Kartaca bu sefer yıkılmayacak...

  • 3.07.2014 00:00

 Tarihi bir dönemecin önemli bir aşamasını daha geçtik. Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayabilmesi bile büyük bir kazanımdır; çünkü mesela 2007 şartlarında bu mümkün olamamıştı. Abdullah Gül'ün adaylığı ve seçilmesi çok önemliydi ama, Erdoğan'ın aday gösterilememiş olmasının da bir anlamı olmalıydı. Şimdi bu anlamın üzerine cumhurbaşkanını halkın seçecek olması eklendi. Böylelikle halkın aracı kurumların arkasında kalması engellenmiş oldu. Burada Meclis'e aracı kurum demiş olmuyorum çünkü Meclis bizler için çok önemli. O sayede halk seçkin oligarşinin tüm müdahalelerini sabırla, siyasetle aştı ve egemenliğini genişletti. Ancak aradan Meclis'in de çıkarılarak bu tepe makamın halkın emanetine alınması, doğrudan demokrasi özleminin varabildiği ve sanırım varabileceği son noktadır. 2007 yılında Çankaya'ya eşi başörtülü bir AK Partilinin, Abdullah Gül'ün seçilmesi de bu aşamaya gelme kavşaklarından birisi olarak çok değerlidir.

Lakin Sayın Erdoğan'ın 2007'de aday olmaktan imtina etmesinin ve aradan verilen onca ölümcül mücadelelerden sonra bugün adaylığını açıklayabilmesinin anlamı üzerine de düşünmek gerekir.

Sayın Erdoğan ve AK Parti'yi Milli Görüş çevresinden gelmeyenler olarak desteklemenin kompleksini yaşayanları hiç anlamadım. Bu nedenle kurulmaya çalışılan mahalle baskısı bir teferruat ve analizlerde kullanmak üzere sunulmuş zengin sosyolojik veriler olmanın ötesine geçmez. Alaycılık, linç, yok sayma gibi yöntemlerin bir yetersizlik semptomu olduğunu biliriz. Kaldı ki Norveç'te değil bu tür linçlerin içine doğduk ve içinde büyüdük.

Bu nedenle, 'ama'larla başlayan mahçup desteklere her zaman şüpheli baktım. Çünkü 'ama'lı desteklerin seçkin tavrın bir gizli tezahürü olduğu anlaşılıyordu ve nitekim son birkaç yıllık süreçte 'Ama Kulübü'nün azalarının nasıl kendi mahallelerine geri döndüğünü gördük. Temelde demokratlıklarının ötekilerle gerçek eşitliği değil, eşitlik süreçlerinde söze müdahale hakkıyla tanımlı olduğunu anladık.

Özetle eşitlik bir olasılık halinden çıkıp somut hale geldiğinde demokratlık cilası en fiyakalı isimler bile Ertuğrul Özkökleştiler. Sanırım temel özdeşlik anlamında hep öyleydiler.

2002 yılından beri Erdoğan ve AK Parti'nin bu ülke için olağanüstü bir fırsat olduğunu yazıyorum. 12 yıldır temel olarak Erdoğan ve AK Parti'nin hatalarından, eksiklerinden, Berkin Elvan ve Soma konuşması gibi saç baş yoldurtacak günlerden bağımsız olmayarak bu değerde bir azalma veya değişme yok. Böyle çirkef bir derin devleti, her yola başvuran bir medyası olan ülkede, değişim rolünü hala taşıyan bir liderin ve partinin hatalarını bu geniş çerçevede değerlendiriyorsunuz. Hatalar yok olmuyor. Halkın hefızası derin; sürekli artı ve eksileri değerlendirerek karar veriyor. Böyle bir süreçte bu halk, yüzde 30'larla başlayan desteğini yüzde 50'lere çıkardı, AK Parti üst üste sekiz seçimi birden kazandı. Bu tablonun bir değeri ve anlamı var ve bu anlam Erdoğan'la özdeşleşmiş durumda.

Bu aslında bir parti veya liderinin kendisi ve sosyoljik özelliklerinden bağımsız olarak, neleri icra ettiği, hangi değerler siyasetini temsil ederek olgunlaştırdığıyla ilgili. Yani geniş kitlelerin Erdoğan ve AK Parti'yi desteklemelerinin ciddi ve tarihimiz kadar köklü bir rasyonalitesi var. Bu rasyonaliteyi sadece dindarlar değil, birinci cumhuriyetin ve ırkçı İttihatçı babaların kurduğu ötekileştirme ile şiddetin muhatabı olan geniş ve melez halk kitlesi üretiyor. Erdoğan ve AK Parti bu beklentileri karşıladığı oranda değerli. Bu köklü mücadelede taraf olmanın varoluşsal nedenlerini makarnacı ve göbeğini kaşıyanlardan, yandaş ve menfaatperestlerden olmakla açıklama eğilimi, faşizmin kök düşüncesi olan seçkin imtiyazların kaybedilmemesi dürtüsü ile açıklamak zorunlu. Yani bir ahlaksızlıktan bir menfaatperestlikten bahsedilecekse, ötekilerle eşit olmayı, ülkenin maddi ve manevi kaynaklarını eşitçe paylaşmayı bir sınıfsal kayıp olarak algılayan kesimlere bakmak daha doğru.

Erdoğan'a lider kültü ile bağlı sürü olmakla suçlanan AK Partili seçmenler işte bu kadar ciddi ve altı dolu bir rasyonalite ile seçimlerini gerçekten akılla yapıyorlar. Totaliter sekülerlerin ise aslında nefret ettikleri 'Ekmel' İhsanoğlu'na tıpkı MHP'li Mansur Yavaş'ta olduğu gibi verecekleri desteğin mantığını mesela Baskın Oran şöyle tarif ediyor:

'Ekmel Bey bu geçiş dönemi için iyi bir seçim çünkü şu anda önemli olan, ülkeye korkunç zarar veren Erdoğan'ı ne yapıp yapıp zapturapta almak. Daha acili yok.'

Yani Kartaca ne pahasına olursa olsun yıkılmalı. Bu amacın kutsal gölgesi altında aslında tiksindikleri cemaat paralel ile, Aydın Doğan tröstüyle, ulusalcılarla, düne kadar kan kustukları CHP'yle bile işbirliği yapılabilir. Paralel devletin ülkeyi nasıl zapturapta aldığı üzerine bir kelam duyamazsınız, bu ittifaka dahil kesimlerden nasıl bir ahlaksızlık gelirse gelsin, görmezden gelinir, hatta üzeri itinayla kapatılır ve Kartaca'nın yıkılması için Roma'nın partisi CHP'ye oy istenir.

Neden? Çünkü o Kartaca onların Romasını tehdit etmektedir. Eski devletin sadece biraz tadil edilmesini ama ana kuralın aynı kalmasını istemişlerdir lakin Erdoğan

onların tayin ettiği o noktada durmamıştır.

Ne hakla!

Romalı devlet adamı Büyük Kato, M.Ö 175 yılında Kartaca'yı ziyaret eder ve bu onda bir takıntıya dönüşür. Bu küçük şehir devletinin Roma'ya ciddi tehdit olduğuna obsesif kompülsif şekilde ikna olur ve Meclis'teki her konuşmasına 'Kartaca yıkılmalıdır' diye başlar ve öyle bitirir. Sonunda istediği olur ve Kartaca yıkılır.

Bizim totaliter seküler aydınlarımız da diyelim ki 3 Kasım 2002'den beri öteki mahalleyi ziyaret ettiler. Bu ziyaret takıntıya dönüşmüş gözüküyor. Çünkü Kartaca'nın kendi seçkin mahalleleri Roma'ya tehdit olduğunu düşünüyorlar.

Hasılı, Erdoğan'ı destekleyen halkın her bir bireyi, aslında kendi meselesini güdüyor, kendisine sahip çıkıyor. Halk bir dönüşümü, evet son derece bilinçli şekilde bir yavaş devrimi destekliyor. Mesele esas olarak halkın kendisi ile ilgili.

O nedenle son 12 yılda olduğu gibi 10 Ağustos'ta sandığa gidecek ve aslında kendilerine oy verecekler.

Kartaca bu sefer yıkılmayacak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums