Devrimin son sahnesi silah bırakma

  • 4.02.2013 00:00

 Türkiye’nin 20. yüzyılını 1950’den ikiye bölersek, Demokrat Parti’nin iktidarından itibaren halk, kemalizmi sona erdirme sürecini başlatmıştı. CHP’nin Bülent Ecevit ile iktidar olduğu ve yükselişe geçtiği dönem ise, halkçı politikalara yönelimle mümkün olmuştu. Menderes olsun, Demirel olsun, Ecevit olsun, derinde ülkeyi asıl yönetenler olan vesayete ya büyük hatalar yaparak yenildiler, ya da Demirel gibi onun devşirmesi oldular. Ecevit, Doğan Öz’ün önüne koyduğu kontrgerilla ve Özel Harp Dairesi raporunun gereğini yapmayarak tercihini vesayetten yana kullanmış oldu. Ecevit çifti son olarak piyasaya Ergenekon kaynaklı, “misyonerler ülkeyi bastı” gazını verme hâllerine kadar düştü.

Özal ise farklı ve parlak bir siyasi figür olarak ayrı durur hep. Müthiş zekâsı ve keskin öngörülerine rağmen, Özal aslında çok yalnız bir liderdi. Aile özellikleri ve yolsuzluk sorunları onu daha da yalnızlaştırdı. Ancak ağır çekim devrim 1950’den beri böyle ağır aksak, çelişkili ve melez hâlleriyle devam etti.


Final, PKK’nın silah bırakması

2002’den sonrası ise, bu hikâyedeki tüm kazanımların konsolide edildiği bir son sahne gibi. Sahnenin kapanışı PKK’nın silah bırakması ile gerçekleşecek. Bunun, kurucu iradenin ırkçı ideolojisi ile ülkeye giydirilmiş bir deli gömleği olduğunun Başbakan Erdoğan da farkında. “Bu sorun çözüldüğünde ülke pik yapacak” derken bunu kastediyor. Çünkü İttihatçı-Ergenekoncu zihniyet, yuvalandığı en önemli kalesini kaybederek iyice tarihe gömülecek.

2002’den 2009’a kadar devam eden sayısız darbe girişimleri ve Erdoğan, Gül ve Arınç’a yönelik suikast planları devam ederken, bugün PKK ile silah bırakmayı bu kadar aleni konuşma düzeyine varabilmenin hakkını teslim etmek gerek. Tabii AK Parti’nin ülkeyi vesayetin neden olduğu ağır ekonomik krizde teslim aldığını da unutmadan.

Başbakan’ın milliyetçi, püriten yaşam tarzını dayatan sözlerini eleştiriyoruz haklı olarak. O zaman adil olma ilkesi gereği geçen hafta sarf ettiği şu sözleri de sadece takdir değil, gelecek dönemin karakteri açısından da önemsemek gerekir: “Etnik milliyetçiliğe, bölgesel milliyetçiliğe, dinsel milliyetçiliğe hayır dedik. Bunların hepsi bizim ayağımızın altında. Çünkü biz etnik milliyetçilik yapamayız, yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Bölgesel milliyetçilik yapamayız dedik. Batıda ne varsa doğuda o olacak. Güneyde ne varsa, kuzeyde o olacak dedik. Bizde dinsel milliyetçilik de olmayacak. Müslüman, Hıristiyan... Mezhepsel, Sünni, Alevi ayrımı da bizde yok, olamaz.”

DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Roni Margulies ve Hayko Bağdat’ın İMC kanalındaki programında, dedelerinin katliamlardaki rolü nedeniyle, Ermeni, Süryani ve Ezidilerden “Dedelerimizin eli kanlıdır”diyerek özür diliyordu. Bu iki tavır, iki siyasi hareketin anayasa çalışmalarında neden yakın yerlerde durduğunu da açıklıyor.

Azınlık Vakıfları Temsilcisi Laki Vingas ise Akşam’dan Bülent Şanlıkan’a verdiği röportajda “Onyıllarca Ankara’dan korktuk. Şimdi bizi dinleyen, empati kuran bir Ankara var. Kendi avlularına sığınmak zorunda kalanlar bugün daha özgür” diyordu.


Tarih CHP’yi tasfiye ediyor

AK Parti ve Erdoğan’ın eylem ve söylemlerini, olumlu olumsuz yönlerini analiz etmeye devam edeceğiz. Ama altta devam eden ağır çekim köklü kopuşu tarihsel bağlamıyla birlikte görmek daha sakin bir değerlendirmeyi gerektiriyor.

CHP’de Birgül Ayman Güler gibiler, yaşananın ne anlama geldiğini çok da iyi anladığı için sert tepkiler veriyorlar. Çünkü bu devrim, onların hâlâ sahip çıktığı ırkçı, köhne bir ideolojiye karşı yapılıyor. Keşke kemalizmi 1930’lara sabitleyip ona kutsallık ve değişmezlik atfetmeseler, özeleştiri yaparak önlerini çok önceden kendileri açabilselerdi. PKK çoktan silah bırakabilir, AK Parti’nin kibirli yalpalamaları dengelenebilirdi. Ama bu fırsatı çoktan kaçırdılar. Hâlâ “CHP tarihinde ırkçılık yoktur” diyebilen bir Kılıçdaroğlu’ndan ne kadar ümitli olabiliriz kuşkuluyum. CHP’nin PKK gibi konularda gölge etmiyor aslında edemiyor olması tarihe karışırken en büyük katkı olacaktır.

1913’te İttihatçıların Bâb-ı Âli baskınıyla açtıkları kanlı parantezin kapandığı tarihî günlere tanıklık ediyoruz.

En azından bundan sonra mücadele edeceğimiz yeni ve güncel sorunlarımız olacak.


mesayan@markaresayan.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Hrac Madooglu
    Hrac Madooglu
    14.01.2014 18:55

    Hirsizlari ne yapacagiz, Sayin yazar? Dini kullanarak milletin oyunu alip, yolsuzluk yapanlari, rusvetcileri ne yapacagiz? Onlari kurtarmak icin savcilari gorevlerinden alan hukumeti ne yapacagiz? Basbakan ve ailesinin servetinin kaynagini ne zaman arastirip bulacagiz? Biraz da bu konuda bizi aydinlatabilir misiniz?

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums