Küçük hayatlar

  • 31.03.2013 00:00

 Bugün biz Ermeni Doğu Ortodoksların (Gregoryen değil) Zadik’i. Paskalya veya Diriliş yortusu olarak da kulağınıza çalınmış olabilir. Müslümanların Kurban veya Ramazan bayramları neyse, anlam ve önem olarak ona denk gelir. Bu günlerde Ermenilerin çoğu mutlaka kiliseye gider. İnançlı olmalarına gerek yoktur. Hatta kilise, din ve inançla ilgili ciddi itirazları olan Ermeniler de bu günlerde kiliseye uğrar. Tıpkı Noel, yani Dzununt yortusunda olduğu gibi.

Aslında Zadik bir günden ibaret değildir. Avak Şapat, yani Büyük Hafta denen altı günün sonunda gelir Zadik (Diriliş). Büyük Oruç’un sürdüğü elli gün boyunca, kilisedeki sunağın perdesi kapalıdır. Bu biraz da Allah’ın ve onun tüm lütuflarının olmadığı bir dünyayı anlayabilmek ve insanın varlığını sorgulaması için düşünülmüş sembolik bir çağrıdır. İnsanlar bu iki ay boyunca ya oruç ya da perhiz tutarlar. Oruç, perhiz tutmak zorunlu değildir. Hâliyle mahalle baskısı da pek olmaz. Ama bu durum bayramlarda, bu gibi özel günlerde oluşan kolektif ruh hâlini de ister istemez azaltır. Bunun iyi tarafı da vardır, olumsuz yanları da. Zaten kiliseye gelen herkes de bu birliktelik hâlini tatmayı ister. Ne de olsa, artık hayatı pek etkileyemeyen, topluma kendi rengini çok katamayan kritik sayılara gerilemişsinizdir. Bunu özel günlerde, dar alanlarda, konsantre hâlde tatmak nostaljik bir tat verir insana.

Babam bir hayırsever olduğu için kendimi bildiğimden beri cemaat hayatının içinde oldum. Babam hangi vakfın, kilisenin, mezarlığın yönetici olsa, biz de orada olurduk. Pazar günleri erkenden kalkar, babam yukarıda toplantı yaparken, ben bacak kadar boyumla, “Şabik” denen boyumdan büyük kalın kumaştan yapılmış göğsünde ve sırtında sarı yaldıza boyanmış haçlar olan on kiloluk entarinin içine girer, dünyanın en uzun ayini boyunca ayakta durmak zorunda kalırdım. Annem Çerkes olduğu için anadilim Türkçeydi ve Ermeniceyi henüz başladığım okulda öğrenmeye çalışıyordum. Üstelik ayin, “Krapar” denen eski Ermenice ile yapılırdı. Yani hiçbir şey anlamazdım. Ancak tören o kadar sembolik bir ritüele sahip, duvarları süsleyen resimler o kadar başarılıydı ki, yine de hiç sıkılmazdım. Ayinin Komünyon kısmından sonra dağıtılan “Mas” denen hamursuz ekmek geldiğinde, bu bizim için ziyafet gibi olurdu. O kadar aç olurduk ki!

Benim gibi birçok çocuk da, dışarıdan bakıldığında komik, bir o kadar da sempatik ayin giysileriyle fıkır fıkır kaynar, mugannilerden sık sık da azar yerdi. Biz “Tas” denen aşağıdaki kısımda olur, yaşça büyükler de “Khoran” denen Sunak’a çıkar, görev alırlardı. Bir de Büyük Hafta da, İsa’nın 12 havarisinin ayağını yıkamasına gönderme yapan özel bölümde, 12 küçük çocuk seçilirdi. Ben de bazen onların arasında olurdum. İki Patrik’e ayağımı yıkatmışlığım var. Bu az şey değil.

Demin bahsettiğim üzere, babam kendisini inançlı olarak tanıtan bir adam değildi, ama cemaatte önemli görevler üstleniyordu. Babam politik biri de değildi. Yani inancını mesela solcu cemaat baskısı yüzünden saklamıyordu. Sonra anladım ki, onun aslında Allah’la ciddi bir kavgası vardı. Allah’ın onu ve milletini terk ettiğini düşünmüş ve ilişkisini kesmişti. Bir kere sanırım şu soykırım tasarılarının gündeme geldiği ve Ermenilere gazetelerde küfredildiği bir günde, evde kendinden geçmiş ve Allah’a küfretmişti. Annem “Aram yapma, çarpılacaksın” diye uyardı onu. O da “Daha ne kadar çarpılabiliriz ki” diye söylenerek odasına kapandı. Ne yaptı bilmiyorum. Hayatımda onu ağlarken hiç görmedim.

Bunları niçin yazdım net bir cevabım yok. Bugün Paskalya, Diriliş günü. Bahar geliyor. Ülkede iyi şeyler oluyor. Hayat devam ediyor. İnançlı inançsız, Ermeni, Kürt Türk birarada yaşamak ne güzel diye içime hüzünlü bir sevinç doldu. Hüzün de çok değerli ve bence cennetten kovulan duygulardan değil. Belki, yeniden karşılaştığımız, kaynaşmaya çalıştığımız, yaralarımızı sardığımız bu günlerde, öteki küçük hayatlarda neler oluyor bitiyor okumak hoşunuza gider, bir katkısı olur diye düşündüm, sanırım.

Ya da sadece içimde tutamadım diyelim.


mesayan@markaresayan.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums