Din, insanları kardeş yapar mı?

  • 26.09.2023 07:08

İktidarın kimi destekçileri, ülkede giderek artan Arap karşıtlığına karşı geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir kampanya yaptı.

Kampanyanın temasını ‘din kardeşliği’ ve ‘ümmet birliği’ üzerine kurdular.

Amaç gayet anlaşılır olsa da dile getirdikleri ‘ümmet birliği‘ ve ‘din kardeşliği‘ vurgusu bana göre gerçeklikten hayli kopuk.

İş turist düşmanlığına kadar vardı

Bu konuya geçmeden önce kampanyanın amacına yönelik birkaç cümle etmek istiyorum.

Ülkemizde ciddi bir düzensiz göçmen ve mülteci sorunu var.

İktidar bu soruna yeterince ilgi göstermiyor.

Göstermediği gibi tam tersine vatandaşlık satmak gibi politikalarla mülteci akınını teşvik edici bir yaklaşım içinde.

Düzensiz göçmen ve mülteci akınının yarattığı endişe doğal olarak toplumda bir gerginliğin de oluşmasına neden oluyor.

Sorunun yarattığı öfkeyi iktidara değil de mültecilere yöneltmek hem toplumsal barışı tehdit eder bir hal aldı hem de meseleyi bir Arap, hatta turist düşmanlığına kadar taşıdı.

Turist karşıtlığının ülke ekonomisine vereceği zarar göz önüne alındığında, iktidarın kimi mensuplarının yaptığı kampanyanın amacı anlaşılır oluyor.

Başka bir ırkçılık

Fakat dediğim gibi amaç anlaşılır olsa da kampanyanın içeriği bir hayli sorunlu.

Temalar ‘ümmet birliği’ ve ‘din kardeşliği‘.

Düzensiz göçmen ve mülteciler üzerinden yükselen ırkçılığa, ayrımcılığa karşı ‘din kardeşliği’ önererek esasında başka bir ırkçılık veyahut ayrımcılık yapıyorlar.

Irk üzerinden yapılan ayrımcılığa karşı ileri sürdükleri çözüm din ayrımcılığı.

Yani ‘Araplara insan oldukları için değil, Müslüman oldukları için müsamaha göstermeliyiz’ gibi tuhaf bir yaklaşım içindeler.

Irka değil ama dine dayalı bir ayrımcılık önererek başka bir ırkçılık, ayrımcılık yapıyorlar.

Tarihi yanılsama

Diğer yandan önerdikleri din kardeşliği de bana göre tarihi bir yanılsama.

Çünkü tarihte ve günümüzde yaşanan olaylar, dinin insanları birbirine kardeş yapmadığını, yapmaya yeter bir değer olmadığını bize açıkça gösteriyor.

İslam ‘Müslümanlar kardeştir’ diyerek bir öneride, teklifte bulunsa da bunun uygulamada pek mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz.

Din insanlara bir kardeşlik duygusu verse de bu duygunun etkisi ancak bir çıkar çatışması başlayana kadar sürüyor.

Çıkarlar, kazanımlar devreye girdiğinde kardeşlik duygusundan eser kalmıyor.

Örneği çok

Bunun tarihte onlarca örneği var.

İktidar ve makam gibi çıkar çatışmaları devreye girdiğinde, Müslümanlar ‘kardeşim‘ dedikleri insanların kanlarını akıtmakta bir dakika bile tereddüt etmediler, etmiyorlar.

Mesela İslam’ın ilk yıllarındaki dört halifeden üçü ‘din kardeşleri‘ tarafından öldürüldü.

Yani din insanları kardeş yapabilseydi, Hz. Ömer ile Hz. Osman’ı, Hz. Ali ile Hz. Peygamberin eşi Hz. Aişe’yi ve taraftarlarını kardeş yapardı.

Yapamadı ve hepsi de makam ve iktidar için birbirlerini öldürdü.

İslam’ı en iyi anladıklarını düşündüğümüz Hz. Muhammed’in yol arkadaşları sahabeleri bile kardeş yapmayı başaramamış bir dinin günümüz insanlarını kardeş yapacağını sanmak, bana göre büyük bir safsatadan başka bir şey değil.

Bir İslam, binlerce Müslümanlık

Diğer yandan din kardeşliğinin önündeki en büyük engellerden biri de dinin farklı şekilde yorumlanması.

Yani bir tane İslam varsa binlerce de farklı Müslümanlık anlayışı var.

Her farklı yorumu benimseyen grup bir ötekini ya gerçek Müslüman kabul etmiyor ya da düşman olarak görüyor.

Birbirinin yorumunu beğenmeyen hatta düşman gören bunca cemaatin, bunca tarikatın, bunca örgütün, bunca farklı din anlayışının geliştiği, kendi içlerinde örgütlendiği bir dünyada tek bir din anlayışından bahsetmek de o dine uygun bir kardeşlik duygusunun oluşacağını düşünmek de kuru bir hayalden ibaret.

Erdoğan ile Gülen kardeş olamadıysa…

Mısır’daki bir İslamcı örgüt Türkiye’dekileri, Türkiye’deki kimi İslamcılar Suudi Arabistan’dakileri, İran’daki İslamcılar Sünni ülkelerdeki İslamcı hareketleri gerçek Müslüman kabul etmiyor, hatta El Kaide, IŞİD, Boko Haram gibi örgütler aracılığıyla birbirlerini öldürüyorlar.  

Diyanet’in verdiği bilgiye göre dünyada öldürülen her 10 Müslümandan 9’unu yine Müslümanlar öldürüyor.

Ortada böyle bir tablo varken din kardeşliğinden bahsetmek pek akılla izah edilebilir bir yaklaşım değil.

Üstelik din yorumundaki bu farklılık ülke farklılığıyla da sınırlı kalmıyor.

Aynı ülkede farklı gruplar da birbirinin din anlayışını kabul etmiyor, hatta yok edilmesi gereken düşman olarak görüyor.

Mesela bizim ülkemizde bile yüzlerce farklı Müslümanlık anlayışı var.

Ülkemizdeki Müslümanlarla bile kardeş olmayı başaramayan kimi dindarlar farklı ülkelerdeki hiç tanımadıkları insanlarla kardeşlik duygusu geliştirebilecekleri gibi bir yanılgıya düşüyor.

Mesela Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen’i kardeş yapmayı başaramayan din bütün dünyadaki Müslümanları mı kardeş yapacak?

Ya da Cübbeli Ahmet ile Hayrettin Karaman’ı, Nurcular ile Süleymancıları, Kadri tarikatı ile Nakşibendi tarikatını, kendi yobazlığını dindarlık sanan Halil Konakçı, Ebubekir Sofuoğlu gibiler ile kimi AK Partilileri bile kardeş yapmayı başaramayan din bütün dünyadaki Müslümanları mı ümmet birlikteliği altında toplayacak?

Hal buyken kendi ülkesindeki insanlarla bile kardeşlik duygusu geliştiremeyen kimi iktidar mensuplarının bütün Araplara kardeşlik çağrısı yapmaları ve bunun da işe yarayacağını düşünmeleri hakikaten çok tuhaf.

IŞID dahil mi?

Dahası ümmet ve İslam kardeşliği önerisi El Kaide, IŞİD, Boko Haram gibi örgütlere gönül vermiş milyonları da kapsıyor mu?

Dünyadaki kaç Müslüman böyle bir din anlayışına sahip insanlarla kardeş olmak istiyor ki?

Dediğim gibi tüm bunlar safsatadan başka bir şey değil.

Farklı ülkelerle, farklı toplumlarla ilişkileri din, kimlik ve mezhep gibi gerçekçi olmayan değerler üzerinden ele alan bir yaklaşımı değil, insanı, dahası ülke ve insanlık yararını temel alan, iyiden, güzelden, doğrudan yana olan, kötünün, çirkinin ve yanlışın da karşısında duran bir anlayışı benimsemeliyiz.

İnsanları şu dinden, şu mezhepten, şu kimlikten diye ayırmak ve buna göre bir tutum benimsemek, çağdışı bir yaklaşım.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.