Barışa alışmak

  • 1.04.2013 00:00

 Taraf’tan Sümeyra Tansel çok başarılı bir gazetecilik yaparak, Gökçeada ve Bozcaada’da Rumca eğitimi yasaklayan bir kanunun hâlâ varolduğunu ortaya çıkardı. 1927 yılında, Lozan Anlaşması’nı çiğnemek pahasına çıkarılan “Bozcaada ve İmroz Kazalarının Mahalli İdareleri Hakkındaki Kanun”un 14. maddesi’ne göre adada Rumca tedrisat yasakmış. Bu acı gerçeği hayırlı bir gelişme vesilesiyle öğreniyoruz. Gökçeada Rum İlkokulu Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen izinle yenileniyor ve eğitim vermeye hazırlanıyor. Ancak Tek Parti döneminden kalan bir hayalet bu hayırlı gelişmeyi gölgeliyor. Yasakçı kanun 1951 yılına kadar yürürlükte. Menderes hükümeti bu kanunu kaldırıyor, ancak 1964’te Kıbrıs krizi ile Yunanistan’la gerilen ilişkilerle, yasak tekrar uygulanmaya başlıyor. Tabii aynı yıl binlerce Yunanlı ve Rum vatandaşın yanlarına 20 dolar alarak 24 saat içinde sınır dışı edilmesi gibi daha vahim olaylar da var.

Herhalde bakanlık bu konuya bir çözüm bulacak. Adada açılan okula gidecek Rum çocuğunun bulunmaması, bu girişimin göz boyama amaçlı yapıldığı anlamına gelmemeli. Bu gelişmeleri, Kültür Bakanı Ömer Çelik “Geçmişte azınlıklara karşı yapılan bazı yanlışlıklar artık sözkonusu değil. Türkiye, tüm kimlikleri, tarihsel mirası koruyan bir demokrasi hâline gelmiştir”diyerek yaptığı dönün çağrısı ile birlikte okumak lazım. Evet, bugün Gökçeada’da okula gidecek Rum öğrenci yok. Ama neden geri dönüşlerle burada yeniden bir Rum popülasyonu oluşmasın? Nitekim Gökçeada’da doğan ve okulun kurucusu olan Anna Koçumal okulun açılıyor olmasını şöyle değerlendirmiş: “Bu okulda altı yıl okudum. Çok seviyorum bu köyü fakat böyle olmasaydı daha iyi olurdu. İnsanlar birdir. Ayrım olmaması gerekir. Allah birdir. Olan şeyleri geçtik. Şimdi hayırlı, uğurlu olsun. Okulumuz açılıyor. İnşallah yakın zamanda talebeleri de bulacağız. Okulun eğitime başlayacak olması, gençleri Gökçeada'ya döndürür. İleride ortaokul ve lise de olur inşallah. Burada yaşayan herkes birarada yaşar. Bize bu izni verdiği için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne çok teşekkür ediyoruz. Tam 49 yıl sonra eğitim-öğretim başlayacak.”

Okul diyerek geçmeyin. Bu Tek Parti zihniyetinin azınlıkları göçertme projesinin önemli bir stratejisiydi. Adalarda sözkonusu kanunu uygulanmaya başladıktan sonra, çocuklarına Rumca eğitim aldıramayan Rumlar kısa sürede adaları terk etti. Dolayısıyla bu yasaktan vazgeçilmesi bir yana, dönüşün şartlarının oluşturulmaya çalışılması, Tek Parti zihniyetinden ciddi bir kopuşu ima ediyor. Belki Türkiye eskisi gibi yüzbinlerce Rum, Ermeni, Süryani ve Musevi’nin yaşadığı bir yer olmayacak, ancak bu iradenin kendisi, Türkiye demokrasisine çok önemli bir katkıda bulunacak.

Çok değil, 2008’de Brüksel’de konuşan dönemin Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül “Bugün eğer Ege’de Rumlar ve Türkiye’nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, bugün acaba aynı milli devlet olabilir miydi” diye soruyordu. Bu söylem, zihniyetin sadece ulusalcı-kemalist zihinlerde yer bulmadığı, siyaset ve toplumun önemli bir bölümüne sirayet ettiğini de gösteriyordu. PKK ve Kürt sorununun çözülme aşamasına gelmesi, bu zihniyetin terk edilmesiyle mümkün olurken, barış süreci ilerledikçe, zihniyetin kendisini de daha hızlı evirme gücüne kavuşacak. Yani çift geçişli bir süreç bu. Sorunu, sorunlu paradigmayı terk ederek çözerken, çözüm sürecinin kendisi de o zemine geri dönüşün mümkün olmadığı farklı bir zihniyeti ülkenin ana zemini hâline getiriyor. Yani demokrasi olmadan barış mümkün değil tezi, birbirinin içine geçerek, özneleri değiştirerek, öznelerin kendisini şekillemesine de izin vererek, içine hayatın akışını, çelişkilerini de katarak ilerleyen bu gerçekliği kaçırıyor. Söylem çok gösterişli, ancak hayatta bir karşılığı yok.

Savaş paradigmasından barış paradigmasına geçmek kolay değil. Eski alışkanlıklar, hiç değişmeyeceğine inandığımız dengeler, statükolar, mertebeler sarsılıyor. Bu ülkede iyi bir şey olmayacağına, bu ülkenin halklarının da iyi bir şey üretemeyeceğine, başlarında hep iyi bilen eli sopalı mürebbiyelerin olması gerekliliğine dair o üstenci bakış da hayatta kalmaya çalışıyor.


mesayan@markaresayan.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums