CHP ve MHP'nin önü açık…

  • 26.06.2014 00:00

 Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Romanya gezisinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Çözüm Süreci ile ilgili yasal çerçevenin Meclis çatısı altında oluşturulmasını ima eden hazırlığın tamamlandığını ifade etti. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cemaate yakın bir STK'nın konuğu olarak Diyarbakır'da bulunduğu esnada 'çözüm sürecinin yasal zemine oturtulması gerektiğini' söylediği hatırlatıldı ve görüşü soruldu. Atalay şöyle cevap verdi:

'Burada böyle ucuz bir sahiplenme var. Hatırlarsanız biz aylar önce bu konuda çalışmalarımız olduğunu açıkladık ve 19 Mayıs'ta Başbakanımız'ın başkanlığında çok geniş kapsamlı, çok uzun süren toplantı yaptık. Toplantının tek konusu, çözüm süreci, geldiği yer, bundan sonra ne yapabiliriz, ne yapmalıyız oldu. Orada bize, bu işi yürütenlere bir görev verildi; Bu konudaki yol haritasının daha somut şekilde çalıştırılması, yani daha somut bir yol haritası ve bir de çözüm sürecinin bir çerçeve yasasının çıkarılması... Biz o çalışmayı şu anda tamamladık ve bakanlarımızın imzasına açıldı. Son Bakanlar Kurulu'nda da ben onun sunumunu yaptım, karar verildi ve şu önümüzdeki bir iki gün içinde zaten biz onu Meclis'e tasarı olarak sevk edeceğiz. Bunu herkes biliyor. Bunun haftalar, aylar önce konuşulduğunu biliyor ama CHP'nin Genel Başkanı, biraz da böyle yapar ucuz siyaseti, kendisi gidip orada böyle bir şey söylüyor veya öbürleri... Doğrusu hayretle de karşılıyorum.'

Nitekim CHP'ye yakın Cumhuriyet gazetesi de bu haberi manşetten 'Kürt Seçmene Rüşvet Paketi' 'tarafsızlığıyla' duyuruyordu.

Yani 'Ne düğünde oynar, ne cenazede ağlarsınız' hallerine devam.

Oysa aynı gazetenin haberine göre pakette yedi madde olduğu ve bu maddeler arasında Çözüm Süreci'nde bugüne kadar yapılmış çalışmalara yasal güvence sağlanması, dağdan inişlerin hızlandırılması ile inenlerin topluma entegre edilmesine yönelik düzenleme ve Çözüm Süreci için Hükümete yetki verilmesi gibi konuların yer aldığı ifade ediliyor.

Kürt vatandaşların hak, güvenlik, ekonomik ve kültürel sorunları ve PKK meselesinin çözümü, AK Parti'nin kuruluş beyannamesinde yer aldığı gibi, Oslo ve Çözüm Süreci olarak bakıldığında aşağı yukarı yedi yıllık bir inisiyatif kullanma sürecini ima ediyor. Hükümetin, Erdoğan'ın, Beşir Atalay, Hakan Fidan, Yalçın Akdoğan ve daha birçok siyasinin başına ne geldiyse bu iradeyi göstermeleri nedeniyle gelmiş. Dört yılda bir vatandaşın önüne oy için çıkan bir partinin, sadece seçimleri düşünecek olsa bu ateşten gömleği giymesi düşünülebilir mi?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun eğer Diyarbekir'de sarf ettiği bu sözlerin ardında duracaksa, parti olarak Meclis'te bu konu önlerine geldiğinde yasayı desteklemeleri beklenir. Daha ileri düzenlemeler talep etmeleri de pastanın çileği olur. Ama yine çark ederse, bir daha Diyarbekir'de Kürtleri 'Koşa koşa gidip AKP'ye oy verdiniz' diye azarlamaktan umarım utanır. Kürtler bu ülkenin devlet gerçeğini en iyi bilen insanlar, tuzu kuru Beyaz Türkler gibi gaza getirilmeleri o kadar kolay değil. Çünkü ucuz iktidar oyunlarının bedelini onlar gençlerini toprağa indirerek ödeyecekler.

'Lice'de ordunun namusu lekelendi' diyerek hükümeti ve TSK'yı 'harekete geçmeye' dönük baskı altında almaya çalışan da, yine Lice'de yaşamını yitiren vatandaşın cenazesine giderek vicdan kuaförlüğü yapan da CHP.

Bugün aynı ikircikli tavrı IŞİD'in elinde bulunan 80 yurttaşın hayatını hiç umursamadan gösteriyor CHP. Hükümetin neden IŞİD'e yönelik sert açıklamalar yapmadığından yakınan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın AK Parti'den hiç hazzetmediği bilinen IŞİD'e sempati duyduğunu iddia edebiliyor. Bir yanlış veya dengesiz açıklamanın 80 vatandaşın hayatına mal olabileceğini düşünmekten aciz olduğunu zannetmem.

Yine her şey, en hassas süreçler, Türkiye'nin tamamını ilgilendiren ve siyaset üstü olması gereken milli meseleler, Çankaya ve 2015 seçimlerine endekslenmiş halde. Erdoğan'ın önünün kesilmesi, Yeni Türkiye kapısından geri dönüşün sağlanması için başvurulmayacak yöntem, kurulmayacak ittifak, içine girilmeyecek ambalaj yok gibi.

CHP ve MHP şunu göremiyor mu? Halkın sağduyusunu kaybetmemiş büyük çoğunluğunun gözünde, bu iki partinin 'başarısı', Türkiye'nin mahvı ile bir tutuluyor. CHP ve MHP kendisini o kadar kişiliksizleştirdi, öyle bir kör alana sıkıştırdı ki, ancak Çözüm Süreci, ekonomi ve istikrar çökerse kendilerine iktidar imkanı açılacak.

Yok eğer bunlar olmazsa, Çözüm Süreci sorunsuz ilerler, ekonomi yükselişini devam ettirir ise, Erdoğan iktidarını sağlamlaştırıyor.

Bu paradoks, kimin nasıl bir siyaset yaptığını ortaya koymuyor mu?

Eğer muhalefet savaşa, ekonomik çöküntüye ve istikrarsızlığa bel bağlamışsa, gelgitli söylemler ne kadar iyi tasarlanırsa tasarlansın, halkın bunu anlayamayacağı mı düşünülüyor? Halkın her şeyi izlediği, Erdoğan nefreti ile kimyası bozulmamış hiçbir kesimin böyle bir muhalefete asla güvenmeyeceğini ne zaman anlaşılacak?

Henüz değil… Çünkü muhalefet eski Türkiye'ye ait. Halk ile aynı dünyada yaşamıyor. Çankaya ve 2015 seçimleri bu yüzden muhalefeti bu kadar korkutuyor. Kemalizm ve küt milliyetçiliğin bile gerisine düşerek Türkiye'nin kapana geri döndürmek için elden geleni yapılıyor, daha doğrusu ellerinden geleni yapanların garnitürü olunuyor.

Ne diyelim, yolları açık olsun. Biz yıllardır elimizden gelen uyarıları yaptık.

Kendi düşen ağlamaz…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums