Efsane geri döndü: Erdoğan siyasal İslamcı...

  • 14.07.2014 00:00

 'Erdoğan her an IŞİD veya İrancılıkla sapmaya temayül gösteren bir siyasal İslamcı mı, yoksa bir muhafazakâr demokrat mı?'

Ekmeleddin İhsanoğlu projesinin destekçisi ittifakın son olarak piyasaya sürmeye çalıştıkları 'yeni tartışma' bu ve tabii ki bu bir anlama çabasını olmadığından sorunun cevabı baştan belli: 'Recep Tayyip Erdoğan bir siyasal İslamcıdır. Muhafazakâr demokrat olan Ekmeleddin İhsanoğlu'dur ve kumpanyamız büyük fedakârlıklarla kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak halkımıza sunmuştur.'

Gezi krizine iştahlı sortiler yapan ittifak o dönem 'Demokrasi sandıktan ibaret değildir' (Meali, siyaset dışı müdahaleler caizdir.) ve 'Yaşam biçimleri tehlikede' (Meali, esas olan totaliter laik yaşam biçimidir ve o mutlaktır) söylemlerini piyasaya sürmüştü. Bu söylemler reformlarla atıl kalmış 'İrtica tehlikesi' ve 'İrtica ile 100 yıl geriye gideceğimize, darbe ile 10 yıl kaybedelim' mantığının güne uyarlanmış biçimiydi.

Şimdi de kazanlarda 'Erdoğan bir muhafazakâr demokrat değil, aslen bir siyasal İslamcı' macunu pişiriliyor. Bu söylem ise, 2010'lara kadar yaşayan 'Erdoğan'ın gizli ajandası var' propagandasının 'yeni' hali. Yani esas mantıkta bir değişiklik yok. O mantık da, ne olursa olsun egemenlik kavgasında zaferin halk iradesinin değil, oligarşik vesayetin olmasına dayanıyor.

İhsanoğlu'nun Erdoğan'ın antitezi olduğunu ittifak da ifade ediyor. Ama iki ismin etrafında algı mühendislikleri yaparak... Yani eğer Erdoğan Siyasal İslamcı ise, İhsanoğlu muhafazakar demokrat oluyor. İhsanoğlu'nun muhafazakar demokrat olabilmesi ise Erdoğan'ın Siyasal İslamcı olmasına bağlı. Ve böylece kampanya başlıyor. Halk yeteri kadar cahil olmadığı için, oluşan inandırıcılık sorunu 'üslup'a abanarak ikame ediliyor. Ayşe Arman'ından, Sözcü yazarına, solcu ve cemaatçi aydınına İhsanoğlu'nun 'sakinliğini' anlata anlata bitiremiyorlar. Yani İhsanoğlu sadece sakin durarak ülkenin bütün sorunlarına çare olacak. Buna inanılmasını umuyorlar.

Lakin İhsanoğlu'nun o 'sakin' üslubuyla Filistin ve Suriye için söyledikleri hiç de yenilir yutulur değil. Bunlar birer gaf da değil. İttifakın genel görüşünü ima ediyor ve İhsanoğlu bunu temsil ediyor. Yani kendisi gerçek bir kişiden ziyade bir 'ittifak gösteren.'

BBCTürkçe'de Zülfikar Doğan'ın bir 'Türkiye analizi' yayımlanıyor. 'Analizin' özü şu:

'Başbakan Erdoğan, Kürt sorununa çözüm, başörtüsü ve İmam Hatip meselesi gibi, pek çok siyasi argümanı, sadece seçim zamanları oy için, 'mağduriyet edebiyatı' için kullandı. Ta ki güçlü olduğunu, düşünene kadar...

Bu kanaate vardığı andan itibaren de, liberallerle, demokratlarla, 2. Cumhuriyetçilerle ve 17 Aralık yolsuzluk-rüşvet operasyonuyla da, Cemaatle yaptığı ittifakları bozdu, köprüleri attı.

Kendince, artık güçlüydü gerçek kimliğini, ilan edebilirdi: Siyasal İslam!'

'Analiz' Erdoğan'ı suçüstü yakalamış, bravo.

Başörtüsü ve İmam Hatip sorunları sanki çözülmedi, sanki Çözüm Süreci yasası Meclis'ten geçmedi. Sanki Erdoğan tam da bunları yapabilmek için hedef olmadı. 12 yıldır Türkiye'yi demokratikleştirmek için pişmiş tavuğun başına gelenden çoğu sanki Erdoğan'ın başına gelmedi. Bunları yapan Erdoğan değil, bir milyon Suriyelinin bugün hayatta olmasını sağlayan açık sınıra karşı çıkan, tepesine bomba yağan 'Filistin konusunda tarafsız olmalıydık' diyen, ama tüm bunları sakin bir üslupla diyen İhsanoğlu muhafazakar demokrat... Siyasal İslam buysa, herkese tavsiye etmek lazım.

Vizyon Belgesi'nin açıklanmasında davete icabet eden sanatçıların linç edilmesi de, inşa edilmek istenen 'Siyasal İslamcı Erdoğan' kimliğini zayıflatması nedeniyle. Milyonlarca kişinin sevgisini kazanmış bu kişilerin Erdoğan'la fotoğraf vermelerinin onca çabayı boşa çıkarttığından hareketle patlayan bir öfke bu.

Elin oğlu tabii bu kadar rasyonaliteden kopmuş değil. Bir süre önce, Washington DC'de, çalmadık kapı bırakmadığı halde Erdoğan aleyhine tek cümle alamamaktan yakınan Hürriyet'ten Tolga Tanış, Türkiye'nin yakından tanıdığı eski CIA çalışanı Graham Fuller'la konuşmuş. Birkaç Radikal yazarı ile konuşsa istediği cevapları daha kolay alabilirdi ama Fuller bile Ortadoğu ve Türkiye'yi bakın nasıl okuyor:

'Müslüman Kardeşler, sevin sevmeyin seçilmişlerdi. Keşke Müslüman Kardeşler bir seçimde yenilecek kadar uzun iktidarda kalabilselerdi. (...) AKP gibi İslami geçmişi olan bir partinin iktidarı daha fazla ölçüde radikalizmin engellenmesine yardım ediyor. (...)'

Tanış burada gizli ajandaya denk gelen soruyu şapkadan çıkarıyor: 'Türkiye'nin daha da İslamileşme ihtimali?'

Cevap: 'Daha fazla İslami olmasına gerek yok ki.'

Tanış, Fuller'dan aldığı cevabın tercümesini şöyle yapıyor. 'O zaman Batı'nın ulusal güvenlik çıkarları için Türkiye'de hep bir İslami iktidara ihtiyaç olacaktır.'

Cevap: 'Türkiye bunu Batı için değil kendisi için yapıyor. (...) Radikal Kemalist görüşlerle kendi İslami geleneğine sırtını döndü. Şimdi Türk kültürünün normalleşmesi yaşanıyor.'

Fuller'a göre de Erdoğan'ın yönetim tarzı 10 yıllık muhteşem başarılardan sonra bugünlerde rahatsız edicidir. Fuller, Erdoğan'ın seçim sezonundan sonra normale döneceğini umuyor.

Tercümesi şu; İslam Türkiye'nin bir gerçeğidir. Türkiye demokratik bir İslam ülkesi olarak dünya için eşsiz değerdedir. Seçim sezonu sonunda ne olursa olsun bu değer değişmeyecektir. ABD kim ayakta kalırsa onunla çalışmaya devam eder. Ama Türkiye'de siyasal İslam veya radikalizm tehlikesi yoktur. Sadece bir kısım ABD ile Yeni Türkiye idealleri arasında bir uyum sorunu vardır. İhsanoğlu olursa ne ala, ama olmazsa da yola devam edilir.

ABD'nin bulamadığı gizli ajandayı, siyasal İslamcı Erdoğan'ı bulanlar için kötü haber.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums