Kuyu

  • 5.06.2011 00:00

Her insanın içinde bir kuyu vardır.

Kendi bencilliğimizin kuyusudur.

Genellikle içine düşmekten alamayız kendimizi.

Kendi içimizde gönüllü biçimde kayboluruz.

Bir süre sonra yolumuzu kaybettiğimizin bilgisini de kaybederiz.

Kaybolduğumuz yer, bildiğimiz yer haline dönüşür.

İşte aslında asıl kaybolduğumuz gerçek an, o andır.

O kayboluşun geri dönüş ümidi yoktur.

Kendi kendinin gardiyanı olana her yer zindandır.

***

Bencillik...

Yapısında üç element bulunur.

Korku, korku ve korku.

Korkuyu insanın nasıl göğüslediği daha doğrusu.

Korku insani bir duygudur.

Her duygu gibi, ona da ihtimam göstermek gerekir.

Onu kaybetmemek, istismar etmemek gerekir.

Bir dostum, korkularımdan şikâyet ettiğimi görünce bana bir soru yöneltmişti.

“Bir gün karşına aniden bir aslan çıksa ne tepki verirsin?”

“Ne bileyim!” dedim. “Herhalde ya dönüp kaçarım, ya da korkudan olduğum yere çakılırım.”

“Doğru” demişti. “Emin ol, her insan bunlara yakın bir tepki verir. Ama senin korkularınla kurduğun ilişkiye göre, aslanı gördüğün anda üzerine atlayıp, onu öldürmeyi bekliyorsun kendinden.

Bu mümkün mü?”

Evet, böyle formüle edince değil tabii.

***

Evet, korku insani bir şey.

Hatta insan olmanın gerekli duygularından birisi.

Sorun korkmakta değil zaten.

Ona nasıl tepki verdiğimizde.

Emin olun, tarihe “korkusuz” sıfatıyla geçen pek çok insan o büyük işleri yaparken korkuyordu.

Ama korkularını, ondan daha ağır basan başka değerlerle dengelemeyi başarmışlardı.

Hayran olduğum çok insan var; ünlü İngiliz düşünür, yazar ve devlet adamı Thomas More onların başında gelir.

Erasmus’un Encomium Moriae’yi, yani Deliliğe Övgü adlı başeserini ithaf etti yakın arkadaşı, Kral VIII. Henry’nin danışmanı, sonra Lordlar Kamarası Başkanı, sonra da İngiltere’nin Papalıktan ayrılmasına karşı çıktığı ve VIII. Henry’ye bağlılık yemini etmeyi reddettiği için idam edilen ilke adamı.

İdam sehpasına çıkarken cellâda bir altın verir, emeğini karşılamak için.

Son sözleri “Kellesi uçmakla insanın başına felaket gelmez” olur.

Sizce, acaba biraz sonra kafası kesilecek bir insan korkmaz mı?

Bence korkar. Korkmalı.

Ama bu korkuyu dengeleyen bir şey olmalı bu insanlarda.

Sevgi gibi, erdem gibi, inanç gibi...

***

İşte o zaman taşlar yerine oturur.

Korku, sizi içinizde açtığınız o dipsiz kuyuya yuvarlamaz.

Her şeyden kaçan, korkan, paylaşmayan, hayatı ıskalayan, bencil biri olmazsınız.

Sonunu düşünmeden âşık olur, geri almayı düşünmeden borç verirsiniz mesela.

O küçük sokak kedisi var ya hani, işte onu düşünmeden evinize alırsınız.

Sokak sokak kedi köpeğe mama dağıtanlar alaylık olmaktan çıkar sizin için.

Çünkü sevgi paylaştıkça artar, korku ise azalır.

Sonra o kuyu, içinizdeki kuyu, yavaş yavaş dolar, düz hale gelir.

Ne mi olur?

Gerektiğinde korkan, gerektiğinde üzülen, sevinen, kızan, hatta gerektiğinde hayatını bile gözden çıkaran, ama yaşayan, hür bir insan olursunuz.

Yaşamın hakkını veren bir hayat zanaatkârı olursunuz.

Mutlu olursunuz, huzurlu.

Yediğinizden, içtiğinizden, gördüğünüz güzelliklerden tat alırsınız.

Çevrenize mutluluk, güven saçarsınız, dostsuz kalmazsınız.

***

En önemlisi de, ölümden korkmazsınız.


markaresayan@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums