Azarlama ve tasma üzerine...

  • 30.05.2012 00:00

 Azarlama ne ki... Ülkenin başbakanı Menderes ve arkadaşları tekme tokat cezaevine atıldılar sonra da asıldılar, 1960 darbesine karşı çıkan dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdulhun, sorgulamada sürekli aşağılandığını anlatıyordu Zaman gazetesinin yayımlamakta olduğu notlarına göre, 1980 darbesi, işkence gibi ağır hak ihlalleriyle insan onuruna en ağır darbeyi indirdi. Darbeseverler, paraya da doymadı, ülke kasasını işbirlikçileriyle boşalttılar. Meclis’i aşağılayıp, ifade vermeye bile gitmeyen eski MİT Müsteşarı ve Jandarma eski Komutanı emekli Orgeneral Teoman Koman, 28 Şubat postmodern darbe soruşturmasında en nihayetinde yargıya hesap vermek zorunda bırakıldı. Kimi generallerin kirli çamaşırları, bu ve diğer darbe soruşturmaları kapsamında yeniden ortaya çıkartıldıkça hafızamız tazelenmiş oluyor. 2001’deki derin ekonomik krizin yolunu açan 28 Şubat darbecilerinden bazılarının, işadamlarının banka hortumlama gibi illegal eylemlerini örtbas etmelerine aracı olup, hortumcuların şirketlerinde çalıştıkları da ortaya çıktı son yıllarda. 28 Şubat soruşturmasının yapıldığı şu günlerde, Teoman Koman’ın, Cavit Çağlar’ın şirketi Nergis Holding’de uzun süre yönetim kuruluğu üyeliği yaptığı medya tarafından hatırlatıldı. Çağlar, Türkiye’de işlediği ağır suçluk cezalar nedeniyle kaçtığı ABD’de yakalanıp, kelepçeli olarak Türkiye’ye iade edilmiş olmasıyla da hatırlanır. Koman’ın ise ne hikmetse Çağlar davasında ifadesi bile alınmamıştı.


Sözüm ona, laikliği korumak için yapılan tüm yasadışı eylemler, milleti, ekonomik ve siyasi krizlerle boğdu salt devlet içindeki illegal yapılar, mutlu mesut yaşasın diye.
 Devlet içindeki illegal, derin yapılar, Soğuk Savaş döneminde başlayan terör sorununu da bugünlere kadar uzatarak, küçük çıkarları için ülkeyi heba ettiler, böylece Kürt sorununun ağırlaştırılmasını sağladılar.

28 Şubat soruşturmasında önceki gün ifadesi alınan bir emekli general, yakın tarihe kadar askerin hükümetten bile gizlediği Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne atıfta bulunarak, “Birinci önceliğimiz terör değil, irtica ile mücadele oldu,” diyordu.

Darbeyi gerçekleştirenler ve onların destekçilerinin, bu ülkede yol açtıkları yıkımlar saymakla bitmez. Darbe teşebbüsleri kapsamına giren son yıllardaki faaliyetler de uygulamaya geçirilse bir o kadar yıkımla karşı karşıya kalacaktık. Allahtan bu faaliyetler yargı duvarına tosladı.

İktidarının ilk yıllarında gerçekleştirdiği askerî reformlar sayesinde bu yıkımın önünü alacak bir siyasi irade nihayet ortaya çıktı diye sevmiştik AK Parti’yi, demokrasiye inanmış kesimler.

“AK Parti, askerin darbeseverlik alışkanlığını sonlandırmak için değil irticaya karşı (sözüm ona en dik duran) TSK’yı susturup, böylece laikliği ortadan kaldırmak olan gizli gündemini hayata geçirmek amacıyla reform yapıyor,” diyenlere de, acz içindeki darbesever destekçileri gözüyle bakıyorduk. Ben, halen AK Parti’nin, ilk dönemindeki askerî reform iradesinin demokrasi adına Türkiye’ye çok şey kazandırdığını ve bu reform ruhunun mutlaka yeniden canlanması gerektiğine inanlardanım.

Ne var ki Başbakan Erdoğan’ın, son aylarda askeri kollayayım derken basına hakaretamiz ifadelerle yüklenmesine karşı öfkeliyim. Bu silahlı gücün, kontrol altına alınması yani demokratik denetimi için yasal adımlar atılmadığı sürece, ne Erdoğan’ın ne de başka bir siyasi iradenin, yeni bir askerî direnç ile karşılaşmayacaklarının garantisi var.

Erdoğan, şiir okudu diye cezaevine girmek zorunda kaldı, partisi son anda kapatılmaktan kurtuldu, 2002 kasımında partisinin ilk iktidarı döneminde, bu partinin varlığını sonlandırmak için darbe planları yapıldığı ortaya çıktı, bazı Genelkurmay başkanları, AK Parti’yi devirme aracı olarak dış politika konularını malzeme yaptılar. Pek çok medya mensubu, ordudaki darbeseverlerin varlığını eleştirdiği, TSK’nın şeffaflaşması ve demokratik denetim altına girmesi, silah ticaretindeki yasadışılığın önüne geçilmesi için yazılar yazdığı için andıçlandı. Andıçlama, sözüm ona devletin koruyucusu zırhının arkasına sığınıp kirli iş yapmakta sakınca görmeyen darbeseverleri, bu anlayışlarından dolayı eleştirenlerin, çeşitli türlerde baskı altına alınması şeklinde ortaya çıktı. Kimi ilkesiz medya mensupları da, meslektaşlarına karşı darbeseverlerle işbirliği yapmaktan çekinmedi.


Şimdi Başbakan Erdoğan medyaya şöyle hakaret ediyor; “Düne kadar üniformalılar sizi azarlıyordu. Bu tasmadan kurtardık.” Darbesever, devlet diliyle haber yapma anlayışını sürdüren gazeteciler dışındaki medya mensupları için bunlar çok, hem de çok ağır sözler. Erdoğan, bu ağır sözleriyle, partisinin önayak olduğu reformları sanki demokrasi adına yapmamış gibi adeta bir lütuf olarak takdim ediyor ve bizleri köpeğe benzetiyor.


İnsan onuru, bu ülkede darbelerle ayaklar altına alındı, şimdi de üniformasızlar tarafından rencide ediliyor olmamız kabul edilemez.


loglu@superonline.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums