir ülkedir Türkiye.)

Haliyle, bu bürokrasi, seçkin vesayet yanlısı kofluk, CHP’yi gittikçe bir kulübe indirgedi, ulusalcı tutarlılığını dahi yitirdi. Böylelikle genel başkanı kumpaslarla tayin edilen, siyaset dizaynlarında araç hale gelen bir yapıya dönüştü.

Şimdi seçimler de bu kadar yaklaşmışken, bu kof hali kamufle etmek için oportünizm yapmaktan, “ittifaklara” yelken açmaktan başka şansı da kalmıyor. 6-7 Ekim felaketi yaşandıktan sonra, paralel hücrelerin emniyet içindeki provokasyonları ortadayken, ilgili yasayı, bir “Molotof paktı” fırsatı olarak araçsallaştırmanın nedeni de bu kofluk.

Ve nihayetinde altın vuruşu yapmak zorunda kalıyor Kılıçdaroğlu. Elini nereye kadar yükselteceğinin de işareti bu. “Bu süreç biraz daha hızlanarak giderse, halkın direnme hakkı ortaya çıkacaktır.”

Siyasetin bittiği yerde CHP...

Tabii Yunanistan seçimlerinden sonra CHP ve HDP’nin SYRIZA güzellemeleri, kurdukları özdeşlikler de çok anlamsız kaçıyor. Çipras, Yunan halkı AB Troyka’sı tarafından aşağılanır, insanlar intihar ederken bile seçmenlerini sokağa davet etmedi. Meşru/pozitif siyaset yaptı, ümit ve heyecan yarattı. Bizimkilerden HDP 51 vatandaşın öldüğü bir katliamın çağrısından mesul, CHP ise bir yenisini şimdi yapıyor.

Gerekçeleri ne?

Sıraladıkları tüm gerekçeler abartı ve uydurmadan ibaret. Seçmenlerini öfke ve nefretle doldurmak için gerçeklikle oynuyorlar. Bunu kendileri de biliyor, emin olun. Hakikati çarpıtmak hakikatin bilgisi gerektirir. Hakikati bilmeyen hakikati gereği gibi çarpıtamaz.

Kobani kurtulduktan sonra Barzani Türkiye’ye teşekkür etti. Çünkü ağır silahlı peşmergeleri Suriye’ye gönderen, ÖSO’yu Kobani’de PYD ile savaşmaya ikna eden, 200 bin Kobanili’yi ölümden kurtaran Türkiye’ydi. HDP ne yaptı? Peşmerge’nin geçişini sağlayacak tezkereye hayır oyu verdi. Tıpkı 12 Eylül 2010 referandumunda parti kapatmaları önleyecek maddeye destek vermedikleri gibi...

Neden?

CHP’nin ise asıl gerekçesi, güvenlik yasası, o bu değil. Türkiye 7 Haziran seçimleri ile vesayet kaynaklarını tamamen tasfiye edecek bir sistem değişikliğini içeren anayasa sürecine girecek. Varlığınızı neye borçluysanız, onu korumaya çalışırsınız. “Sistem değişikliği otoriterlik getirir, güçler ayrılığını yok eder” diyenler, ya konuyu bilmiyor, ya da açıkça yalan konuşuyorlar. Dert, vesayete kapalı, halk iradesinin emniyetine alınmış demokratik bir sistem değişikliğinin önünü almaktır.

Ama dert bu değil tabii. Molotof ittifakları “hayırlı” olsun.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums