'Laik' irtica tehlikesinin farkında mısınız?

  • 17.09.2014 00:00

 Geçen yazıda İTÜ Ektem Elginkan Lisesi'nde kıyafet konusunun Hasan Cemal, Hürriyet vs. tarafından nasıl çarpıtıldığını, konunun yine kırmızı gören boğalar gibi üzerine atlanarak 'modern yaşam biçimlerine' müdahale olarak pazarlandığını yazmıştım. Yazı üzerine söz konusu lisede kız çocuğunu okutan bir veliden mail aldım. Öncelikle bu maili -kendisinin de izniyle- sizinle paylaşmak isterim.

'Kızı İTÜ Ekrem Elginkan Lisesi'nde öğrenim gören bir veliyim. Hikâyenin aslı şudur: Kız öğrencilerin etek boylarının kısalığı (benzer pek çok özel okulda olduğu gibi) idare edilemez boyuta geldiğinden okul aile birliği bu yılın başında okul formalarından eteği kaldırarak sadece pantolon giyilmesi doğrultusunda bir karar aldı. Forma satışları sırasında herhangi bir sorun çıkmazken, aşağıdaki linkte ve ekli yazıda görebileceğiniz üzere bir velimiz fırsatı değerlendirip; okul yönetimini iktidar yandaşlığı ile suçladı ve olay köpürtüldü de köpürtüldü. Amaç, hazır fırsat çıkmışken, rektörünü dindar olduğu gerekçesi ile itham ettikleri İTÜ ismini yıpratmaktı. Hürriyet'teki haber başlığı yeteri kadar provokatifti: Asırlık okulda etek yasağı...

Aslında dünkü yazınızda mevcut psikolojiyi çok net incelemiştiniz. Ne yaparsanız yapın, herkesin gözünde bir fanatizm gözlüğü, o süzgeçten geçirerek değerlendiriyor olayları ve kendi görüşünde olmayana hakaret etmek de marifet oldu artık. Muhafazakârlık ayıp oldu, suç oldu. İki kadeh içmek de alkoliklik oldu. Herkesin elinde bir balta, beğenmediğini doğruyor.

Okul yönetimi, etek boylarını doğru yönetemediği için belki yanlış bir karar almış olabilir ama bir tek karardan yola çıkarak acımasızca linç edildiler. Birilerinin normalleşmeyi başlatması lazım artık; sağduyudan, herkesin yaşam hakkına riayetten yana olanlar asıl ezilenler ve ben kendimi iki uca da uzak gören biri olarak çok yoruldum. Vaktinizi aldığım için kusura bakmayın, çalışmalarınızda başarılar dilerim.'

Velinin gönderdiği linkleri tıkladım. Karşıma Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Bilge Yağmurlu'nun Birgün'deki yazısı çıktı, okudum.

Ayhan Aktar'ın 'Üsküdar-Beşiktaş motorları saat birden sonra çalışmıyor, kamu idaresi insanların içki içmek için Beyoğlu'ya gitmesini ve dönmesini engellemektedir. Haliyle alkol alamayan gençlerimiz bonzaiye yönelmiştir' şeklindeki 'bilimsel' açıklaması vasatında bir zihniyet karşınıza çıkıyor yine.

Yağmurlu'nun yazısı şöyle başlıyor: 'İktidara yakın olmanın getirileri, yandaş olduğunu göstermenin de türlü yolları vardır. Muhafazakârlar iktidara geldiğinde, cuma namazına gidenlerin sayısı artıverir. Göze girmek isteyen yöneticiler Ramazan'da yemekhaneyi tadilata alır, akşamları iftar yemeği vermek için birbirleriyle yarışırlar. Kendileri de illa oruç tutmuyordur.'

Şöyle de bitiyor:

'Eteğin yasaklanması, okullar arasında devam edegelen muhafazakârlık yarışında bayrağın devralınmasıdır. Ve bayrak, İTÜ gibi Cumhuriyet'in en modern eğitim kurumlarından birisi olmasıyla bilinen, bu yolda, beş kolda yurdu ileriye götürecek insanları yetiştirme misyonu taşıyan bir kurumun çatısı altında yapılmaktadır. Kararda payı olan Okul Aile Birliği üyelerinin belki de kayda değer bir kısmı İTÜ mensubudur.'

Belli ki etek boyu üzerinden düşmekte olan modern bir kale, göndere tam pantolon çekilecekken kurtarılmış, ama tehlike çok yakında, teyakkuz halinde olmak gerek. Öğrencilerle ilgili bir konuda okul aile birliğinin karar almasından daha demokratik bir yöntem var mıdır? Ama 'hayır' deniyor, 'Sizden üstün bir irade vardır.' Ve bunlar demokrasi dersi veriyorlar topluma.

Bir konu çeşitli boyutlarıyla tartışılabilir. Nitekim etek meselesi bugün çeşitli coğrafyalarda bir tartışma konusu. Ama kimse bu konuyu saçma sapan ilintilerle hükümetin kötücül ve gizli politikalarına bağlamıyor.

Britanya'dan bir örnek verelim. Geçmişi 1529'a dayanan Bingley Grammar School Aile Birliği, velilerden gelen şikâyet üzerine kız öğrencilerin pantolon giymesine karar veriyor. Aileler, çocukların yaşları gereği dikkati çekmek için zaten kısa olan etekleri içeri kıvırarak tacize açık hale geldiklerini iddia ediyor. İddialarını da küçük yaştaki kız çocuklarının okul çalışanları ile yüzde beşi bulan taciz verilerine dayandırıyorlar. Konu öğrenciler, aile ve okul konseyince tartışılıyor ve pantolonda karar kılınıyor.

Konuyu, pedagoji, psikoloji ve öğrencilerin dikkatini yeteneklerini daha fazla geliştirmeleri üzerinde nasıl yoğunlaştırırız üzerinden tartışıyorlar. Kimsenin aklına etek boyu ile özgürlüğü kabaca eşitleyip kutuplaşmak gelmiyor.

Hasan Cemal veya Ayhan Aktar maalesef bu haberi atlamışlar. Bunu da AK Parti'nin İngiliz halkı üzerindeki sinsi politikalarına bağlayabilirlerdi rahatlıkla. Motor saatlerini alkole, alkolü de bonzaiye, bunların hepsini birden de hükümete bağlayan bir 'akıl' her şeyi her şeyle ilintilendirme gücüne sahiptir.

Asıl sorun şu: Bu insanlar kamuoyunu yanıltacak pozisyonlarda veya daha kötüsü eğitim sektöründe de yer alıyorlar ve bu inanılmaz bir sorumsuzluk. Alkol, uyuşturucu veya öğrencilerin ruh sağlığını bozabilecek kırılganlıkları dar-sekter zihniyetin homurtusuna çevirip araçsallaştırıyorlar. Böylelikle nesnellikten koparak, asıl sorunları tartışacak sağlıklı bir zeminde değil, iktidar savaşlarının tozu toprağında buluyor kendisini toplum.

Kibir kendisini mükemmel ve üstün gördüğü için gelişime, eşitliğe, farklılığa, iletişime, müzakereye kapalıdır. Koca koca insanların böyle gülünç hale düşmelerinin başka bir nedeni olabilir mi?

Korkarım bu ülkeye irticayı 'laik' meczuplar getirecek.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (2)

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    22.12.2012 07:52

    #ODTÜ nun hatirlattiklar: Gürbüz Öztanlininyazısı bunu ve siyaset Siyaset S.A..digitize şeyin cemaatci öfkeden ibaret olduğunu anlatıyor... Kitlelerin manipüle edilerek; durum yaratıldigi çok işler yapıldı bu ülkede... 2007-09 çıkışlı Internet andici belgelerinde; "şartlar oluşmadı, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı bekleyelim" dendiği ülke burası. Aymazlık bunların farkında olmamak, bir daha olmayacağını sanmak olmalı...

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    22.12.2012 07:52

    #ODTÜ nun hatirlattiklar: Gürbüz Öztanlininyazısı bunu ve siyaset Siyaset S.A..digitize şeyin cemaatci öfkeden ibaret olduğunu anlatıyor... Kitlelerin manipüle edilerek; durum yaratıldigi çok işler yapıldı bu ülkede... 2007-09 çıkışlı Internet andici belgelerinde; "şartlar oluşmadı, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı bekleyelim" dendiği ülke burası. Aymazlık bunların farkında olmamak, bir daha olmayacağını sanmak olmalı...

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums