Muhtardan nakil almayı unutmayın...

  • 3.09.2014 00:00

 Başbakan Ahmet Davutoğlu 62. hükümetin programını Meclis'te okudu ve partisinin hedeflerini açıkladı. Herhalde en öncelikli amaç bundan sonraki 90 yılda bir 62 hükümet daha kurmamak olmalı. Ortalama beş yılda bir seçim yapıldığına göre 310 yılda tüketeceğimiz hükümeti 90 yılda eritmişler. Üstelik bu hesaptan tek parti dönemini çıkarmak gerekiyor ve bu durumda daha da vahim bir tablo ile karşılaşıyoruz. Yani, yıl başına bir hükümet... Bunun tek anlamı var, halk iradesine karşı vesayet üreten bir devlet sistemine sahip olmak... AK Parti de son 12 yılda hükümet kalabilmek için akla karayı seçti, her türlü siyaset dışı pespayeliğe maruz kaldı. Yoksa şu anda 70. teknokrat-koalisyon hükümetlerinden birisi tarafından yönetiliyor olabilirdik.

Hükümet programında Çözüm Süreci, Yeni Anayasa (Daha doğru tanım ilk halk anayasası), İleri Demokrasi, Paralel Yapı Mücadelesi, Güçlü Ekonomi, Güven Veren Adalet, Yaşanabilir Mekan ve Çevreler ve Öncü Ülke başlıkları var. Bu arada yolsuzluklara hiçbir şekilde taviz verilmeyeceğinin altı da güçlü bir şekilde çiziliyor.

25 Aralık operasyonları savcılar tarafından darbe ve casusluk girişimi olarak tesbit edildi. Ancak 17 Aralık operasyonu davası devam ediyor. Kamuoyu önceliğini darbe girişimine verse de bu iddiaları not etti. Yeni Türkiye konseptinde akçeli işlere eğilimli alaturka siyasetçi tipini tamamen tarihe havale etmek çok kritik. Bu ise sadece hukusal bir mesele değil. Yeni bir ahlak tanımı yapmak, zihniyeti eski Türkiye kuluçkasından kurtarmak konunun en temel meselesi. İşte bu paradigma değiştirmek demek.

Örneğin askeri ve sivil vesayet üreten, vatandaşı ırkına dinine göre ayırıp ona eziyet eden zihniyet ekonomik alanda da yolsuzluk üretiyor. Tersinden ise yeniyi kurduğunu iddia eden siyasi irade bu zihniyet farkı nedeniyle Çözüm Süreci ve Taziye gibi farklılıklar sergileyebiliyor. İddia boyutunda olsa da yolsuzluk meselesi ise, yolsuzluktan öte, eski zihniyet ile köprülerin tam atılmadığı kuşkularını doğurur. Sadece bu da değil; ummadığınız bir anda, ummadığınız yerden 25 Aralık türü bir darbe hep olasılık dahilinde kalır. Okyanusu geçip derede boğulma ihtimalleri, ödenen büyük bedellerle ucundan dönülen uçurumların derinliği refomcu halk kitlesini yormaya başlar. Bu manada son seçimdeki katılımdaki düşüşü her ihtimale karşı önemsemek gerekir.

Bu durumda 62. hükümetin ve Sayın Davutoğlu'nun önünde gerçekten zor ama başarılması halinde Yeni Türkiye'nin önünü açabilecek kritik bir süreç var. Önümüzdeki dokuz ay ve seçimden sonraki muhtemel AK Parti hükümeti, 12 yılın ve özellikle Gezi krizi-17-25 Aralık'ın verdiği tecrübe ile zor işleri başarmak zorunda. Unutmamak gerekir ki, bir süredir ülke açık ameliyat geçiriyor. 17-25 Aralık'ta devletin çok önemli birimlerinin çöktüğünü gördük. Halk hızır gibi yardıma koştu, Erdoğan'ın insanüstü liderliği ile durum biraz daha stabil hale geldi. Çok değerli bir fırsat yakalandı.

Ancak bundan sonra durumun gecikme, hata, tereddüt, mazeret kaldıracak hali yok. Bir ülkenin temel sütunu olan yargının durumu işte ortada. Başsavcının '17,25 Aralık bir darbeydi' tesbiti orada dururken, başka bir savcı her gün sosyal medyada tehditler savururken, HSYK seçimleri cumhurbaşkanlığı seçimleri kadar ülkenin kaderini etkileyecek siyasi olay muamelesi görürken, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi başkanları bu konuda tek bir anlamlı söz sarf etmiyor, ama siyasetle polemiğe giriyor.

Bu kritik eşik bizi ilk halk anayasasının yanına bırakıyor. Eski zihniyetten tamamen bağlarını koparmış, kurumların yeniden tanımlandığı, her kurumun meşruiyetinin halka bağlandığı, gereksiz veya yük olan kurumların ayıklandığı özgürlükçü bir anayasa... Böyle bir anayasa TCK, Medeni Kanun, Siyasi Partiler Yasası gibi alt hukuk metinlerinin özgürlükçü bir anlayışla yenilenmesinin önünü açacak, bürokrasinin de içinde hızla dönüşeceği bir oksijen çadırı işlevi görecektir. TMK'nın tamamen kaldırılması gibi hamleler de bu inşayı güçlendirecektir.

Bunlar yapıldıktan sonra hükümetin başına Uğur Dündar veya Ertuğrul Özkök'ü bile getirseniz ülke kendi sisteminde, rayından çıkmadan yönetilir.

Çankaya'ya reformcu ve riskten kaçınmayan bir liderin çıkması, AK Parti'nin başına Davutoğlu gibi güçlü ve Yeni Türkiye konusunda kafası net bir siyasinin iyi bir ekiple geçmesi, hem bir şans, hem de bir handikap. Çünkü programda belirtilen reformlar hayata geçmezse, seçmen 'Ben daha ne yapabilirim, neden hala Eski Türkiye'nin hayaletleri ile boğuşuyorum' diye soracaktır.

Hasılı gerçekten Erdoğan ve Davutoğlu aslında çok daha zor bir görevi üstlenmiş durumdalar. Lakin son iki yıldır tarihin en ağır darbeleri karşısında ayakta kalabilmiş, partideki kritik devir teslimleri şapka çıkartacak bir siyasi hünerle tereyağdan kıl çeker gibi başarabilmiş bir ekip bugün geldiğimiz tarihi eşikte büyük bir fırsattır.

Yeni Türkiye kavramının eskimeden içinin dolması gerekir ki yıpranmasın. Bu noktada ne acelecilik, ne de rehavete kapılmak doğru olur. Adımların çok sağlam, iyi tartılmış şekilde atılması, komplikasyon doğurmaması lazım. Değişim heyecanı da, fazla ürkeklik de zaaf doğurur.

Her halükarda çok özel ve değerli zamanlarda yaşıyoruz. Yeni Türkiye tarihin, vicdanın, konjonktürün ve aklın doğru adresidir.

Muhtara gidip şimdiden nakil almak akıllıca olacaktır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums