CHP’nin ‘direnme hakkı’

  • 10.04.2013 00:00

 Malum, CHP’nin anayasa teklifinin dibacesine koyduğu bir maddeydi bu. “Gelecek kuşakların özgürlüğü, huzur, refah ve mutluluğu için meşruiyetini yitirmiş herkese karşı direnme hakkını” CHP anayasada görmek istiyor. Bu teklif nasıl hazırlandı, CHP’nin ne kadarını temsil ediyor çok önemli değil. Teklife yansıyan bu ve “Ne olacak bu CHP’nin hâli” sorusunun cevabını öngörmek için önemli bir işaret. Çünkü ben, genellikle iyi niyetten kaynaklanan bir beklentiyle, CHP’nin yanlış algılandığını ve yanlış çıkarımlar yapıldığını düşünüyorum. Üstelik bu iyi niyetli analizlerin CHP’ye haksızlık olduğunu da... CHP, devlet partisi olma hüviyetinden kurtuluyor. Bunu kendi istemedi. Vesayeti elinden geldiği kadar da destekledi. Ancak gücü buna yetmedi. İktidarı altın tepside CHP’ye sunacak bir darbe gerçekleşemedi. Ergenekon 2003-2007 arasında bütün gücüyle AK Parti’nin devrilmesini sağlayacak kaos eylemlerine abandı ama, bunlar da muvaffak olmadı. 12 Eylül Anayasa değişikliği en önemli milatlardan biri oldu. Bundan sonra vesayetin gücü kırıldı. CHP de siyaset yapma mecburiyeti ile karşı karşıya kaldı. Anti siyasetten, bürokrasi sözcülüğünden siyasete dönmek ise o kadar kolay olmayacaktı tabii.

AK Parti, eksik fazla taşıdığı reformcu parti kimliği ile ülkede son on yıldır bir kurucu parti işlevi görüyor. Cumhuriyet’in kuruluşunda yapılan hataları telafi etmeye yönelik bir siyasetle halk kitlelerini arkasından sürüklüyor. Başbakan’ın Âkil İnsanlarla Dolmabahçe’de buluştuğu toplantıda yaptığı konuşma bunun önemli ipuçlarını veriyordu. Bir cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış hataları sayarak, bunlardan artık vazgeçildiğini ifade ediyordu. PKK sorununu çözmek de zaten bu anlayışla mümkün oluyordu. Eski rejimin yarattığı sorunları, eski rejimin paradigmasından çıkarak çözebilirdiniz. Hükümet bunu yapıyor ve doğal olarak eski rejimin devamından yana olan iki parti, CHP ve MHP buna direniyorlar. Tabanları onları desteklediği müddetçe de var olacaklar, buna hakları da olacak.

Dolayısıyla, CHP’nin, PKK silah bıraktığı ve Kürt vatandaşların hak taleplerinin karşılandığı şu süreçte çatlayıp patlayacağını, çözüm sürecine takoz koyan CHP ve MHP’nin un ufak olacağını, ya da bu partilerin içinden özgürlükçü hareketlerin bir güneş gibi doğacağını düşünenler yanılıyorlar. Bu böyle olmayacak. Birkaç kişi bu partiyi terk eder, çözüm gerçekleşirse oy oranları düşer o kadar. Ama olması gereken başka bir şey olacak. CHP, asıl çizgisine oturacak, son kararını verecek. Ulusalcı ve statükocu bir parti olarak siyasetini tıpkı Baykal döneminde olduğu gibi netleştirecek. Artık CHP’nin ne söylediğini anlayabileceğiz. Partinin başında Kemal Kılıçdaroğlu’nun veya bir başkasının olmasının çok bir şey fark ettirmediğini Silivri baskınlarıyla görmüş olmalıyız.

Hükümet ve onu destekleyen demokratik koalisyon, bu iki partiyi değişimin önünde çırılçıplak bıraktı. Burada onlardan beklenebilecek iki şey vardı. Ya değişimi kabullenip bu alanda AK Parti ile yarışmak, ya da buna karşı bir mücadele başlatmak. Anlaşılır olarak iki parti de, ikinci yolu seçti. Çünkü birinci alanın tabanda bir karşılığı olmadığı gibi, olsa dahi, AK Parti bu konuda CHP ve MHP’yi siyasetten silecek kadar güçlü ve başarılı. Haliyle, ikinci yolu seçmekte, Ergenekon mahkemelerine çıkarma yapıp, PKK sorununun çözülmesine takoz koymakta ahlaki değil ama, sonuna kadar tutarlı bir politika izlemekteler.

Tabanda karşılığı olan her siyasi hareketin Meclis’te bir temsilcisi olmalı. CHP’yi destekleyen kesimler, darbe, Ergenekon davalarının, Kürt ve PKK sorunlarının çözülmesinin Kemalist-ulusalcı eski rejimin yıkılması anlamına geldiğini biliyorlar. Bu doğru da... Eski rejim yıkılıyor. Ama bu insanların bundan hazzetmeme hakları var. Bunun Meclis’te daha uzun süre temsil edileceğine emin olabilirsiniz. Üstelik bu sağlıklı da bir şey.

Türkiye’de özgürlükçü bir sol partinin, yeni bir sağ merkez partisinin kurulması için, sosyolojik süreçler tamamlanmış değil. CHP ve MHP vuruşa vuruşa çekilme kararı almış gözüküyor. Taban desteği, değişimi hazmetme, yas tutma ve gerçek hayata dönme süreçleri gerçekleşene kadar azalarak devam edecek. Yeni partiler ise, sanırım tabandaki bu normalleşmeye bağlı olarak en az bir on sene sonra karşımıza çıkacaklar.

Evet, Başbakan’ın dediği gibi CHP ve MHP’yi barışa direndikleri için tarih affetmeyecek. Ama bu hikâyenin sonu da başka türlü olamazdı sanki.


mesayan@markaresayan.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums