Beni lütfen 'aydın'latın

  • 28.01.2014 00:00

 Yeni okuma fırsatını bulduğum 100 aydının bildirisini değerlendirmek istiyorum bugün. Öncelikle bildiriyi okuyalım.

'Yetti Artık! Yolsuzluğu da Ergenekoncuları da AK'lama'

'Derin bir yolsuzluk soruşturması, inanılmaz bir hızla Balyoz ve Ergenekon davasından ceza yiyen darbecilerin yeniden yargılanması tartışmasına bağlandı. Bu eğilim, hem yolsuzluk yapanları hem de Ergenekoncu ve Balyozcuları aklamayı hedefliyor. HSYK'nın yapısını 2010 öncesine döndürerek tümüyle hükümete bağlamaktan yolsuzluk soruşturmasını yapan yargı mensuplarının ve kolluk güçlerinin tasfiye edilmesine kadar bir dizi hukuksuzluk gündemde. Biz aşağıda imzası bulunanlar,

Yolsuzluk yapanların yerinin Ergenekoncuların yanı olduğunu,

Yolsuzluk ve rüşvet ilişkilerine bulaşan tüm siyasilerin istifa etmesini ve soruşturmaların tam bir şeffaflık ve tarafsızlık içinde yürütülmesini,

Yargının hükümete bağımlı hale getirilmemesi gerektiğini, yargının yürütmeden bağımsızlığının demokratik bir rejimin koşullarından birisi olduğuna dikkat çekerek, 2010'da değişen HSYK yapısının yeniden değiştirilerek hükümete bağımlı hale getirilmemesini,

İktidarın yargıyı baskı altına almak için oluşturduğu her fiilin suç olduğuna dikkat çekerek, yolsuzlukların örtülmemesi gerektiğini savunuyoruz.

Çok açık ki; devlet yapılanması içindeki yasa dışı tüm odakların açığa çıkartılmasının yolu daha fazla demokrasi ve daha fazla şeffaflıktan geçiyor.

Çözüm, barış ve demokratikleşme yönünde yepyeni adımların hızla atılmasının gerekli olduğu her geçen gün açığa çıkıyor.

Demokrasi, yeni ve demokratik bir anayasa yönünde verilecek mücadelenin ürünü olacaktır.'

Bildirinin başlığından bu muhtıranın hükümete verildiği açık. Zaten, bildirinin ilgilendiği yegâne kısmın hükümeti ima eden taraf olduğu anlaşılıyor. Tek taraflı içerik de bunu teyit ediyor.

Metnin iki ana dürtüsü var: İlki 'yolsuzluklar örtülüyor' ve diğeri de 'Ergenekon ve Balyoz davaları aklanıyor.' Ama bildirinin asıl hedefi yeniden yargılama. Mutlaka önlenmesi gereken bir adıma karşı kamusal mobilizasyon amaçlı yazılmış.

100 aydının, yolsuzlukların örtüldüğü ve darbe davalarının aklandığına dair kesin bilgileri ve kanıları var. Haliyle o cenahın -yargı ve emniyetin bağımsızlaşan bölümünün- aslında kamunun genel görüşünü temsil ettiğini ima ediyor.

Öncelikle, 17 Aralık'ta başlayan sürecin normal ve meşru bir yargı tasarrufu olduğunu, ortada bir hükümet-paralel devlet çatışması olmadığı düşünülüyorsa, bu hepimizin zekâsına hakarettir.

İşte bu noktada çok şaşırıyorum. Bu bildiride, ya metni imzalayanlara ya da bizlere dair ciddi bir sorun ortaya çıkıyor.

Ergenekon ve Balyoz davaları... 17 Aralık'tan sonra ortaya çıkan sarsıcı derecede şüpheli tabloda, bu davalara yeniden dönmek vicdani ve ilkesel bir sorumluluk. Bu davalarda bir kişi bile yaratılmış delil veya siyasi tarafgirlik ile zarar görmüşse, hayata olduğu gibi devam edemeyiz. Somut deliller kayıtlı olduğuna ve buharlaşıp uçmayacağına göre, hüküm giyen kişiler bazında neden yeniden yargılama bu kadar rahatsız edici olsun?

'Yolsuzluk yapanların yerinin Ergenekoncuların yanı olduğuna' dair çağrı ile hem o yargılama sürecinin tamamına, hem de yolsuzluk yapanlara yönelik operasyonlara kefil olunmuş. 'Darbe davalarını yürüten savcılar, yolsuzluk operasyonlarını da yürütenlerdir. Darbe davaları kusursuz olduğuna göre, bu operasyonlar da hukuk dışı olamaz.'

'Papa'nın yanılmazlığı' gibi bir önermeye yargı açısından sahip çıkılmış.

Peki neden? Bu güven nereden geliyor? Ergenekon ve Balyoz'dan hüküm giyenlerin sorumluluğunu bu kadar kolay almak korkutucu değil mi?

Bildiri 'Çok açık ki; devlet yapılanması içindeki yasa dışı tüm odakların açığa çıkartılmasının yolu daha fazla demokrasi ve daha fazla şeffaflıktan geçiyor' diyor. Demek ki devlet içindeki yasadışı odakların olduğu kabul ediliyor. Peki, ya bu yapılar şu anda fiili bir darbe yapıyorsa? Daha fazla demokrasi ve şeffaflık gibi, belki daha onlarca yılımızı alacak bir reçeteyi önerip, 'Bırakın yargı işini yapsın' derken, o 'iş' eğer darbeyse gerçekten? Ne teklif edildiği konusunda biraz daha dikkatli, özenli ve sorumlu olmak gerekmez mi? Malum bu imzalar tarihe kayıt düşüyor.

Buradan birkaç sonuç dizisi çıkıyor.

Bu insanların -bildiriyi hazırlayanlar değil- bir kısmı, Türkiye'de olan bitenleri iyi izlemeyen, ciddi bilgi eksikleri yaşayan sorumsuz kişilerdir.

Bu insanlar, bu savaşın çok sert olduğunun farkında olan ve daha çok zarar görecekleri kesime kendilerini korumak için yanaşma ihtiyacı içindedirler. Erdoğan kazansa bile ne de olsa tekin bir 'düşmandır'.

Bu insanların bir kısmı, darbe davaları süreçlerindeki destekçi tutumlarından ötürü suçluluk duymakta ve her şeyin açığa çıkmasının kendi itibarlarını da yok edeceğini düşünmektedir.

Bu insanlar aslında çok rasyoneldir. Yeniden yargılamanın TSK'nın -hiyerarşi dışı bölümünün- darbe yapmasına yol açacağını düşünmektedirler. Böyle bir felaket yerine, siyasete müdahale sineye çekilmelidir.

Mahalle baskısı veya önemli bir istihdam kaynağının korunması ihtiyacı yanlış güdülere yol açmıştır. Network'ün dışında kalmak göze alınmamaktadır.

Ahlakından kuşkuluyum ama, bu bildirinin mutlaka bir rasyonalitesi var. Bunu anlayabilirsek, gerçek ve bağımsız aydın kuşağına kavuşabilme imkânını yaratabiliriz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums