Sayın Kılıçdaroğlu yarım doktor misali...

  • 27.11.2014 00:00

 Merhum Bülent Ecevit’in 1980 darbesinde yasaklanan partilerden CHP’nin yeniden açılmasına çok sinirlendiği söylenir. (9 Eylül 1992’deki kurultayda sahneye dönen CHP’nin 4. Genel Başkanı Deniz Baykal oluyordu.) Ecevit muhtemelen “şerden bir hayır” olarak devletçi/bürokratik bir kulübün “sol” şeridi tıkamasının önüne geçilmiş olmasından memnundu. Bu tavrının sadece siyasi bir rekabet olarak okumak yanlış olacaktır.

1980 Darbesi’nden sonra kurulan üç partiden biri olan Halkçı Parti ile Erdal İnönü’nün SODEP’inin birleşmesinden doğan SHP, “solda” aslında yeni bir nefes sağlayabilecek bir potansiyel içeriyordu. 1991 seçimlerinde Kürt partisi HEP ile yaptıkları ittifak oldukça cüretkârdı ama devletin balyozu ile parçalandı.

“Solda” SHP, Ecevit’in DSP’si ve yeniden kurulan CHP vardı. 1994 yerel seçimlerinden üç parti de hüsranla çıktı. Nasıl olduysa, bu seçimlerde sadece yüzde 4.7 oy alan CHP, SHP’yi yuttu. İnönü siyaseti bıraktı. Ecevit ise, daha tecrübeli olduğundan bu birleşme çabalarına, daha doğrusu CHP’ye hep uzak durdu.

Baykal'lı CHP 1995 genel seçimlerinde barajı kıl payı aştı, 1999 seçimlerinde ise Meclis dışında kaldı. Ecevit’in DSP’si ise 1995’te CHP’den yüzde elli daha fazla oy alırken, 28 Şubat Darbesi’nden sonra gelen 1999 seçimlerini 1. parti olarak göğüslüyordu. “Sol” oylar tüm çabalara rağmen CHP’de değil, DSP’de toplanıyordu. Baykal kısa bir aradan sonra 2000’de partinin başına tekrar geçti ve 2001 krizi ile yıpranan DSP-MHP-ANAP hükümetine sert muhalefet yaptı. Ecevit direniyordu ama 2002 yılında sağlık görünümlü bir tasfiyeye direnemedi, MHP’nin erken seçim istemesiyle 3 Kasım 2002’de AK Parti dönemi başladı. SHP’den sonra DSP de böylelikle siyaset sahnesinden çekiliyor, CHP esas olarak kalıyordu.

Baykal, AK Parti’ye karşı özellikle 2007 cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2008 başörtüsü serbestisi gibi kanunlar karşısında bürokratik/vesayetçi bir cephe hattı kurdu. CHP’nin cumhurbaşkanlığı seçimleri için AYM’ye gittiği gün TSK o ünlü 27 Nisan bildirisini yayınlıyor, başörtüsü kanununu AYM’de iptal ettiren yine CHP olurken, aynı kanun yüzünden AK Parti’ye kapatma davası açılıyordu. Siyaset adına utanç verici ne varsa yaptı CHP. Ancak tüm girişimlerine rağmen başarılı olamayan Baykal, bir süre sonra gözden düştü.

22 Mayıs 2010 tarihinde toplanacak 33. Kurultay’dan sadece iki hafta önce, zaman ayarlı kasetler devreye girdi ve Baykal devrildi. Açık bir operasyondu bu.

Sayın Kılıçdaroğlu iki kez “asla!” dedikten hemen sonra grup başkanvekilliğinden istifa ederek aday oldu ve seçildi. Adaylığına şiddetle karşı olan ağır toplardan Önder Sav kendisinin ilk destekleyicisi oldu. Ancak daha sonra Sav ve ekibi Kılıçdaroğlu tarafından tasfiye edildi.

Kaset meselesini ihmal edersek, bu gelişme darbelerle uzaklaştırılamayan ve gittikçe muktedir olmaya başlayan AK Parti’ye karşı, muhalefetteki iktidar partisi olmaya alışık CHP’nin yeniden formatlanması olarak da görülebilir.

Ama değişimin zihniyette tezahür etmeyip, bir mühendislik taktiği olarak araçsallaştırılması CHP’ye hiç yaramadı. CHP’yi değiştirmenin, özgürlükçü bir halk partisi yapmanın zorluğu (Ecevit’in kanaatiyle belki de imkânsızlığı) ortada. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu, yarım doktor insanı canından eder misali, ilke ve düşünsel derinlik zaafı ve cesaretsizliği ile kimseye yaranamadı. CHP’ye bakanlar, partinin öyle veya böyle sahip olduğu siyasi rengin gittikçe flulaştığını ve “Temelde aynı kalarak değişmiş gibi yapmanın” partinin altını oyduğunu gördüler. Emine Ülker Tarhan’ın yeni partisinin daha şu anda yüzde ikilik oya ulaşmış olması ise, 2015 seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun yüzde 30’un altında kalarak duvara çarpacağının göstergesi...

Bir ihtimal “MİT bizi hedef” seçti türünden bir çıkış, bu paniğin bir ifadesi. Siyasetçi için pragmatizm zor anlarda bir çıkış manivelasıdır; ancak siyaseti sadece pragmatizmle idare etmek siyasetin özünü inkar etmek demektir.

Yok, Kılıçdaroğlu MİT açıklamasını Başbakan Ahmet Davutoğu’nun dün söylediği şekilde bir yerlerin talimatıyla yapıyorsa, bu CHP’yi zaten çoktan yitirdiğimiz anlamına gelecektir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums