Çözüm Süreci ve parazitler

  • 12.09.2013 00:00

 KCK'nın 'Çekilmeyi durdurduk' açıklamasını değerlendirmeye devam edelim.

Dün özetle, KCK'nın bu açıklamasının PKK'nın 'eli arttırmaya yönelik' bir taktik adım olabileceğini, ama böyle olsa bile, yol haritasına uymamakla, önemli ve büyük bir hata yapıldığını ifade etmiştim. Hepimiz bizzat Öcalan, Karayılan ve Demirtaş'ın açıklamalarından, demokratik adımların, birinci aşama, yani PKK'nın sınır dışına çıkmasının tamamlamasıyla başlayacağı üzerinde anlaşıldığını biliyoruz. Nisan-Mayıs aylarında bu konuda yüzlerce manşet atıldı, sayısız haber ve yazı yazıldı. Ne anadil, ne de Öcalan'ın durumu çekilmenin ön şartıydı. Şimdi bu sanki böyle değilmiş gibi bir kabul var. Algı mühendisliği böyle etkili bir şey işte.

KCK adına Murat Karayılan'ın 24 Nisan'da yaptığı o ünlü çekilme açıklamasında konuyla ilgili bölümü hatırlayalım: 'Kürt sorununun çözümü üç aşamadan oluşuyor. Geri çekilme ile ikinci aşama başlamış olacaktır. Daha sonra hükümetin yükümlülüklerini yerine getirmesiyle ilgili aşama var. Anayasa reform sürecinin gündeme getirilmesi gerekmektedir. Özel savaşı gündemden çıkarmak gerekir. Tüm kesimlerin bu konuda destek vermesi lazım. Bunlar biterse üçüncü aşama başlamış olacak. Bu da normalleşme aşamasıdır.'

Selahattin Demirtaş ise 22 Nisan'da şöyle diyordu: 'PKK'nin silah bırakması, barış sürecinin 'silahsızlanma ve normalleşme' denilen son aşamasında olacak. Düşünün ki... Biz barış sürecinin daha birinci aşamasının hazırlığındayız. Birinci aşamadan sonra, Türkiye'nin demokratikleşmesi denilen ikinci aşama var. Bu aşamada yasal reformlar ve anayasal değişiklikler yapılacak. Ancak ondan sonra PKK, silahını bırakacak ve dağdan inecek.'

Yani, hükümetin örgütün sınır dışına çıkmasının tamamlanmasına kadar adım atma konusunda kendisini bağladığı iddiası yanlış. 'Hükümet, demokratik adımların atılması sözünü tutmadığı için çekilmeyi durdurduk' iddiası ise tamamen tezvirat. İddia edildiği gibi olsaydı, hepimiz bu itiraza destek olabilirdik, ama değil.

Kaldı ki, hükümet bu konuda gerek akil insanlar heyetleri, gerek Meclis Çözüm Süreci Komisyonu, gerek Şırnak havaalanına merhum Şerafettin Elçi'nin adının verilmesi ve en önemlisi Demokratikleşme Paketi hazırlıkları ile PKK üzerine düşeni yapmadan bu adımları atmaya başlamıştı.

Üstelik böyle siyasi ve toplumsal olarak olağanüstü günlerden geçtiğimiz bir dönemde yapılmakta bunlar.

Hasılı, 'hükümet adım atmıyor', 'hükümet süreci seçimlere kurban edecek' gibi dolaşıma sokulan iddiaların somut bir karşılığı olmadığı gibi, eğer bir yavaşlık veya ihlalden bahsedeceksek, bunu çekilmeyi durduran, yol kontrolleri yapan, örgüt elemanı toplayan PKK için söylemek gerekiyor. Ve bu ister taktik, ister daha vahim bir sapmadan kaynaklansın, süreç bundan ötürü zarar görürse, PKK'nın bunu Kürtlere anlatması mümkün olmadığı gibi, örgüt siyasete geçmek için çok hayati bir fırsatı, bir kez daha kaçırmış olacaktır.

Kötü senaryoya gelirsek...

Cemil Bayık, BBC Türkçe'ye verdiği mülakatta Gezi'ye katılmamakla hata yapıldığını, Ergenekon davalarının tamamen bir safsata, Gezi'de Atatürk ve Öcalan'ın resimlerinin yan yana asılmasının çok önemli olduğunu, ulusalcıları çözüm sürecine karşı görmediklerini, asıl karşı olanın AK Parti olduğunu, AK Parti'nin ise içte ve dışta artık eskisi kadar güçlü olmadığını söylemişti. Enteresan bir değişim içindeki BBC Türkçe'nin 'çanak' sorularının katkısı tabii ki hesaba katılmalı. Ancak, bu açıklamalar Cemil Bayık'tan ötesini ima ediyorsa, bu ciddi bir sorundur.

Bayık'ın yukarıda alıntıladığım sözleri aklı başında her kişi için en hafif deyimiyle saçmadır. Değerlendirmeye layık olmadığı için uzun uzun bunları analiz etmeye yer ayırmayacağım. Bu iddialara Türkiye'nin tarihini biraz bilen ortalama her Türkiye vatandaşı, hele hele Kürtler ancak güler.

Ama tüm akıl dışılığına rağmen, ulusalcılar ve Ergenekoncular yeni partner olarak seçilmişse ve KCK'nın çekilmeyi durdurduğunu açıklaması bundan kaynaklanan bir yol ayrımı ise, gerçekten, PKK intihar ediyor demektir. Ama öncelikle Öcalan'ı bitiriyorlar anlamına gelir.

Ben bunun böyle olduğuna inanmıyorum. Erdoğan'dan gelen sakin açıklamalar da bunun ciddiye alınacak bir sapma olmadığını gösteriyor. Gerçek resmi görmek için Öcalan'ın konu ile ilgili açıklamasını beklemek gerekiyor. Milyonların şahitliğinde, silahlı mücadele döneminin bittiğini, artık siyasetin konuşacağını açıklayan Öcalan, kendisinin açıkladığı yol haritasının dışına çıkmayacaktır. Öcalan süreç hakkında 'Süreç biterse, hepimiz için felaket olur' diyen kişidir.

En önemli sorun ise şu: Bir kısım liberaller ve sosyalistler, sürece Erdoğan nefreti yüzünden karşı. Öcalan arka planda kaldığı sürelerde, bu etki gündemi belirler hale geliyor. Öcalan tıpkı açlık grevlerinde olduğu gibi, kritik noktalarda düzeltmeyi yapıyor.

Son yaşanan krizin, Kandil ve BDP ile Öcalan arasına giren kafa karıştırıcı parazitlerden kaynaklandığını düşünüyorum doğrusu.

Twitter: @markaresayan.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums