Dink davası ve AK Parti’nin sorumluluğu

  • 28.07.2011 00:00

Hrant Dink cinayeti davasında bir kavşağa gelinmiş durumda.

Ogün Samast’ın Çocuk Mahkemesi’nde 22 yıl 10 ay ceza almasından sonra, zaten davanın ilk gününden beri önümüzde olan o kavşak, bir tercih için kendini iyice dayatıyor bize.


İlk günden beri inatla söylüyorum; Hrant Dink cinayeti Türkiye’nin derin devletini en tepeden gören özel bir cinayettir.

Hrant Dink’in Türkiyeli olmakla barışık Ermeni kimliği, onu özel bir kişi yapmakla birlikte, özel ve benzersiz bir hedef de yaptı.


Ben, Dink’i Ergenekon Terör Örgütü’nün öldürdüğünü düşünüyorum.

Dink alelade bir nefret cinayetine kurban gitmedi. 2003-2004 arasında denenen açık darbenin muvaffak olamaması neticesinde işleme sokulan B planının önemli bir hedefi oldu Dink.

B planı, Türkiye’yi, o dönem AK Parti’nin meşruiyetini aldığı Avrupa Birliği üyelik sürecinden kopartma amacı taşıyordu. Mütedeyyin bir partinin iktidarında, önce Rahip Santoro öldürülüyor, görünürde “başörtüsü” haksızlığı nedeniyle bir “Müslüman” Danıştay’ı basıyor, Mustafa Özbilgin’i katlediyordu. Arkasından Dink’i vurdular. Hemen arkasından da Malatya’daki o korkunç katliam yaşandı. Üç Hıristiyan yine radikal dindarlık görüntüsü altında paramparça edildi. Vahşetin boyutu özellikle yüksek tutulmuş gibiydi. Türkiye, dünya, ama özellikle Avrupa dehşete kapıldı.


23 ocakta yapılan Dink’in cenaze töreninde yüz binlerce vatandaşın gösterdiği onurlu ve kararlı duruş, bu planları bozdu.

Açıkçası, cinayetin bu siyasi yönünün yanında, ben Ermeni düşmanlığı temelinde, ihmal ve kasıt boyutunda devletin çekişen bölümlerinin de kimyasal bir uyum tutturduğunu görüyorum. Hrant Dink, Talat Paşa gibi sırtından vurularak öldürüldü. Bu cinayetin, zihniyeti 1915’e götüren bir sembolizmi de var.


Dink’i, neo-İttihatçı Ergenekoncular, Talat Paşa’nın intikamını almak için de öldürdüler.

Açıkçası, cinayetin siyasi yönü itibarıyla, asıl hedef AK Parti ve parlamenter rejim olmasına rağmen, Hükümet, Dink cinayeti konusunda ikircikli davrandı. Davanın arkasında durmak istemedi. Pelitli’de çizilen sınırda davanın eritilmesine bu şekilde destek vermiş oldu. Olayın devlet ayağı bu sessiz destekle gölgede bırakıldı.

Bu konuyu gündeme getirdiğim bir yazımda “Siyasi destek”ten dem vurduğumda, Başbakan Erdoğan adımı anmadan “Bizi yargıya müdahale etmeye çağırıyorlar, bu mümkün değil” türünden bir cevap vermişti. Oysa biraz sonra özetleyeceğim konular yargı önüne hiç gelemedi bile.

Dink Davası avukatlarından Fethiye Çetin olayı şöyle özetliyor: “Deliller İstanbul Emniyeti’nde yok edildi. Akbank kamera görüntüleri yok edildi. Ogün Samast’ın cinayetten önce gittiği ve birtakım kişilerle iletişime geçtiği internet kafeler ya hiç araştırılmadı ya da buradan elde edilen bilgiler dosyaya yansıtılmadı. Geriye dönük olarak Ogün Samast’ın, Erhan Tuncel’in internet iletişim bilgileri yok edildi. Erhan Tuncel bunu duruşmada çok açık söyledi: ‘Emniyet’te e-mail adresleri de verdim ve geriye dönük olarak hepsi dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan tarafından incelendi.’ Fakat bunların hiçbirisi dosyada yok. Ve biz çok uzun süre Erhan Tuncel’in bu iletişim bilgilerinin elde edilmesi için uğraştık. Hatta bu e-mail adreslerinin alındığı hosting firmaları yurtdışında olduğu için konsolosluklara bile yazılar yazdırdık ve asla olumlu bir sonuç elde edemedik. Oysa Emniyet’te bunların hepsi incelenmiş. Fakat bunlar dosyaya konmamış. Nerede bunlar? Ayrıca Erhan Tuncel’in Emniyet’te ilk dönemde ifadesi yok, tesbit tutanakları var. Erhan Tuncel son duruşmada aynen şunu söyledi: ‘Beni ifade vermemem için Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan ile İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ikna etti.’ Düşünebiliyor musunuz? Delilleri toplamakla, şüphelilerin sorgularını yapmakla görevli kolluk, şüphelileri ifade vermemeleri için ikna ediyor. CMK 8/2 uyarınca bu kişiler derhal ana davayla bağlantılı suçları nedeniyle sanık olarak yargılanmalılar.

Şimdi kendi döneminde, bizzat AK Parti’yi hedef alan bu karanlık cinayet için Sayın Başbakan’a soruyorum: Davanın baştan itibaren çizilen sınırlarını onaylıyor musunuz? Onayladığınızı zannetmem. Bu kabulden yola çıkarak, mahkemenin önüne getirilememiş, doğrudan kurumlar tarafından çıkartılan engelleri aşmak için bizlere ne yapmamızı öneriyorsunuz? Size ve bakanlığınıza bağlı kurumlarda bu suçlar işleniyor, davanın sanıkları bunları açık açık itiraf ediyorsa, sizden siyasi destek talep etmemizi, yargıya müdahale olarak mı göreceksiniz yine?

Sayın Erdoğan, Avukat Fethiye Çetin’in alıntıladığım yukarıdaki isyanını dönüp bir kez daha okuyunuz lütfen. İstediğimiz sadece adaletin yerini bulması. Ama bu adalet, Türkiye’nin derin devletini de çırılçıplak bırakacak ki, bunu siz de arzu ediyorsunuz.

Gerçekten hiçbir şey yapmayacak mısınız? Bunu vicdanınıza, inancınıza ve kendinizi bağladığınız tüm değerlere nasıl anlatacaksınız?


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums